Buca Meclisi’nin “Değersiz” Üyeleri !

    Biliyorsunuz İzmir’deki en tartışmalı belediye meclisi Buca’da. CHP’nin uzun süre “İrade” koyamaması sebebiyle “Yeniçeri Ocağı’na” dönüşen  Buca Belediye Meclisi’nde parti içinde parti olan bir grup, kendisine “CHP Muhalifi Meclis Üyeleri” adıyla kamuoyuna lanse etmeyi de başardı. Siyasi literatürde  olmayan bir biçimde ise CHP buna seyirci kaldı.  

   Buca’daki gelişmeler ilginç biçimde sürüyor. Bazı meclis üyeleri CHP’den istifa ediyor. Bazı meclis üyelerinin ise ağabeyleri AKP’ye geçiyor.

   Buca’daki son ilginç olay ise ilçede büyük tartışmalara neden olan ve Muhalifleri uzun süre yönlendirdiği kamuoyuna yansıyan Levent Köstem.

   Buca’da belediye meclis toplantılarının en devamsız üyesiymiş Sayın Köstem. 

   Birçok toplantıya katılmamış.

   Katıldıklarının bir bölümünde ise toplantı sonunu beklemeden zaten ayrılıyordu Levent Köstem. Bunu da ben çok kez gördüm tanığım bu olaya.

   Gazeteci Uğur İşven Buca’daki devamsızlık durumunu irdelemiş ilk yazısında ve Köstem’in bu devamsızlığına şaşırdığını beyan etmiş.

   İlginç değerlendirme

   Bu yazıya Levent Köstem bazı açıklamalarla yanıt vermiş. Eğer yazıda bir yanlışlık yoksa Levent Köstem birçok meclis üyesine de “işe yaramaz” damgasını vuruyor. Beni arayan ve kendisi gibi Büyükşehir’de görev yapan bir meclis üyesi Köstem’in bu açıklamalarının kendisini şaşırtmadığını söyledi. Kendisinin şaşırmamasına karşın bu değerlendirmelerin birlikte hareket ettiği devamlılığı yüksek olan meclis üyelerince nasıl karşılanacağını da merak ediyor. Şimdi Levent Köstem’in o yanıtlarının da yer aldığı İşven’in yazısına göz atalım:

   Buca Belediye Meclisi’nin devamsız üyeleriyle ilgili geçen hafta yayınlanan yazım farklı çevrelerden farklı sesler getirdi. Devamsızlık rakamları yüksek bazı üyeler sessizliğe bürünürken, devamsızlık yapmamanın çalışkanlığın kanıtı olmayacağı gibi “haklı” eleştiriler de geldi.

   Haklı diyorum çünkü oylamalarda elini kaldırıp indirmekten başka bir şey yapmayanla, toplantıları aksatsa da iz bırakacak işlere imza atan kıyaslanmamalı.

   Buca Belediye Meclisi’nde ikinci örneğe çok uyan biri var: Levent Köstem.

   Yalnızca İzmir’de değil Türkiye çapında tanınan; spor yaralanmaları konusunda otorite bir ortopedi uzmanı olduğunu bilmeyenler için hatırlatayım.

   En devamsız üye görünmesi kent için verdiği emeği unutturmasın.

   Köstem’in bir grup meclis üyesi ve uzmanla Buca için sürekli projeler ürettiğini zaten biliyoruz. Zamanının önemli bir bölümünü harcadığı şu sıralar fazlaca bilinmeyen bir başka konuyu da ben hatırlatayım: ENGELSİZMİR 2013 Kongresi.

   Tüm kamusal alanların ve toplu taşıma araçlarının engellilerin erişimine uygun hale getirilmesini şart koşan 5378 sayılı yasanın uygulaması üç yıl daha ertelenip engelliler eve hapsedilirken, İzmir Büyükşehir Belediyesi, uluslararası bu kongreyle yalnızca Türkiye değil, tüm dünyada engellileri kentleriyle buluşturmanın öncülüğünü üstlenecek.

   Büyükşehir Belediye Başkanı Aziz Kocaoğlu‘nun kongre organizasyonu için görevlendirdiği ekibin önde gelen isimlerinden biri Levent Köstem. Hatta 30 Ekim-3 Kasım 2013 tarihleri arasında yapılacak kongrenin başkanlığını da o üstlenecek.

   Bu yüzden sık sık toplantılara katılıyor; bir Almanya’ya, bir İsviçre’ye, uluslararası kuruluşların yetkilileriyle görüşmeler yapmaya gidiyor.

   Yalnız meclis toplantılarını kaçırmış olmakla kalmıyor, kendi işinden de fedakarlık ediyor, hastalarını bekletmek zorunda kalıyor.

   Buna rağmen Köstem’in şikayeti yok. Dünyayı buluşturacak bu kongrenin İzmir için büyük bir fırsat olduğunu söylüyor. Kent yenileme seferberliği başlatmadan önce bu kongrenin, engelsiz bir kent için öneminin arttığını düşünüyor.

