Yukarı
1

Sinan Kara

Ne Olacak Bu Memleketin Hali?

29 Ağustos, 2012

     Türkiye tam bir ateş sarmalının içerisine iteklenmiş durumda. Bir taraftan PKK, bir taraftan toplumun hassasiyetlerine ilişkin yaptırımlar ve son zamanlarda ise ne idüğü belirsiz Suriye olayı.

   Öte taraftan Başbakan Erdoğan, ülkenin geleceğini ilgilendiren kararlarda “meclisi tınlamadığı” gibi doğal olarak halkın görüşlerini de önemsemez bir süreç içerisine girmiş durumda.

   Ortadaki manzaraya bakınca, toplumsal kaygıların ve sitemlerin ne denli haklı olduğunu kavramak o kadar da zor olmasa gerek.

   Türkiye; Türkü, Kürdü, Alevisi ve mozaik halini almış tüm halklarıyla, maalesef ciddi biçimde mutsuz ve umutsuz. Bu güzel ülkenin neredeyse her tarafını şiddet ve tedirginlikler kapsamış halde. Yani hepimizin başı ciddi şekilde bela da!

   En küçük bir olayda dahi patlak veren toplumsal feveranların ölçüsü, yaşadığımız gemiyi batıracak boyutlara kadar gelebiliyor. Durum bu kadar ciddiyken AKP hükümetinin  içeriyi bırakıp ABD’nin iteklemesiyle bölgesel “Donkişotluğa” yeltenmesi de ayrı bir trajedi.

   Tabir yerindeyse AKP ipini koparmış, toplumsal uzlaşı ve endişelerin çok ötesinde bir bilinmezliğe doğru gidiyor.

   Herkes bugünlerde o kaygı verici cümleyi kuruyor; Ne olacak bu memleketin hali?

   Söylenebilecek en anlamlı söz ise; Allah bu ülkenin yardımcısı olsun.

   Muhalefet ne iş yapar?

   CHP’nin başına gelen Kemal Kılıçdaroğlu’nun sadece Genel Başkanlık yapabildiğini ancak “lider” olamadığını daha önce de yazmıştım. Ve bu tespitimi buradan bir kez daha yineliyorum. Çünkü bu ülke de bu kadar olumsuzluklar yaşanırken, Genel Başkanı uyuyan bir partinin tabiatıyla örgütü de uyukluyor durumda.

   Nasıl mı?

   Kılıçdaroğlu kararlı ve sürükleyici bir lider olsaydı, muhalefet etmek için bu denli malzemesi bol olan bir iktidara, nefes dahi aldırmazdı.

   Ne mi yapardı?

   Sayısı milyonlarla ifade edilen CHP örgütüne, ciddi ve tutarlı biçimde muhalif eylemler konmasına öncülük eder ve bu ülkenin sadece AKP’den ibaret olmadığını da herkese gösterirdi.

   Zaten muhalefetin gerçek tanımı da, adam gibi muhaliflik yapmak değil midir?

   Ama çok zor!

   Çünkü kendisi dönem içerisinde, tipik bir devlet memuru formatından öteye gidemediğinden dolayı, şu ana kadar izlenen yolun, tatlı su muhalefetinden başka bir şey olmadığı da aşikârdır.

   Sözün özü;

   Eğer bir ülkenin gidişatına dair endişelerinizin olduğunu söylüyorsanız; ciddi, samimi ve demokratik eylemlerle sokaklardan ayrılmamanız gerekir.

   Merak ediyorum;

   Acaba Kılıçdaroğlu hemen yanı başında bulunan ve liderlik vasfı, toplumun çoğunluğu tarafından kanıksanıp tescillenen, Deniz Baykal ile istişare ediyor mu diye soramadan da edemiyorum?

   Hani boru değil bu, kendisinin de onlarca yıl lideri diye peşinden koştuğu Baykal’dan bahsediyorum.

   Neden böyle bir istişare?

   Çünkü Kılıçdaroğlu’nu izlediğimizde, söylemleri cesur ama “acemi” bir görüntü verdiğine tanık oluyoruz. Örneğin öncelikli sırada olması gereken konuyu kavrama ve detaylı biçimde açabilme yeteneği oldukça zayıf.  Böyle olunca da, çok sayıda konuyu anlatmaya çalışırken, önem arz edenler arada kaynayıp gidiyor.

   Her ne kadar Halkçı denilse de, halkın içerisine girdiğinde kendisiyle konuşmak isteyenlerden kaçar bir tutum sergiliyor. Ki bunun örneklerini, her İzmir ziyaretlerinde etrafa fazlaca da yansıtıyor.

   O nedenle Baykal gibi bir siyaset hazinesinin görüşlerinden faydalanıyor mu diye sordum. Malumunuz; Genel Başkanlık geçici, liderlik ise kalıcıdır…

   Şimdilik bu kadar…

   Özlü Söz

  Bu mesleğin en sevmediğim yanı;

Şu “taraf olmazsan bertaraf olursun” saçmalığıdır. Bazılarında bu durumun kronik hale geldiğini görüyorum. Siyaseten bizlere misyon biçilmesinden haz etmiyorum. Kısacası; Gazetecinin “parti üyesi” olmasını reddediyorum… -Sinan Kara-



Yorumlar

Bu haberde yorum bulunmamaktadir.

Yorum Ekle


SOSYAL MEDYA


MAGAZİN

Hamile Oyuncu İrem Helvacıoğlu Tatilde Kabusu Yaşadı

Hamile oyuncu İrem Helvacıoğlu, tatilde denizde yaşadığı korku dolu anları anlattı. Dubaya çıkmaya çalışan bir çocuğun merdivenden atlayarak kafasına düşmesi sonucu büyük panik yaşadığını...

TEKNOLOJİ

EDİTÖR'ÜN SEÇTİKLERİ

Haşlanmış patatesi her gün yiyin: O sorundan eser kalmıyor

British Medical Journal’da yayımlanan 40 yıllık kapsamlı bir araştırma, patates tüketim şeklinin tip 2 diyabet riski üzerinde belirleyici olduğunu ortaya koydu. ABD’de yaklaşık 200 bin sağlık çalışanının beslenme alışkanlıklarının incelendiği çalışmada, bu süre içinde 22 bin kişiye tip 2 diyabet teşhisi kondu.

ÇOK YORUMLANANLAR

ÇOK OKUNANLAR