O Tutanaklar Nasıl Sızdırıldı?

   İzmir’de 9 Eylül etkinlikleri çerçevesinde Bayrak krizi tartışmaları son gaz devam ediyor. İzmir Valisi Cahit Kıraç ile Belediye Başkanı Aziz Kocaoğlu’nun karşılıklı birbirlerini suçluyor.

   Kocaoğlu etkinlik programının yer aldığı imza tutanağının sonradan imzalatıldığını belirtirken, Vali ise sonradan imzalatılan tutanağın ayrı, yani başka işlerle ilgili bir tutanak olduğunu iddia ediyor.

   Anlayacağınız Kenti yöneten her iki yöneticinin arasındaki “tutanak krizi”nin artarak devam edeceği ve hatta farklı konulara da sirayet edeceğini bekliyorum.

   Farklı konular derken, bu krizin başka krizlerin tetikleyicisi olacağına şimdiden hazır olalım. Çünkü şu an itibariyle her iki yönetici de kılıçlarını çekmiş durumda. Tabii ki bizlere de izleyip değerlendirmek düşüyor.

   Olaylara dönersek;

   Bu tutanak krizinde ortaya çıkan en önemli ayrıntılardan birisi Valilik programındaki imzaların sahte olma şüphesiydi, yani ıslak imza iddiaları var. Ancak benim asıl dikkatimi çeken olay, Valilik tutanaklarının AKP tarafından basına servis edilmesi hadisesidir.

   Hatırlarsınız, önceki gün İzmir AKP İl Binasında 9 Eylül etkinliğinde Bakanın yuhalanması ve Kocaoğlu-Sait kavgasına ilişkin bir basın açıklaması düzenlenmişti. Bu basın açıklaması sırasında İl Başkanı Ömer Cihat Akay, elindeki Valilik tutanaklarını basın mensuplarına dağıtarak “Bayrak çekme krizinin” suni bir kriz olduğuna dikkat çekmeye, dolayısıyla hem Valiliği hem de AKP’yi haklı göstermeye çalışmıştı.

   Merak ediyorum;

   Madem Valilikte bu tutanaklar vardı, onca kıyamete rağmen Valilik neden bu tutanakları basına dağıtma gereği duymadı?

   En önemlisi, bu tutanaklar hangi amaçla AKP’ye sızdırıldı ve AKP’den de basına servis edildi?

   Şayet İzmir Valisi iddialarında haklıysa, yaklaşık on beş günden bu yana İzmir halkını son derece rahatsız eden bu olaylar yaşanırken, neden Aziz Kocaoğlu’nu yanına alıp bir basın toplantısı yapma gereği duymadı?

   Yani İzmir Valiliğindeki bu tutanakların AKP eliyle servis edilmesinden, bizler Valilik ile AKP’nin ortak hareket ettiklerini mi anlamalıyız?

   Çünkü şu anki manzarayı ve tutanakların dağıtım adresini görünce, AKP+Valilik makamının ittifak içerisinde olduğu fotoğrafı karşımıza çıkıyor. Böyle bir durum etik açıdan şık olmadığı gibi, Valilik makamının da tarafsız olması gerektiği gerçeği unutulmamalıdır. Ve bu algıyı bertaraf etmekte Sayın Valinin görevidir.

   Şöyle ki;

   Bir gazeteci olarak doğru bilgileri kamuoyu ile paylaşmak adına, her iki tarafın da birlikte basın toplantısı düzenleyip, sorularımıza cevap vermelerini istiyoruz. Aksi halde her iki önemli tarafın da içerisinde bulunduğu bu sorun artarak devam edecektir.

   Benden uyarması…

   Özlü Söz:

   12 Eylül; Günümüz gençliğinin boş bir tenekeye dönüştürülmesine yönelik başlatılan uygulamanın doğum tarihidir. Aynı zamanda; Nice hayatların söndürüldüğü bir katliam ve Türkiye’nin tarihine yapıştırılan bir utanç günüdür… -Sinan Kara-