İşçi dostu Aziz…
13 Kasım, 2012İzmir Büyükşehir Belediyesinde yine kriz var. Belediye bünyesinde bulunan ESHOT ve İZULAŞ şirketlerindeki personel, gayri ciddi yaklaşımların kurbanı olmak üzere.
Olayı kısaca hatırlayalım;
Büyükşehir Belediyesinin ESHOT Genel Müdürlüğü’nün yaptığı 3 bin 317 kişiyi ilgilendiren ihalede anlaşmazlık halen devam ediyor. Tam 196 milyon TL muhammen bedel tespit edilen ihalede 198 milyon TL teklif veren belediye şirketi İZELMAN’ın önüne geçen ve 188 milyon teklif ile avantajlı durumda bulunan İstanbul şirketi Etkin-Lider Ortak Girişimi’nin (Deniz Feneri Derneğinin Ortağı) durumu tartışılırken hafta başında DİSK’in eylem süreci başladı.
İşe sivil kıyafetlerle gelen işçiler mesai saatleri süresince DİSK ve Genel İş yazan kırmızı şapkaları ile çalıştı. Baskı içinde çalıştıklarını söyleyen şoförler stresli bir şekilde araç kullandıklarını ifade etti. Aynı zamanda İZULAŞ çalışanları da meslektaşlarına destek vermek için yakalarına siyah kurdele taktı.
Yani ortada birçok ihalede gördüğümüz yönetici iradesi eksikliği ve “ihale beceriksizliği” söz konusu.
Maalesef yine bir kış günü ve yine gelecekleri S.O.S veren binlerce işçinin isyan ettiren mağduriyetiyle karşı karşıyayız. Bir süre önce Medya manşetlerinde “İşçi dostu Aziz”, “İşçi babası Aziz” başlıklarını hepimiz iyi hatırlarız.
İzmir’de taşeronu kaldırdığı iddiasıyla, Kılıçdaroğlu tarafından kamuoyunda reklâmı yapılan, onure edilen ancak işin aslında taşeronu kaldırmadığı bilinen “Büyük Başkan” bir kez daha “başarısızlığıyla” gündeme gelmiş durumda. Üstüne üstlük İzmirlilerin dokusuyla hiçte uyuşmayan bir konuma sahip olan Deniz Feneri gibi bir ismi İzmir'e sokmayı da başarmıştır, pek Sosyal Demokrat "Büyük Başkan"...
Sözün özü;
İsteyen istediği sıfatı yakıştırsın veya yağ çekme rolüne soyunsun ama gerçek olan, kentin kaderini etkileyen birçok işte olduğu gibi, pek “Büyük başkan” işçi hakları konusunda da sınıfta çaktığı gerçeğidir.
Unutmayalım bundan 3 yıl önce de işçiler kapı önüne çok sayıda işçi kapı önüne konulmuş ve aylarca Büyükşehir Belediyesinin önüne çadırlar konulmuş ancak “İşçi dostu Aziz” oralı dahi olmamıştı.
Şu an, ESHOT bünyesinde çalışan 3 bin 317 şoförün emeği söz konusu. Çarşamba günü (yarın) konuyla ilgili olarak DİSK ve Genel İş basın açıklaması yapacak.
Ah doktorum…
Akademik unvanı olan çok sayıda arkadaşım var… Dr, Yrd Doç., Doç vesaire…
Türk toplumu bu unvanlara itibar ettiğinden bizim akademisyenlerimiz de adlarının önünde sadece Dr. Unvanını yazmakla kalmaz her aşamalarda aldığı unvanları tabelalarına yazarlar…
İkinci bir özelliğimiz ise biz Dr. yazan herkesi Tıp Doktoru zannederiz. Bu nedenle Burhan Özfatura ile başlayan unvan kullanma geleneği siyasette de halkı psikolojik olarak kandırmaya girebilen eylemler arasında sayılabilir. Çünkü, toplumumuzdaki birçok mazlum insan Özfatura’yı tıp doktoru zannetmiştir. Ta ki, Talat Şimdi de bu unvanı kullanıncaya kadar…
Gelelim siyasette “kavgalı” diye mimlenen bir ilçemizde akademik unvan kullananlara…
Bunlardan bazıları hiç öğrenci yetiştirmemiştir ama adının önüne üniversitenin verdiği bu unvanı kullanma zorunluluğu duyarlar.
Siyasette sevginin, doğruluğun, küfür etmemenin önemi yoktur onlar için. Hem önüne geleni yok edip geçerler, hem mesleklerini icra ederken yoksulluk bilmezler, paralı insanlar onlar için daha makbuldür.
Ama siyasette bol keseden yoksulluk edebiyatı atarlar.
En yakın arkadaşlarını siyasetteki yoldaşlarını kızdıklarında imha edebilecek sözler sarf ederler.
