Sansüre Çanak Tutanlar…
01 Ekim, 2012Dün Ankara Arena Kapalı Spor salonunda yapılan AKP Kongresinin aklımda kalan en belirgin olayı, gazetecilere karşı uygulanan sansürdür.
Oldum olası bu Akreditasyon saçmalığına karşıyımdır. Kim yaparsa yapsın sonuçta kamuya karşı sorumluluk alan birilerinin sizi zapturapt altına alması olarak görüyor ve demokrasi açısından özgürlükçü bir tutum değildir diye düşünüyorum.
Bu anlamda, dün Başbakan Erdoğan’ın çok beklenilen ve bazı çevrelerde hayal kırıklığı yaratan konuşmaları inanın zerre kadar da umurumda ve ilgi alanımda değil.
Kendisinin sevmediği haberleri yapan gazetecilere sansür uygulayan bir Başbakanın ülke ekonomisini, terör olaylarını, eğitimi, ilimi, bilimi anlatmasını şahsen, içi boş samimiyetten uzak “zırva”dan başka bir şey olarak da görmüyorum.
Nasıl göreyim ki?
Çünkü Başbakan kendisi gibi düşünmeyenleri dışlıyor, aşağılıyor yetinmiyor onlara karşı devletin her türlü gücünü kullanıyor. Böyle bir Başbakanın “dürüst”, “ilkeli” ve “adam gibi adam” türünden saçma pazarlama tekniklerine alet olmak gibi bir davranış bizden uzak olsun.
Sorumlu bir yurttaş olarak bizi ilgilendirecek en önemli husus, bu ülkede “ben herkesin başbakanıyım” diyen ancak pratiğinde yalpalayan bir Başbakanın hoşgörüsü, demokrasi ve özgürlük anlayışının olmadığını anlatmaktır.
Başbakanın gözle görülür bu sansürü karşısında merak ettim ve ülke sahtına yayılmış kalemşörlerin ne yazdığına bakayım dedim.
Birçoğundan tık yok.
Ve ilk akla gelen bu birçoğunun kendi çıkarına baktığı, bazılarının da tırstığı algısıdır. Bu utanmazların bazıları da kendi alanlarında basın özgürlüğünden dem vuran gazetecilerdir.
O nedenle meslektaşlarının başına gelenlerin, bir gün kendi başlarına da gelebileceğini kavramayacak kadar bencil ve hayasızlardır.
Bu arada İzmir’den de AKP lobisine kendisini akredite ettiren bazı gazeteciler de yok değildi.
Cumhuriyet, Sözcü, Aydınlık gibi gazetelerin kabul edilmediği bir yere İzmir’den bazı taklacıların o listeye nasıl girdiği de ayrıca maharet isteyen durumdur.
Bizim böyle bir talebimiz olmadığı gibi, şükür ki davette edilmedik ve edilseydik de gitmezdik. Çünkü Muhalif gazeteci olmak omurgalı olmakla eşdeğer bir olgudur, meslektaşlarımızın olmadığı yerde olmamız, bizim anlayışımıza ters bir durumdur, bir nevi uygulanan sansüre çanak tutmak ve uygulanan çağdışı sansürü tescil etmek demektir.
Son olarak, AKP'nin medya sansürüne misilleme yaparak kongreye temsilci göndermeyen CHP'nin bu ilkeli tavrını da kutluyorum...
Saygın gazetenin İzmir eki !
CHP’de yerel yönetimlerin sorumluluğunu üstlenen Gökhan Günaydın gerçekten nazik bir insan.
Olmayan, hayali ve sonuçta toplumu kandıran haberin mimarları için “Saygın gazetenin İzmir eki” tanımlamasını yapıyor…
Belli ki Milliyet Ege’de bugüne dek yapılan hayali, bazı kesimleri yok etmeye yönelik haberlerle ilk kez karşılaşıyor.
