Hayırlı İşler Olsun Hamdi Bey!

   Hamdi bey derken “Kim beş yüz milyon ister” programındaki Hamdi beyden tabii ki değil, Karşıyaka Belediyesiyle haşır, neşir olan ve İzmir medya piyasasında adının önüne de “usta yazar” konduran Hamdi Türkmen’den bahsediyorum.

   Hani köşe yazılarında herkese gazetecilik dersi veren, bir gazetecinin ilkesel anlamda nasıl olması gerektiğini anlatan Hamdi Türkmen’den söz ediyorum.

   Demiştim elime durmadan bilgiler geliyor diye.

   Bana düşen görev ise, bu bilgileri siz sevgili okurla paylaşmak ve yorumunu da elbette sizlere bırakmak.

   Konuya girelim.

   Karşıyaka Belediyesinde Sözleşmeli Personel Listesinin 45. Sıra no ve 10795 Sicil no ile aynen şu satırlar dikkat çekiyor;

   Adı: Meltem Türkmen

   Derecesi: 5 Dereceden

   Fiili Görevi: Kameraman

   K. Ünvanı: Kameraman

   Giriş Tarihi: 21.01.2011

   Müdürlüğü: Kültür ve Sosyal İşler Müdürlüğü

   Şimdi gelelim saadete!

   Kimdir Meltem Türkmen?

   İzmir’in “Usta Yazar”ı Hamdi Türkmen’in pek değerli eşleridir.

   Kameraman mıdır?

   Çok sayıda gazeteci arkadaşımla görüştüm. Meltem hanım bırakın elinde kamerayla, kameranın ayağı olan tripodla bile  görülmemiştir.

   Şimdi ben böyle yazdım diye, Meltem hanım bir de bakmışsınız ki kamera dersi almaya çalışmaz mı? J

   Neyse…

   Şimdi gelelim bizim anlı şanlı “Usta Yazar” Hamdi beye.

   Öteden beri İzmir’de savunduğum bir şey var, kendisine tarafsız diyen bir gazeteci eğer eşini, dostunu, akrabasını bir Belediye’ye sokarsa, o Belediye aleyhinde hiçbir yazı yazamaz.

   Yok Hamdi bey eğer ben yazarım, hatta çizerim diyorsa ve bunun aksini de iddia ediyorsa, bende derim ki, eşini o yere soktuğu tarihten itibaren, Karşıyaka Belediyesiyle ilgili olumsuz bir yazısını bana gösterebilir mi?

   Gösteremez!

   Nereden mi biliyorum?

   Çünkü hayranıyım, doğal olarak yazılarının da takipçisiyim. Şaka tabii. Hamdi beyin arşivi var, oraya bakmanız yeterlidir.

   Şimdi bazıları diyecek ki, başka belediyelerde gazeteci yakınları yok mu?

   Var!

   Kimseler merak etmesin onları da yazacağım…

   Son kez yine dönelim bizim “Usta Yazar”ın olayına.

   Hamdi beyin eşinin orada çalışması yasal açıdan bir engel değil, ancak bu “hatırlı” görevlendirmenin gazetecilik mesleği ilkelerine ters olduğu düşüncesindeyim. Yani, bir gazeteci eğer dirayetli durmak, kimseye göbekten bağlı kalmak istemiyorsa bu türlü ilişkilerden sakınmak zorundadır.

   Aksi halde Hamdi beyin durumuna düşülür ve o yer hakkında hiçbir yazı yazamaz, söz söyleyeme hakkınız da kalmaz.

   Bir başka önemli nokta ise, bu kadar işsiz üniversite öğrencisinin sel olup taştığı bir ülkede, bir kentte hatıra binaen yapılan iştir, yani ortaya çıkan eşitsizliktir.

   En büyük çelişki ise, işçi fazlalığı gerekçesiyle bir sürü yoksulu kapı dışarı eden Başkan Cevat Durak’ın, söz konusu Hamdi Türkmen’in eşi olunca ortaya koyduğu tutumdur.

   Tek kelimeyle ayıptır…

   NOTLARIM :

   NOT 1:  Bir şeyleri yazdıkça okur ile bilgi alışverişi gittikçe artıyor. Gönderilen bilgiler en doğru biçimde değerlendirilip sizlerle paylaşılacaktır. Kimseni de şüphesi olmasın. Güveniniz için sağ olun…

   NOT 2: İzmir’in bilinen Gazetecilerinden birisi Hatay’ın en işlek caddesindeki kaldırıma bir büfe kondurmuş. Aracısı ise İzmir’den seçilen CHP’li bir Milletvekili olmuş.

   Kim bu Gazeteci, kim bu Milletvekili?

   Bekleyin yazacağım…

   NOT 3: İnciraltı katliamına ilişkin yazdıklarıma şu ana kadar bir cevap gelmedi. Konunun sonuna kadar takipçisi olacağımı ve gündemden düşürmeyeceğimi herkesin bilmesini isterim.