Başkanların Hali Perişan...

Bildiğiniz gibi İzmir’de 30 Belediyenin 28 tanesi CHP’nin elinde. Ancak gelin görün ki bu Belediyelerden müfettişler hiç mi hiç eksik olmuyor. Neredeyse her Belediye’de 1-2 Müfettişe rastlamak olası hale geldi.
Önceki gün bir Başkanla sohbet ediyoruz.  Diyor ki;
“Sağolsunlar Sayın Müfettişlerimiz eksik olmuyor. O kadar sık geliyor ve uzun kalıyorlar ki, bazen onları personelimizle karıştırdığımız zamanlar bile oluyor!”
Sayın Başkan bunu espriyle karışık söylüyor ama içinin kan ağladığı da ayrı bir gerçek. Çünkü bir Belediye’de müfettişin olması, o belediyenin sürekli gözetim altında olduğunu gösteriyor. Ki bütün çalışmalarınız da haliyle denetim altında ve yapmak istediğiniz hizmetleri yapmaya çalışırken “yapsam-yapmasam” çekingenliğini de doğal olarak yaşıyorsunuz.
Hani olmamasından yana değiliz, ama bu kadar sık ve uzun sürekli olması oldukça garip. Keza, bir çok AKP’li Belediyenin de Müfettişin ne anlama geldiğini bilmediği gibi, bir ayrıcalığının olduğunun da unutulmaması gerekir.
Maalesef partizanlık bu hükümetin iliklerine kadar işlemiş durumda. Yargı erklerinin AKP’lileştirilmeye çalışıldığı bir ülkede, Müfettişlerin AKP’den bağımsız olarak çalıştığını söylemek hiçte inandırıcı olmaz.
CHP Kurultayı Zurnanın Son Deliği
Diğer iller gibi, İzmir siyaseti de 22-24 Mayıs tarihleri arasında yapılacak olan CHP Genel Kurultayını beklemeye koyuldu.
Bunların içerisinde en sabırsız olanları da, Milletvekili adaylığı bekleyen CHP’liler. Kulislerden edindiğim bilgiye göre, mevcut vekillerden en az yarısının makas yiyeceği. Bunlar kim diye sorarsanız?
Sağlam yerden aldığım kaynak, bir süre önce haber sitemizde ve gazetemizde dile getirdiğimiz Dayakçı vekil ve dayak yiyen kişinin çizildiği bilgisidir. Yani Baykal bu iki kişiye kapılarını kapatmış durumda.
Kimler tekrar vekil olur diye bir değerlendirme yapmamız gerekirse,
Bana göre mevcutlar içerisinde 3 kişinin yeri garanti gibi.
Pamuk İpliği…
Son yaşanan seri katil olayında 4 Milyon nüfuslu İzmir’de hayatın nasıl durduğuna tanık olduk. Kimi bayanlarımız korkudan evlerinden dışarıya çıkmazken, kimileri de olayı şehir efsanesi haline çevirdi.
Gerçek olan tek şey bir kişinin yaptığı insanlık dışı olaylarla hayatı nasıl kilitlediği gerçeği…
Olayın ayrıntılarını aklıma bile getirmek istemiyorum. Çünkü tam bir vahşet.  Hayata dair amaçları olmayan bir sapkın eline silahı almış ve tuttuğunu katletmiş. Ümit ediyorum ki, “canilere özel” yapılan AF’lardan yararlanıp gün ve güneş yüzü göremez.
Katledilenlerin ailelerine sabır diliyorum…
NOTLAR
NOT 1 : İzmir Karabağlar Belediyesinin geçtiğimiz günler de açtığı Uğur Mumcu Sosyal Tesislerine itirazlar var. İçkili olan bu yerin Uğur Mumcu'ya yakışır bir hale getirilmesi için kültürel faaliyetlere çok daha önem verilmesi isteniyor.
NOT 2 : İzmir Gaziemir Belediyesi geçtiğimiz günler de 23 Nisan'a dair şenlikler düzenledi. Şenlikler oldukça renkli ve heyecanlı geçti. Gaziemir Belediye Başkanımızdan bu şenliklere katılan Sanatçılara ne kadar para ödendiğine dair açıklama bekliyorum. Geldiğinde sizlerle paylaşacağım.
NOT 3 : İzmir'in şirin ilçelerinden Güzelbahçe'de önceki gün bir şey dikkatimi çekti. Urla sınırından Narlıdere sınrırına kadar bütün direklere Türk Bayrağı ve Belediye Flaması asılmıştı. Buraya kadar her şey güzel, ancak bu Bayrak ve flamaların asıldığı yerlerin mesafeleri birbirlerine o kadar yakındı ki, ister istemez bu işlere ne kadar para harcandığı sorusu aklıma geldi. Güzelbahçe Belediye Başkanı sayın Mustafa İnce bizi bilgilendirirse seviniriz.