Yukarı
1

Sinan Kara

Karşıyaka’da Neler Olacak?

05 Haziran, 2012

   Okurlarımın gönderdiği mesajlar harbiden güç veriyor. Bu yazarlık denilen illet ve bir o kadar da keyifli işin en güzel yanı da okur-yazar empatisini sağlamak.

   Bir diğer güzel yanı ise, düşündüklerini özgürce, kimseye göbek bağı olmadan yazabilmek.

   Eee tabii ki bunu sağlamanın bir diğer önemli aşaması da, menfi ilişkilerden kaçınmaktır. Şükür bunu başarmış durumdayım. Birlikte oturup konuştuğum herhangi bir Belediye Başkanının “Sinan sağ olsun iyi ama güven olmaz, her an g……” demesi, yanlış anlaşılmasın fiziki anlamda değil, mesleki açıdan anlatılmaz-yaşanır türüne paralel bir haz veriyor.

   Hazır akçeli konulara girmişken;

   Mesela geçen gün duyduklarım beni şok etti. Karşıyaka ile akrabalık derecesini bile geride bırakır ilişkilere giren ve halkın parasını söğüşleyen bazı gazetecilerin isimleri verildi.

   Şimdi bunları yazmıyorum ama yarın yazmayacağım algısı da oluşmasın. Ki elbette yazacağım.

   Düşünsenize; ben eşimi, kardeşimi, teyzemi, hatta dayımın bilmem neyini Belediye’ye sokup çalıştıracağım, sonra da o Belediye hakkında olumsuz bir haber yazacağım.

   Bu mümkün müdür?

   Elbette değildir!

   Sen o belediyenin tekerine çomak sokarsan, o Belediye Başkanı da kalkar “İşime yaramayan adamın” der ve tabiatıyla gazetecinin eşinin, dostunun maaşına zam, işine de son verir.

   Bu gayet doğal.

   Doğal olmayan, kendisine gazeteci diyen bazı yüzsüzlerin bu tür ilişkilere girmesi, kalemini bir süreliğine kiralığa çıkartmasıdır.

   Neyse, dediğim gibi bir ara bu derin mevzuyu hakkıyla yazacağımı bilmenizi isterim.

   Gelelim CHP Kongresinin ayrıntılarına.

   Bildiğiniz üzere; Aziz Kocaoğlu ve Alaattin Yüksel’in ön görüsüyle, Bayraklı, Buca, Gaziemir, Güzelbahçe, Foça, Karşıyaka, Kemalpaşa, Konak, Narlıdere, Urla ve çok sayıda Belediye Başkanı ve İlçe Başkanının desteğiyle İl Başkanı seçilen Ali Engin’in içerisinde bulunduğu yapıyı yeterince yazdım.

   Şimdi sıra karşı kıyıda!

   Yani, Cevat Durak ve Adnan Alabay’ın doğa üstü birlikteliği sonucu ortaya çıkan bir yapının lağvedilmesinden bahsetmesek ayıp etmiş oluruz.

   Hatırlarsak Cevat Durak Mahşerin atlıları diye ortaya çıkan Başkanların da içerisinde yer alan bir isimdi.

  Önceki gün açıklanan kongre sonucunda ne Mahşer kaldı, Ne de At. Atlar mahşere doğru yol aldı.  Hadi biraz da mizah katalım; Atlar Başkanları tepti : )

   Kimdi bu Mahşerin atlıları?

   Cevat Durak, Ercan Tatı, Ergun Özgün, Kamil Okyay Sındır, Metin Solak, Sıtkı Kürüm, Hasan Karabağ ve senaryonun küçük bir bölümünde ise Tahir Şahin vardı.

   Ne oldu?

   Tahir Şahin ve Hasan Karabağ son derece yerinde bir politik manevra yaparak, mahşer yolculuğundan paçayı sıyırdı.

   Geriye kalanlar ise sizlere ömür. Allah taksiratlarını affetsin…

   Ancak içlerinde en büyük tepkiyi çekecek olanların, bir başka anlamda Ali Engin ve yönetiminin hışmına uğrayacak isimlerin Cevat Durak ve Adnan Alabay olacağı duyumlarını şimdiden almaya başladım.

