Alçaklığın Tarifi…

   Dönemsel olarak her devrin adamı olan ve son yıllarda ise İktidar yalakalığına soyunduğunu kendisi itiraf eden Rasim Ozan Kütahyalı’nın bir söylemine takıldım. Beyaz TV’de yayınlanan Dinamit adlı programda, kendisini tarafsız olarak tanımlayan gazetecileri alçak olmakla itham eden “alçak”tan bahsediyorum.

   Sahipliğini yolsuzluk iddialarıyla ün salmış İ. Melih Gökçek’in oğlunun yaptığı bu TV kanalında yayınlanan programı izleyenlerden birisiyim.

   Ne adına derseniz?

   Yine kimi asacaklar, kime komplo kuracaklar ve kime iftiralar atacaklar merakıyla…

   Dikkatinizi çekmiştir;

   Bu TV kanalında yapılan söz konusu programda adeta mahkeme kürsüsü kuruluyor, programın moderatörü Latif Şimsek savcı, programın ağır top’u Rasim Ozan Kütahyalı yargıç ve programın sosu Ümit Zileli ise istetme konumunda, kendilerine bahşedilen görevi büyük bir iştahla yerine getiren gazeteci rolündeler.

   Önceki yazılarımdan birinde, özellikle Ümit Zileli’yi bu komplo tayfasına ortak olmakla eleştirmiş ve sosyal demokrat görüşe sahip bir gazetecinin o programda “sosyal demokratlara kurulan tuzağın” bir parçası haline geldiğini belirtmiştim.

   Tekrar ediyorum Ümit Zileli’ye o programda yorumculuk yakışmadığı gibi, çevir kazı yanmasın türünden tavırları da Zileli’yi gittikçe zayıf düşürüyor.

   Gelelim Rasim Ozan adlı soytarıya.

   Soytarı diyorum çünkü bu tanımı fazlasıyla hak eden kişi bakın bir programında ne diyor;

   Köşe yazarı olarak elbette tarafımız belli. Tarafsız diyen alçaktır. Her zaman söylüyorum tarafsızlık en büyük alçaklıktır. O bir yalandır.

   AKP’nin davulunun tokmağı olduğunu kendisi itiraf eden bu şaklaban, kendi taraflılığına haklı bir zemin hazırlamak adına, bu ülkenin tarafsız gazetecilerini “alçak”lıkla itham ediyor.

   Ve asıl üzücü olan ise bu rezalete Türkiye’deki gazeteci örgütlerinin de sessiz kaldığıdır. Oysa gazeteciler cemiyetleri ve örgütlerinin en etkin cümle olarak dilinden düşürmediği “Gazeteci tarafsızdır” sözüne rağmen.

   Benim otuz yıldır bildiğim gerçek ise, bir gazetecinin taraf olmasının anlamı, kalemini ve daha açık bir tabirle kendisini satmasıdır. Hal böyleyken geldiğimiz süreçte “tarafsız gazeteciliğin” alçaklıkla eşdeğer olarak nitelendirildiği bir medya ortamının varlığı utanç vericidir.

   Rasim Ozan adlı soytarı mesleki açıdan “alçak”lığın tarifini de bilmiyor, onu da anlatalım.

   Bir gazetecinin gücün yanında yer alıp güçsüzlere karşı komplolar hazırlaması, bir gazetecinin etik değerleri hiçe sayarak ben tarafım diyebilme rezilliğini göstermesi, bir gazetecinin bilmediği konularda ahkâm keserek insanları suçlu ilan etmesi ve bir gazetecinin olmayan bir olayı varmış gibi göstermesi en büyük alçaklıktır.

