Osman Özgüven'e Gücünüz Yetmez…

   Bir kez daha konuğum, sevgili Osman Özgüven…

   Nasıl olmasın ki!

   Koca bir çınar ağacı kadar yüreği olan Osman abi, kentte bulunan ve sürece göre yön belirleyen bazı “piyasa soytarıları” tarafından  “kaçak” damgası vurulmaya ve itibarsızlaştırmaya çalışılıyor.

   Lâkin bu kentte o çınar ağacının köklerini sulayacak olanların varlığını da hesaba katamayacak kadar zavallılardır onlar.

   Tabii ki halt etmişler!

   Kim onlar?

   Çıkarları doğrultusunda bir gün CHP’nin ertesi gün de AKP’nin davulunu çalan ve gazeteciliği tüccarlıkla harman yapanlardır onlar.

   Onlar;

   Osman Özgüven’in mücadelesini verdiği süreçte, halkın sağlığını tehdit eden kapitalistlerden “reklâm” kapmayı “fırsat” bilenlerdir.

   Eminim ki; Sizler o “k..” yalayıcılarını da çok iyi bilirsiniz…

   Ve ben gazeteci diye geçinen o soytarılara değil, iktidara bulaşmak istemiştim ancak onlara da yaptıkları rezillikten dolayı hadlerini bildirmek farz oldu.

   Neyse…

   Dikili Belediye Başkanı Osman Özgüven’i “idam sehpasına” götürmek isteyen “kifayetsiz muhterislerin” varlığı ilk kez ortaya çıkmıyor.

   Olof  Palme Dikili’ye geldiğinde, Türkiye’nin en saygın siyasetçisi Erdal İnönü Dikili’ye geldiğinde, Ülkenin sayısız sevilen aydını, sanatçısı Dikili’ye geldiğinde, Osman abi’nin mütevazı arkadaşları Dikili’ye geldiğinde, Kürt kökenli yurttaşlar Dikili’ye yerleştiğinde  Özgüven’i taciz eden,  o kadar çok kaymakam, emniyet müdürü, polis oldu ki saymakla bitmez.

   Yıllardan beri siyanürcülere, emperyalist işbirlikçilerine, faşistlere karşı mücadele veren Osman Özgüven, dönem dönem ne yazık ki partisi tarafından bile yalnız bırakıldı.

   Osman abi en zorlu, umutsuz anlarında bile ona yürekten duygularla sahip çıkan halkı, insanı ve dostlarıyla hayat buldu.

   Dikili’deki bazı uygulamaları ile belediyecilik konusunda herkese örnek oldu.

   İnfaz timi

   Şiddeti hayatın her alanına yayan AKP’nin belediyeler üzerinde vesayet kurup, alamadığı belediyeleri de şiddet uygulayarak kazanmak istemesi yeni bir durum değil.

   Birçok belediye müfettişlere, teftiş heyetlerine evrak yetiştiremiyor. AKP’nin yönettiği belediyelere de müfettiş gidiyor ama sıradan bir inceleme tutanağı hazırlayıp kısa sürede yok oluyorlar.

   İzmir bu şiddetin en acımasız kısmını yaşıyor. Birçok belediye üzerinde “demoklesin kılıcı!” gibi duran AKP teftişçileri, “Devletin teftiş heyeti” olmanın çok uzağındalar.

   Eğer bir şey bulamıyorlarsa o heyetler bile değişiyor. Hatta tayip edilen devlet görevlileri bile var.  

   Ve iki olayda da kamunun zarara uğramadığı iki dosyadan Osman abi’ye verilen hapis cezaları nasıl oluyor da bir anda Yargıtay onayından çıkıyor.

   Söz konusu sivri dilli bir solcu kişilik olursa, sisteme sürekli rahatsızlık verirse bu onay elbette hızlanıyor.

   Osman abi benim hayatta tanıdığım özel insanlardan birisidir. Hırslandığı anlarda sarf edeceği sözlerden zaman zaman dostları bile alınmıştır.

   Ama dostları Osman Abi’nin kalbini bildiği için bazen kızgınlıklarını bile unutmuştur.

   Son Dikili buluşmasında buna tanık olanlardanım. Yıllar önce İl Başkanı Özgüven’e kırgın olan bir dostumuz; Dikili’ye destek için geldi ve en öndeydi.

   Yerel destek artmalı

   Dikili’ye bundan sonra da eminim çok sayıda ziyaretçi gelecektir. Osman Özgüven’in hizmet ettiği halkının başkanına yeterince sahip çıkmadığı da düşünülebilir. Belki de yerli halk gerçekten iktidar baskısı korkusu içine girmiş olabilir.

   Küçücük bir ilçeyi uluslar arası üne kavuşturan bir Belediye Başkanıdır Osman Özgüven. Bugün Dikili’deki balıkçı, lokanta, esnaf iş yapıyorsa bunun yaratıcısıdır Başkan Özgüven.

   Dikili halkının Başkan’ına bu nedenle daha büyük bir hassasiyet içinde yaklaşması gerekir.

   Ülkemizde duygu kayıplarını zaman zaman görebiliyoruz. Ancak, Özgüven’in bu ülkenin duyarlı insanlarının gönlündeki yerini kazımak söz konusu olamaz. 

   İktidar, onun bakanları, milletvekilleri vesaire. Kim olursa olsun Özgüven’i yok etme operasyonundan karlı çıkmaz.

   Tıpkı yüzyıllarca hapis istemi, çete reisi ilan edilenlerle ilgili yaptırımlar gibi.

   Velev ki, Dikili’de AKP seçim kazansın.

   Bu da kendilerini mutlu etmeyecektir.

   Tıpkı geçmişin en şaşalı partisi olan Anavatan Partisi’ni mutlu etmediği gibi…

   Bir gün iktidar elden gidince etrafındaki “yalak va salaklar”dan arınacak olan ey iktidar sahipleri… İktidarı kaybettiğiniz gün birçoğunuz sıradan bir insan olacaksınız. Ancak Osman Özgüven gönül insanı olarak hep sizin önünüzde olacak…

   Not 1: Son yazımda EKİP organizasyonu dahilinde CHP İl Başkanlığının Osman Özgüven mitingine başkanları davet etmediğini, dolayısıyla bir çok Belediye Başkanının da Dikili’ye gidemediğini yazmıştım.

   İl Başkanı Ali Engin beye de sorularım olmuştu, ancak sağ olsun son derece “duyarlı!” bir yapıya sahip olduğu için halen cevap vermiş değil.

   Çokta önemli değil bahsettiğim EKİP, CHP içerisinde zaten bilinen bir gerçektir. İl Başkanının şu ana kadar cevap vermemesi de bu iddialarımı doğrular niteliktedir...

   Not 2: Önceki gün Çiğli'nin eski Belediye Başkanı rahmetli Ensari Bulut'un ölüm yıldönümüydü. Eşi Ester Bulut'un Çiğli Kasaplar meydanında merhum eşi adına lokma döktürdüğü ve bu durumun da basında yer almadığını gördüm. Ben buradan duyurmuş olayım. Çünkü Ester Bulut kadın başına bu övgüyü yeterince hak ediyor. Bu vesile ile rahmetli Ensari Bulut'u bir kez daha buradan anıyoruz.

   Özlü söz:

   Memleketimi seviyorum: Çınarlarında kolan vurdum, hapishanelerinde yattım. Hiçbir şey gidermez iç sıkıntımı memleketimin şarkıları ve tütünü gibi… -Nazım Hikmet-