   Ve son olarak ekliyor: Bu kongreyi başarıyla düzenleyip İzmir’e ‘Engelliler Stratejik Planı’nı kazandırsam görevimi yapmış hissederim. Meclisin tüm toplantılarına katılıp doğru dürüst bir şey yapmamaktan çok daha iyidir.

  Yüzlerce kişilik proje

   Birincisi Levent Köstem’in kendi adına tescillemeye çalıştığı projede basın toplantısına da katılan birçok kişinin emeği alın teri var. Bu proje Levent Köstem’in kişisel projesi değil.

   İkincisi Buca Belediye Meclisi’ne katılma yerine kendi kendine basın toplantısıyla herkesin konuştuğu projeleri bir basit çizimle anlatmak Buca’nın yararına değil. Önemli olan Buca’daki gelişmeleri Büyükşehir Belediyesi’nde takibini yapıp sonuçlanmasına katkıda bulunmak. Köstem’in buna yönelik hiçbir girişimini ben duymadım, duyan varsa bana anlatsın.

   Ve en önemlisi Buca Meclisi’ni töhmet altında bırakacak değer ve değersizlik tartışması. Bunu anlayan birisi varsa bana da anlatsın ki köşemde ben de değerlendireyim.

   Ve son olarak şunu sormak istiyorum. En son İzmir’e örnek olabilecek Yüzme Havuzu Projesi Temel atma töreni ile manevi değeri çok önemli olan iki anıt açılışı (Üç Fidan Anıtı ve Srebenitsa Soykırım Heykeli ve Anıtı) ve birçok park açılışları oldu. Köstem bunlardan herhangi birinde Buca halkı ile yan yana oldu mu, onların duygularına ortaklık edebildi mi?

   İşte tüm bunları yan yana koyup değerlendirin.

  Konak Müfettiş Denetiminde
    
   Her Belediye’de müfettiş var. Bunda ne var diyeceksiniz?

   Onu bilemem ama aldığım duyumlar oldukça ciddi.

   Hani kiraya verilmesi skandal haline gelen  Shell Benizin İstasyonu olayı vardı. Onunla ilgili ciddi iddialar var ve bu iddiaların Müfettiş tarafından araştırıldığını duydum.

   Ancak bir önemli iddia ile ilgili, Müfettişin haberi var mı yok mu onu bilemem ama bu kiralama olayının protokolü elime ulaştı, şu an bu işleri bilenlerle beraber inceliyorum.

   Herkes emin olsun, objektif biçimde, kimsenin hakkını yemeden doğrusu neyse onu yazacağım.

   Biraz bekleyin, önümüzdeki yazımda bu protokolün ve kiralamanın ne şekilde yapıldığını sizlerle paylaşacağım.

   Kocaoğlu Muhtarlık Bile Yapamaz

   Yanlış anlaşılmasın, küçük göstermek veya alçaltmak gibi bir niyetim yok ama kimse kusura bakmasın, görünen ve bilinen köy de kılavuz istemez.

   Birileri Cumhurbaşkanlığına yakıştırsa da benim nazarımda götürüp Kazım Dirik Mahallesi Muhtarlığına koysanız yine yapamaz.

   Ama koskoca Büyükşehir’i nasıl yönetiyor diyeceksiniz?

   Yönetemiyor!

   Yönetmiş olsaydı İzmir’in hali bu denli kötüye gitmezdi.

   Sahiden Metro’yu hatırlayanınız var mı?

   Ya da şu sokaklar ve caddelerin köstebek yuvasını andıran hali ne zaman düzelecek?

   İkna olmadıysanız,

   Kocaoğlu’nun sekiz yıllık görevi süresince, ileride hatırlayabileceğimiz kalıcı bir eseri var mıdır?

   Bence muhtarlık bile yapamaz. Şahsen boş atarım yine de ona oy vermem, çünkü daha önceki oylarımızın hakkını vermedi ki!

   Yanıt sizindir…

   BİR NOT :

   CHP MYK oluştu. İzmir’de söz sahibi oldukları iddia edilen Aziz Kocaoğlu-Alaattin Yüksel A.Ş ortaklığının sözü Kılıçdaroğlu’na geçmemiş olacak ki, İzmir’den bir kişi dahi MYK’ye girememiştir.

   Bu sonuç, Kocaoğlu-Yüksel A.Ş’nin sayesinde İzmir’in ciddiye alınmadığını gösteren bir sonuçtur. Uzun lafın kısası, bazı sorunlu kişilerin Parti Meclisine alınmasının faturası ağır sonuçlar doğurmuştur.

   Örgütten uzak bir yapının yerinde çakmasını ve sıfır çekmesini de normal karşıladığımı ayrıca belirtmek istiyorum.

   Özlü Sözler:

   Basın Kartının Devlet tarafından verildiği bir ülkede, gazetecilerin bağımsız olmasını beklemek abesle iştigal bir durumdur… -Sinan Kara-