Cumhuriyet Dönemi Saplantısı

   Sizin de dikkatinizi çekiyordur; Başbakan Erdoğan nereye giderse hangi açılışı yaparsa ilk sözü Cumhuriyet Dönemine gönderme yaparak “Bu işi Cumhuriyet Döneminden daha fazla yaptık” vurgusudur.

   Bu saplantı halini almış gelenek Kadıköy Metrosu açılışında da aynen  devam etti. 22 km’lik Kartal-Kadıköy Metrosunu açan Erdoğan 10. Yıl Marşı’na da yüklenmeyi ihmal etmiyor.

   Ne diyor;

   “10. Yıl Marşı’nda geçer, demir ağlarla ördük falan, neyi ördün, hiçbir şey örmüş falan değilsin.” “Ortada duranlar belliydi. Demir ağlarla şimdi Türkiye’yi biz örüyoruz...”

   Kesinlikle yalan!

   Vatan gazetesi yazari Sevgili Mustafa Mutlu'da bu konuyla ilgili önemli ayrıntıları ele almış, karşılaştırmayı yapmış. TCDD, yani Türkiye Cumhuriyeti Devlet Demir Yolları’nın resmi verileri açık ve oldukça nettir:

    İşte o karşılaştırma:

   Osmanlı Dev1eti döneminden 1923’e yılına kadar 4 bin 559 kilometre ray döşenmiştir. Cumhuriyet’in ilan edilişinden sonraki 17 yılda ise 4 bin 078 kilometre demiryolu daha yapılmış...

   Gelelim on yıllık AKP iktidarında döşenen rayların uzunluğu ve toplamına :

   Bu rakam yaklaşık bin 085 kilometre civarındadır... Üstelik bu günün  teknolojisi ve imkanlarıyla! Bunun devamında AKP döneminde yapılan hızlı tren hatlarının toplamı ise 888 kilometre uzunluğundadır...

   Evet Mutlu'nun da paylaştığı gibi hesap ortadadır.

   Peki Başbakan’ın bu tablodan haberi yok mudur?

   Elbette vardır!

   O halde neden gerçekleri konuşmuyor?

   Başbakan için önemli olan gerçeklerin dile getirilmesinden ziyade, ülkede yaşanan bir takım sıkıntıları unutturmak adına farklı bi gündem oluşturmak ve verilecek siyasi mesajların önemidir.

   Anlattıklarının büyük bir bölümü gerçek dışıyken, araya sıkıştırdığı “siyasi mesaj”la durumu kurtardığını zannediyordur. Aynı zamanda; Nasıl olsa halkın çoğunluğu bunu yutar, verdiğim siyasi içerikle ilgilenir diye de düşünüyordur.

   Bir açıdan da haklı!

   Çünkü; Başbakan gerçeklerin ayrıntılarda gizli olduğunu kavramayan bir millet olduğumuzu hesaba katıyordur.

   Haliyle Medyanın büyük bir bölümü de Başbakana iliştirilmiş bir pozisyonda olduğuna ve yandaş medya diye tabir ettiğimiz kesim söylenenlerin gerçekliğinden öte, sunulan biçimiyle ilgilendiğine göre, Başbakan bu açıdan kesinlikle haklıdır…

   Ama unutulan bir şey vardır, o da Hz Ali’nin şu sözlerinde geçmektedir;

   Bir gerçeği savunurken, önce ona kendimiz inanmalıyız, sonra da başkalarını inandırmaya çalışmalıyız.

   Sözün özü;

   Onca yandaş medyanın desteğinde, çoğunluğa dayatılan öngörüler bir yere kadar etkin olabilir, yalanlar var oluş sürecini tamamlar ve gerçekler ortaya çıkar. İşte o an; tarih sadece o gerçekleri yazar…

   Olay bu kadar da basittir…

   Bayram zehir oldu

   Ülkemizde yaşanan acılara bakın. Yine canlar bir bir yitip gitt ve en acı olanı da şehit haberlerinden öte bu olayların kanıksanır bir hale gelmesi.

   Bu bayramı yine hep birlikte üzüntülerle geçirdik. Dün yaşanılanlar bugün yine tekrar etti. Gaziantep’de yapılan hain saldırının sonucunda çocuklarımız katledildi.

   Bu manzaralar artık fena halde canımızı sıkıyor. Hep bir ağızdan öfkeyle bu işin bitirilmesini istesek de bitmiyor ve o acılar dönüp dolaşıp insanların canını yakıyor.

   Uludere’de Askerlerimizi taşıyan aracın devrilmesinden sonra bir süre önce bombalanan yöre insanlarının devrilen araçtan can pazarı halinde olan askerlerimizi kurtarmaya çalışmaları hepimizin yüreğini acıttı ve bir kez daha bizlere düşünceye sevk etti.

   Ve o fotoğraflar, Halkın arasında aslında sağlam bir birliktelik var ama sorun yukarılarda gerçeğini gözler önüne serdi.

   Notlar

   Not 1 : Geçtiğimiz hafta Narlıdere Belediyesinde yapılacak Billboard ihalesini sormuştum. Başkan Abdül Batur aradı ve dedi ki;

   “İhaleye sadece bir firma katıldığı için, rekabet ortamı oluşmadığından ve Belediyenin yararını düşünerek, ihaleyi iptal ettik. Rekabet ortamı oluştuğunda tekrar ihaleye çıkacağız.”

   Doğru ve olması gereken bir yöntem…

   Not 2 : İzmir Büyükşehir Belediyesi Kültür Müdürlüğünde enteresan gelişmeler var.

   Bir okurumun gönderdiği mektuba göre;

   Bazı malzemelerim ortadan kaybolduğu ve bit pazarında satıldığı iddialarının yer aldığı mektupta, bu nedenle bir personelin Havagazı fabrikasına gönderildiği ve kızağa alındığı belirtiliyor.

   İşte o personelin orada da boş durmadığı kaydediliyor.

   Ve aynı müdürlükte çok daha acı ve kötü iddialar var. Özele girdiği için buradan yazmıyorum. Olaylardan haberi olmadığı söylenen Sayın Aziz Kocaoğlu bu “Dallas vari” ilişkiler ağını andıran iddiaları merak eder de sorarsa, daha fazla rezillik çıkmadan kendisine bu mektubu da göndeririz. 

   Not 3 : Konak Belediye Başkanı Hakan Tartan’ın Ramazan ayında yardım kolileri hazırlatarak camii imamlarına dağıttığı iddiaları var ve bu durumun Meclis Üyeleri içerisinde de tartışma konusu olduğu ifade ediliyor.

   Not 4: Bugün usta gazeteci rahmetli Uğur Mumcu’nun doğum günü. Yaşamış olsaydı bugün 70 yaşında olacaktı. Sevgi ve saygıyla anıyoruz…

   Özlü Söz

   Hani “ne kadar dönersen dön, yine kıçın arkanda kalır!...” diye, olabildiğince derin anlamı olan bir söz vardır. Bu sözün muhatapları; düzene ve zamana göre takla atan, kıvrak manevra kabiliyetine sahip piyasa adamlarıdır… -Sinan Kara-