Dakika Bir, Gol Bir...

   Özü ve Siyasi geçmişiyle, insani açıdan iyi bir yere sahip. Kendisini İl Başkanlık adaylığı sürecinde tanıdığım için, aldığım bilgiler hep olumlu yönde. Yani kimliğine itirazım yok.

   Ancak;

   Büyük bir hatanın altına imzasını attığı da su götürmez bir gerçek.

   CHP İzmir’in çiçeği burnunda Başkanı Ali Engin’den söz ediyorum.

   Nedir o hata?

   Adaylık yarışına başladığında defalarca “Kocaoğlu-Yüksel’in adayı” diye yazmamıza, haberler yapmamıza rağmen, kendisi bunu hep yalanlayarak “Ben kimsenin adayı değil, örgütün adayıyım” diyerek, o anki durumu, kendisine göre haklı nedenlerle geçiştirmeye çalışıyordu.

   Seçim bitti makam koltuğuna da oturdu.

   Ve bugün “ne zaman kendisini ele verecek?” diye beklediğim o önemli gafı düştü medya ortamına;

   “Kocaoğlu istemese aday olmayacaktım”

   Siz şimdi bu gaf, ya da itiraf için “Bu ne perhiz, bu ne lahana turşusu” diyebilirsiniz.

   Ama ben böyle bir şey demem, çünkü şaşırmadım. Daha doğrusu böyle bir gafı er geç yapacağını ve kendisini bu hassas konuda ele vereceğini bekliyordum.

   Sağ olsun Başkan bizi fazla yormadı:)

   Baştan da söylediğim gibi, özünde iyi bir insan ama siyaset külfetli ve sorumluluk gerektiren bir iş ve göz önünde olacağınız bir makamda, ne söylediğiniz, nasıl bir yol izlediğiniz elbette çok önemlidir.

   Bana göre Sayın Engin’in mecbur kalarak izlediği bu karışık-kuruşuk süreçten dolayı, maça 1-0 yenik başlamıştır.

   Umarız bunu yapacağı başarılı işlerle, tez zamanda telafi eder.

   Aynı zamanda biliyorsunuz ki; Sayın Başkan’ın itiraf gibi sözlerini, ilk ve üzerinde ısrarla durarak yazan bizdik. Kendisi de her röportajında ve demecinde bizim bu söylediklerimizi yalanlama ihtiyacı duyuyordu.

   Olsun, sağlık olsun.

   Biraz duygusala bağlayarak:), nasılsa biz alışığız böyle durumlara, nasılsa her şeyin ilacı zamandır. Ve zaman, kimin haklı olduğunu er geç ortaya çıkarır diyelim. Bu dediğimiz de gördüğünüz gibi, kısa sürede ortaya çıkmıştır.

   Yine de iyimserim.

   Ve Sayın Ali Engin’in İzmir CHP’ye çok yararlı işler katacağından da endişemin olmadığını da belirtmek istiyorum.

   Tek farkla;

   Lâkin, Aziz Kocaoğlu- Alaattin Yüksel ittifakının gölgesinde kalacağı da ayrı bir gerçek. Çünkü aksi durum, bu yapılanmanın ruhuna aykırı bir çatlak meydana getirir.

   İyi mi olur?

   Eğer söz konusu örgütün çıkarıysa, ortaya konulacak net ve omurgalı tavır Ali Engin’i zirveye çıkarır. Tam tersi ise, Engin’i siyaset sahnesinden siler.

   Benden söylemesi…

   Son olarak şunu söylemeden de geçemeyeceğim; Sayın Ali Engin konumunun belki farkında olmayabilir, ama görüşlerini aldığım çok sayıdaki partilinin dile getirdiği söz “Ali Engin eğer Kocaoğlu-Yüksel’in dışında bu seçime girme şansını yakalasaydı, çok daha fazla oy alırdı” yönündedir…

   Bilenler bilir, düz adamım. Gazeteciyim, taraf tutma gafletine de asla düşmem. Ali Engin’in bu yönünü de önemsemek ve dile getirmek gerektiği düşüncesindeyim.

   NOTLARIM :

   NOT 1: Rahmetli gazeteci arkadaşımız Fevzi Yılmaz’ın bugün ölümünün ikinci yılıydı. Narlıdere Belediye Başkanı Abdül batur yine bir vefa örneği sergileyerek, Fevzi Yılmaz’ın adına bir sokak açılışı yaptı. Yılmaz’ı bir kez daha sevgiyle anarken, Başkan Batur’a da teşekkür ediyorum.

   NOT 2: Güzelbahçe’de yine aykırı yapılaşmalardan dolayı kesilen cezalar can yakıyor. Çok sayıda Güzelbahçeli, bu konudan son derece rahatsız olmuş durumdadır. Güzelbahçe Belediye Başkanı Mustafa İnce ise cezayı kesmesem yasalar önünde suçlu duruma düşeceğim diyerek kendisini savunuyor.

   Başkan eğer haklıysa, kendisine naçizane önerim;

   Güzelbahçelilerle halka açık bir toplantı yapmak ve var olan süreç her neyse, bunu yerinde Güzelbahçelilerle görüş-öneri şeklinde tartışmaktır.

   Benden uyarması…

   NOT 3: Konak’tan yine pis kokular geliyor. Takipteyim, tabii ki sizlerle de paylaşacağım…