Vefasızlığın vücut bulmuş hali...

    Sayısını bilmediğimiz kadar CHP’den vekil yapıldı. Sayısını bilmediğimiz kadar CHP’de grup Başkan Vekilliğine getirildi. Kılıçdaroğlu’na parti içerisinde önceden rakip olmasına rağmen, Cumhurbaşkanı adayı dahi yapıldı.

    Cumhurbaşkanı adayı yapıldıktan sonra  FOX TV’de kendisine sorulan “Cumhurbaşkanlığı yarışını kaybederseniz, CHP içerisinde Kılıçdaroğlu’na karşı Genel Başkanlık için aday olur musunuz?” sorusuna şu yanıtı verdi;

    “Sayın Kılıçdaroğlu’na bu haksızlığı yapamam. Ola ki kazanamadım Kılıçdaroğlu’nun karşısında asla aday olmam. Çünkü rakibi olan birisini Cumhurbaşkanı adayı yapmışsa, ben vefalı bir insanımdır. Kendisiyle asla bir yarışa çıkmam. Çünkü bir faninin kolay kolay yapamayacağı bir şeyi yaptı. Ben vefasız bir insan değilim. Bana bunu yapan birisinin karşısında olmam..”

    Dün bu sözlerin sahibi elbette Muharrem İnce’den başkası değildi. Bugün ise bir gazetede (Sözcü) şöyle bir başlık atılmıştı.

   “İnce’den Kılıçdaroğlu’na canlı yayın daveti: Çık karşıma!”

    Nereden nereye?

    Şahsen böyle bir sürecin içerisinde olsam utanırdım. Söylediğim sözlerin tam tersini yapmaktan dolayı yerin dibine girerdim. Böyle birisine “vefasızlık yapmam” dedikten sonra, vefasızlığın dik alasını yaptığım için, aynaya bakar “sen ne halt ediyorsun?” diye kendimle hesaplaşmaya çalışırdım.

    Tabi sadece Kılıçdaroğlu’na değil, kendisini seçimlerde destekleyen, yokluğa rağmen kampanyasına para yatıran insanlara da vefasızlık yaptı Muharrem İnce!

   Çünkü büyük çoğunluk CHP’nin adayı diye İnce’ye destek verdi. Kaybettikten sonra “mızıkçılık” yapsın ve hırs yaparak parti kursun ve CHP’yi bölmeye çalışsın diye değil. Hele hele vefadan bahsedip, vefasızlık yapması için hiç değil.

   Bugün değil Cumhurbaşkanı iddiasında olmak, aday olmak için gereken 100 bin imzayı dahi bulursa öpsün başına koysun.

   Kurduğu Memleket Partisi de ancak Vatan Partisi ile yarışır. Çünkü güven yok oldu..

   Sözün özü

   Şunu da söylemeden geçmeyelim. Arşivlerde kayıtlıdır. Bakınız daha önce de Cumhurbaşkanlığı seçimlerinin günahını tek başına Muharrem İnce’ye yüklemek haksızlık olur diye yazmıştık.

   CHP ve Kılıçdaroğlu’nun da bu başarısızlıkta büyük pay sahibi olduğuna dikkat çekmiştik. İnce’ye gerekli takviyenin yapılmadığını da söylemiştik. Seçim gecesi İnce’nin ortadan kaybolmasını ise büyük ve yapılması olanaksız bir yanlış olarak ifade etmiştik.

   Yani her iki tarafa da gereken eleştirileri yapmıştık. Ancak bugün gelinen nokta, oldukça farklı. Çünkü Muharrem İnce vefasızlığın vücut bulmuş halini aldı. İnce ve ekibi yandaş medya aracılığıyla, AKP’den daha çok CHP’ye muhalefet eder oldu. Öyle ki haklarında, “AKP’nin yancıları” eleştirileri dahi yapılır oldu.

Gerçekten kötü bir durum...