   Ve bu tanımın muhatabı da Rasim Ozan adlı bu şaklabanın bizzat kendisidir…

   Bu TV kanalında AKP tetikçiliği yapan ve bunu da açıkça “ben Başbakanın tarafıyım” diyerek deklare eden bu şaklabanın, tarafsız kalma uğraşında olan gazetecilere yönelik bu iğrenç sözünü, yıllarını tarafsız kalmak adına emek harcayan bir gazeteci olarak bu “alçağa” da aynen iade ediyorum…

   Alaçatı Port hakkında iddialar

   Türkiye’nin dolayısıyla Dünyanın da gözde sörf turizmi merkezlerinden birisi olan Alaçatı’da garip olaylar yaşanıyor.

   İddialara göre, Alaçatı’da mülk edinmede yasa dışılık olduğu ve yine mülk edinmede kamu görevlisi nüfusunun kullanıldığına ilişkin. Öyle ki ortaya atılan bu tartışmalar İzmir Valiliğine taşınmış durumda fakat şu ana kadar yeterli yanıt alınamadığı şikayetleri var.

   Bize aktarılan bilgiye göre;

   Alaçatı Port İnşaatlarının ve uygulanan projelerde koruma amaçlı imar planı olmasına rağmen buna uyulmadığı söyleniyor. Kıyı kenar çizgisine dikkat edilmediği, belediye kontrolünün olmadığı, bölgedeki arazi sahiplerine baskılar yapıldığı söylentileri var. İddialarda ise hedef hep aynı. Alaçatı Port İnşaatları...

   Vali de İddiaların Hedefinde

   İzmir Valisi Cahit Kıraç’da bu iddiaların hedefinde olan bir diğer isim. İddialara göre Alaçatı Port projesinde evi olan Kültür ve Tabiat Varlıkları Koruma Kurulu (SİT) üyesi ile vali yardımcısının kamu görevlisi nüfusunu kullandığına ilişkin. Konu Valiliğe taşınmış durumda fakat geçiştirme yanıtların verildiği de edinilen bilgiler arasında yer alıyor.

   Alaçatı Belediyesi sessiz

   Alaçatı Turizm Merkezi koruma planına uymayan Alaçatı Port Projesine  Alaçatı Belediyesi’nin neden ses çıkarmadığı konusunda ise Belediye Başkanı Muhittin Dalgıç hakkında ağır iddialar var. Bu iddialar burada iş yapan bir inşaatın küçük ortağı olduğu gibi büyük tartışmalar yaratacak cinsten.

   Yine aynı aynı konuya Eşitlik ve Demokrasi Partisi İzmir Başkanlığı da gündeme getirdi. EDP İzmir İl Başkanı Arif Ali Cangı konuyu Valiliğe taşıdıklarını belirterek yeterli yanıtı alamadıkları konusunda yakınıyor.

   EDP İzmir İl Başkanı Cangı yaptığı yazılı açıklamasında, “Alaçatı Port'ta Vali Yardımcıları, Koruma Kurulu Üyeleri mülk edinme karşılığı kamu görevlisi nüfuzlarının  kullanıp kullanmadıklarının, bu kamu görevlilerinin kim olduğunun, haklarında soruşturma açılıp açılmadığının, ceza verilip verilmediğinin, hukuki tartışmalara rağmen projenin  tamamlanmasında kişisel çıkarların etkisinin olup olmadığının araştırılmasının takipçisiyiz” diyor. 

   Başta İzmir Valiliği olmak üzere, Allaçatı Belediye Başkanı ve yetkililerden iddialarla ilgili açıklamalar beklediğimizi buradan hatırlatmak istiyorum.

   Not: Karşıyaka’da açıkları kapatmak için Belediye Başkanı Cevat Durak gayri menkulleri satıyor. Başkana buradan soruyorum; söz konusu açık nedir ve Belediyenin borcu var mıdır?

   Özlü Sözler;

   Onca yandaş medyanın desteğinde, çoğunluğa dayatılan öngörüler bir yere kadar etkin olabilir, yalanlar var oluş sürecini tamamlar ve gerçekler ortaya çıkar. İşte o an; tarih sadece o gerçekleri yazar… -Sinan Kara-

Rasim Ozan Kütahyalı