   Elçiye zeval olmaz, haydi paylaşayım. Deniliyor ki;

 “Cevat Durak ve Adnan Alabay değil başkanlığı, siyaseti unutsun artık

  Neden diye soruyorum?

  “Çünkü Cevat Durak ve önemli bir bölümünde olan Adnan Alabay’ın aktörlüğündeki yapı, Ali Engin’e yıllardır kan kusturuyor. Bu seçimlerde de önünü kesmek için çok çırpındılar ama başaramadılar

   Anlayacağınız, Karşıyaka’da hava gök gürültülü sağanak yağışlı. Bakalım Ali Engin ellerinden çokça çektiği bu yapıyı siyaseten kesip biçecek mi, yoksa hümanist tarafını devreye koyup “Doğarken tüm insanlar günahsızdır” yaklaşımıyla mı hareket edecek?

   İşe bakın, birileri de kalkar “O halde Tayyip, Kenan Evren, Hitler, Mussolini ve hatta Frenkaştayn’da birer çocuktu” derse, yandı gülüm keten helva, çık işin içerisinden çıkabilirsen.

   Sözün özü;

   Takım Antrenörlüğünü Cevat Durak’ın, yardımcılığını ise ünsüz siyaset bilimci Adnan Alabay’ın ve tabii ki Hüseyin çalışkan'ın da bulunduğu ekip, Karşıyaka’da son derece derinden kan kaybına uğramış durumda. 

   Bundan sonra Karşıyaka’da neler yaşanır, kim kimi siyaseten halleder. Savaşmak yerine sevişmek felsefesi mi baz alınır bilemem ama, bildiğim tek şey Karşıyaka’yı hareketli günlerin beklediğidir.

   Tabii ki bende bu süreci kaçırmamaya özen gösteririm…

   Bir Öykü;

   Önceki gün CHP Kongresinin yapıldığı salonun bahçesinde cigara tüttürürken, yaşlı bir amca yaşanmış bir öyküyü paylaştı.

   Aynen şöyle;

   CHP’li eski bakanlardan Turan Güneş seçim sonrası Kocaeli’nin bir köyüne geziye gider.

   Köyde bulunan yaşlı bir amca “Sayın Bakan efendi bizim eve geleceksin bir kahve içirmeden seni bırakmam” diyerek Bakanın bakanlığına bakmadan paçasına yapışır.

   Kurtuluş yok tek başına, ya hep beraber ya hiçbirimiz şiarından hareketle, Bakan bu eve girer. Ve yaşlı amca mutfağa gider kahve yapar ve ikram etmek üzere getirirken mahcup bir ifade sergiler.

   Bakan sorar; Hayırdır?

   Yaşlı amca ; Kahve fincanının kulpu kırıldı. Başkaca da fincanımız yok!

   Bakan : Yahu üzüldüğün şeye bak. Sen bu kulpu kırık fincanı derhal bizim Genel Merkeze yolla, nasıl olsa orada bir kulp takar geri yollarlar…

   İşte tam da CHP’ye özgü bir öykü bu dedim ve sizlerle de paylaşmak istedim. İyi ki tüm renkliliğiyle CHP var demekten de kendimi alamadım. Görüşmek üzere…



Yorumlar

Bu haberde yorum bulunmamaktadir.

Yorum Ekle


SOSYAL MEDYA


MAGAZİN

Pınar Deniz'den Ayşe Barım kararı: Menajerlik şirketinden ayrıldı!

Gezi Parkı soruşturmasında tutuklanan Ayşe Barım’ın kurucusu olduğu ID İletişim ile yollarını ayıran Pınar Deniz, ajansın internet sitesinden ve sosyal medya hesaplarından kaldırıldı. Ünl...

TEKNOLOJİ

EDİTÖR'ÜN SEÇTİKLERİ

Sadece bu 6 kuralı hayatınıza sokun yeter

Kilo vermek artık sancılı diyetlere bağlı değil; uzmanlar, sadece hayatınıza katacağınız 6 basit kuralın zayıflama sürecinde mucizevi fark yaratabileceğini söylüyor. Düşük karbonhidrat, keto, aralıklı oruç veya şekersiz beslenme... Birçoğumuz hayatımızda en az bir kez kilo vermek için popüler diyetleri denemiştir. 

ÇOK YORUMLANANLAR

ÇOK OKUNANLAR