Hayatında spor yazılarından başka bir şey yazmamış bir gazetecinin ise yöneticilerine yaranacak hamlelerini de ilk kez okuyor.
Milliyet Ege’nin arşivini bir zahmet birileri Gökhan Günaydın’a ulaştırırlarsa neler neler yapıldığını anlayabilir.
Çünkü bu gazetenin ekinin sorumlusu başta olmak üzere bazı belediyelere, bazı belediye başkanlarına geçmişte danışmanlık yaptığı CHP Milletvekili’ni de kollayarak hangi yazıları yazdığını bizler biliyoruz.
Önder Sav’a yakın bir başka eski milletvekilinin istemleri doğrultusunda Milliyet Ege’de yapılan infazlar da ayrı bir araştırma konusu.
Eşinin çalıştığı belediye hariç, bazı belediyeleri hedefine alan Yayın Yönetmeni’nin geçmişte yazdıklarını şimdi 30 yıllık saygın geçmişini paralamaya başlayan Muhittin Akbel sürdürüyor.
Buca’dan belli ki öfkesini alamamış Muhittin Akbel. Olmayan anketi, olmayan çalışmayı varmış gibi yazmaya devam ediyorlar.
Ancak bu kez sert kayaya çarptılar. CHP İl Başkanı da Genel Başkan Yardımcısı Gökhan Günaydın da böyle bir çalışma olmadığını gazetenin yalan bir yazıya imza attığını belirttiler.
Milliyet’te kısa bir süre önce yine belediyelere ilişkin bir anket var diye yazılmıştı. O çalışmayı da Genel Merkez yapmadığını söylemişti.
Milliyet basında güven kurumudur diye bilinirdi. Sanırım böyle devam ederse o saygınlığını İzmir’de tamamen tüketecek. Allahtan burada yayınlananları memleketin diğer yanlarında okumuyorlar. En azından Milliyet gazetesinin bu bölgenin dışındaki saygınlığını koruma şansı devam ediyor.
Özlü Söz :
Bana göre; Türkiye'de AKP, İzmir'de ise CHP S.O.S veriyor...
Yorum Ekle
Yazarın diğer yazıları
- Cemil Tugay’ın haklı isyanı
- TANSAŞ modeli İZMAR can suyu olacak
- İzmir’de böyle bir İl Başkanı olduğu için AKP çok şanslı…
- CHP’nin Cumhurbaşkanı adaylığı Özgür Özel’e kalabilir
- Buca’da Görkem Duman farkı
- AKP Selçuk’u unutsun..
- Kreşleri kapatmak ne demek?
- Tunç Soyer’in miadı dolmadı mı?
- Konu kendi Belediyeleri olunca; AKP’li vekiller dut yemiş bülbüle dönüyor
- Biraz sabır... Cemil Başkan güzel işler yapacak
- Tüm Yazıları
SOSYAL MEDYA
MAGAZİN
Bestemsu Özdemir güzel haberi duyurdu
Oyuncu Bestemsu Özdemir, eski basketbolcu Ersin Görkem ile evlenmeye hazırlanıyor. Özdemir, sevgilisinin evlilik teklifine "Evet" dediğini duyurdu. Eski basketbolcu Ersin Görkem ile yeni ...
TEKNOLOJİ
EDİTÖR'ÜN SEÇTİKLERİ
İşte ekmek yerine tüketilmesi gereken tek besin
Prof. Dr. Canan Karatay, ekmek tüketimine sert çıkıp kahvaltıda ekmek yerine “Maraş cevizi” önerdi. Ancak bu öneri sosyal medyada hem destek hem de tepki gördü. Sağlıklı yaşam konusundaki çıkışlarıyla sık sık gündeme gelen Prof. Dr. Canan Karatay, bir kez daha beslenme alışkanlıklarını sorgulatan açıklamalarda bulundu.
Yorumlar
Bu haberde yorum bulunmamaktadir.