Sözünün eri olmayana oyunuzu verir misiniz?

   İzmirliler, CHP’nin yerel seçimler için göstereceği adayların açıklanmasını sabırsızlıkla bekliyor. Çok sayıda aday adayı epey bir süredir sokakta kampanya yürütüyor. Daha önce yaşanan aksaklıklar, hiç ders alınmamış gibi tekrar yaşanıyor. Süreç uzadıkça insanlarda oluşan bıkkınlık daha da çok artmış durumda. Özetle, CHP Genel Merkezi Çin usulü işkenceyi bir kenara bırakıp artık adaylarını açıklamak zorundadır. Çünkü zaman daraldıkça aday olacak isimlerin de şansı gittikçe azalıyor. Öyle ya bu işin kampanyası var, piarı var ve kadro çalışması v.s var..                                         

   Bu süre zarfında çeşitli sürprizler de yaşamıyor değiliz. Mesela Alaattin Yüksel’in aday adaylığı açıklaması gibi.

   Biliyorsunuz kendisi İl Başkanlığı yaparken görevi bırakıp kaçmıştı. Yani istifa etmişti.  O günlerde yaptığı açıklaması ise aynen şöyleydi;

  "Bir kez daha ifade etmek isterim ki, neredeyse bir ömür boyudur hizmet ettiğim, önemli görevlerde bulunduğum partime olan bağlılığım, Türkiye'nin gelişmesi ve partimin yükselmesi için göstereceğim gayrette hiç bir değişiklik yoktur. Bu istifa belki de daha genç ve idealist kadroların önünü açmak içinde bir başlangıç olacaktır"

   İstifa kararı almasının, bir anlamda gençlerin önünü açmaya yönelik olduğunu söylemişti Alaattin Yüksel. Şimdi ne oldu da bu sözünü çabucak unuttu. 70'ine merdiven dayayan Yüksel, yoksa tekrar gençlik iksiri mi içti ki gençlerin önüne set oluşturmaya yeltendi..

   Çok daha vahimi. Sözünün eri olmayan Alaattin Yüksel kazara Büyükşehir adayı yapılırsa, kim güvenipte oy verecek?

   Öyle ya sözünün eri olamayan birisi için, seçmene nasıl bir söz verilebilir?!

   Ayrıca CHP Genel Merkezi eğer bu kişiyi aday yapacaksa, bence Kocaoğlu kalsın daha iyi. Zaten ikisi de birbirinin aynısı. Öyle ya, ne gerek var bu kadar karmaşaya..!

   Kılıçdaroğlu bilmiyorsa buradan tekrar hatırlatmakta yarar var. Bu ikili. Yani Kocaoğlu-Yüksel ikilisi, özellikle 2009’dan bugüne İzmir’de ekipçilik yaparak CHP’nin her anlamda altını oyan kişilerdir. Parti tarafından bağımsız müfettişler görevlendirilip, tarafsız bir inceleme yapıldığında, görülecektir ki 2014 yılında kaybedilen 8 ilçenin asıl nedeni de bu iflah olmaz ikilidir.

İzmir’in sözünün eri olmayan ve ilkesizce davranan adaylara değil, ilkeli ve ülkesi ile birlikte partisinin çıkarını kendi çıkarlarının üzerinde tutan adaylara ihtiyacı var. Aday belirlemelerinde, geçmişte yapılan hatalar tekrarlanmadığı takdirde bırakın 20 veya 25 ilçeyi, İzmir gibi çağdaş ve bilinçli bir kentten tulum çıkarmak hiçte zor değil. Yeter ki İzmir’i anlayın ve ne istediğini bilin. Gerisi gelir…