Zannederler ki herkesi isimlerinin önündeki unvanlarla etkileyecekler…
Lise mezunu Ahmet
Türkay Koleji Mezunu Ahmet Piriştina’yı unutmamışsınızdır sanırım. Kucağında Aziz Nesin’in vefat ettiği, Behice Boran, M. Ali Aybar gibi Türk solunun çok önemli insanlarının itibar ettiği, bu ülkenin çok önemli sanatçılarının bir kadeh içki içmek, hasbıhal etmek için can attığı bir dost Ahmet Piriştina... Adının önünde Dr. unvanı yoktu ama siyasette gerçekten sevildi. Neden mi?
Çünkü ilk sinirlendiği anda, dostunu yerden yere vuracak açıklamalarda bulunmaz, gırtlağındaki boğumları iyi kullanırdı.
Hedeflediği koltuğu elde etmek için “Her yol mubah” olmayı tercih etmezdi. Dostlarını yanlış yaptıklarında bile sırtında taşırdı…
Ve bugün akademik unvanları (Bazılarının hiç öğrencisi olmadığı halde aldığı unvanlar) kullananlara siyaset sosyolojsini baştan sona öğretecek bir birikime sahipti.
Alsancaklı Ahmetti ama Çamdibi’ne girdiğinde mahallenin en öteki tarafı ayağa kalkıyordu. Bir uyarıda daha bulunmak istiyorum, doktor, yardımcı ve yardımcı olmayan doçentlere. Siyaseti içten yapacaksanız eğer; sırf görünmek için bir cenaze törenine gitmeyin. Cenaze namazını da kılın.
Bir cenazeye gelip, namazını bile kılmadan mahalleyi terk etmenizin arkasındaki yankılarını bile göremiyorsunuz çünkü.
Yok eğer siz halkınız için değil, kendiniz için siyaset yapıyorsanız, o zaman durum değişir.
Doktorluk kalıcıdır. Bu kalıcı unvanınız ile size başarılar dileriz. Ama siyasette doğru ile doktorluğun hiçbir ilgisi yoktur. Tıp doktorluğu ise yemin gerektirir ama bugün bu yeminlere halel getiren yüzlerce binlerce insan muayenehanelerinde, vakıflarında cirit atmaktadır.
Tayyip Erdoğan’ın kurduğu sağlık sisteminin nemalarını yerken, diğer yanda da “demokrat” hatta “Sosyal demokrat” kesilirler.
Oysa onlar iyi bir liberal olmayı yıllar önce sırtlarına geçirmişlerdir.
Bu yazıdan ders çıkaracak olan doktorlar olabilir. Kızacak olanlar da. Bu yazıdan kızmamaları gereken bir meslek grubu vardır ki o da Diş Hekimleridir. Çünkü yukarıdaki meslek grubundan kafasının tası atanlar bu hekim grubunu doktor olarak görmez. Çok aldırış etmemelerini tavsiye ediyorum.
Not: Bu bir kişisel yazı değil, mesleki eleştiridir. Kimse üzerine alınmasın lütfen…
Özlü Söz:
Erdem, düşünce ölçüsünü kullanmaktır. İyi sandığımız şeyleri işlemekte gösterdiğimiz karardan ibarettir. -Descartes-
Yorum Ekle
Yazarın diğer yazıları
- Cemil Tugay’ın haklı isyanı
- TANSAŞ modeli İZMAR can suyu olacak
- İzmir’de böyle bir İl Başkanı olduğu için AKP çok şanslı…
- CHP’nin Cumhurbaşkanı adaylığı Özgür Özel’e kalabilir
- Buca’da Görkem Duman farkı
- AKP Selçuk’u unutsun..
- Kreşleri kapatmak ne demek?
- Tunç Soyer’in miadı dolmadı mı?
- Konu kendi Belediyeleri olunca; AKP’li vekiller dut yemiş bülbüle dönüyor
- Biraz sabır... Cemil Başkan güzel işler yapacak
- Tüm Yazıları
SOSYAL MEDYA
MAGAZİN
Kardashian'dan photoshop itirafı!
Sosyal medya hesabını aktif olarak kullanan Khloe Kardashian'dan dikkat çeken bir sosyal medya açıklaması geldi. Kardashian, paylaşımlarında uzun süredir photoshop ve filtre kullanmadığın...
TEKNOLOJİ
EDİTÖR'ÜN SEÇTİKLERİ
119 ülkede görüldü, yayılıyor: Milyonlarca kişi tehlikede!
Hiçbir sınır tanımadan hızla yayılan tehlike, uzmanları bile alarma geçirdi. Görüldüğü ülke sayısı 100’ü aştı, vaka sayıları tırmanıyor. DSÖ ilk kez kapsamlı bir tedavi kılavuzu yayımladı. Her yıl milyonlarca insan sivrisineklerin taşıdığı virüslerle enfekte oluyor. Sağlık uzmanları tehlikenin kapda olduğunu söylerken, Dünya Sağlık Örgütü (DSÖ) ise bu tehdide karşı tarihinde ilk kez harekete geçti.
Yorumlar
Bu haberde yorum bulunmamaktadir.