Define Kazıcıları…
04 Haziran, 2012Uykusuz bir gecenin yorgunluğu sonrasında ve CHP’nin çarşafına dolanmış bir mağduriyetliğinin ardından, pek “Büyük Başkan” Kocaoğlu’nun Aziz hatırasına saygıdan da ziyade, sevgili okurların “Seçimi yaz” baskılarına boyun eğerek, dünkü kongrenin kritiğini sıcağı sıcağına yazmak farz oldu.
Şimdi birileri işaret parmağını bana doğru doğrultarak “Bak gördün mü Aziz eze eze götürdü. Aldın mı boyunun ölçüsünü” der gibi bir havaya girmiş olabilir.
Bence nafile!
Çünkü uzattığınız işaret parmağı her ne kadar da beni gösteriyorsa, geriye kalan üç parmağınızın kimi gösterdiğini de varın siz düşünün.
Bu arada siyaseten bir kaybım söz konusu değil ama ticari açıdan girdiğim iddiada bir adet “Algida” dondurma keybetmiş bulunmaktayım. Sağlık olsun:)
Dönelim konuya.
Bakın birileri “İzmir Aziz’dir Aziz kalacak” diye avazının en dip derinliklerine kadar bir yolculuk yapabilir. Hatta, sınırları daha da zorlayarak “Uçtu uçtu Aziz uçtu”, “En büyük Aziz, başka büyük yok”, “Sen öl de biz ölelim” türünden içtenliği tartışılır yaklaşımlarda da bulunabilir.
Bulunsun!
Ama önce bir dinleyin;
Evet doğru “Aziz Götürdü”, ama neyi götürdü kısmında naçizane ben, sizinle kesinlikle derin ayrılıklar içerisindeyiz. Çünkü sizler o kongre salonunda oy toplama yarışına girmişken, ben ise işin “kimin eli kimin cebinde” kısmıyla uğraşmaktaydım.
Siz şimdi “Seçimi götürdü” dersiniz, ben de kalkar “Yok işi götürdü” derim. Tabii ki siz boş durur musunuz “Ne iş?” diye ısrar ederseniz, bende dayanamam “Delegeyi bağladı” diye yanıt veririm. Ee siz var ya siz, bir de işi Munzurluğa vurur “Nasıl bağladı?” diye şimdi sormaz mısınız, o halde bana da altın vuruş kalır ve “iş” diyalektiğinin kapsamına noktayı koymak düşer; Vaat edilen iş’e alımları elbette kast ediyorum!
O nedenle iyisi mi siz bana “Ne iş?” diye sormayın, ben de söylememiş olayım.
Şimdi topa birazcık daha sert girelim!
Öncelikle 17 ay boyunca CHP için gece ve gündüz koşturan Tacettin Bayır’a teşekkür etmeyi unutmadan dünkü seçimin sonuçlarını tartışalım.
Dün Kongre salonunda Aziz Kocaoğlu ile sır arkadaşı Alaattin Yüksel’in “define kazıcılığı” rolüne ne denli soyunduklarını hep birlikte gördük.
Öyle ki;
Yaklaşık 7 aydır güya örnek gösterilen kendi Belediyesinin meclislerine 1 saat dahi vakit ayırıp gitmeyen Kocaoğlu, dün kongre salonunun iç ve dış alanlarının metre karesini ölçer vaziyete gelmiş ve yağmura, hatta kesilen elektriklere rağmen, gece yarısı saat 03.00’e kadar sahada “define” arama çalışması yapmayı sürdürmüştür.
Ve sabahın ilk ışıklarında, saat 06.00 civarlarında açılan iki sandıktan çıkan sonuçlarla, uğrunda etik ve ilkelerin takla atar boyuta getirildiği bu definenin miktarı ortaya çıkmış, başarı denilen sonuca ulaşılmıştır.
Elbette sözüm, oldukça hümanist gördüğüm Ali Engin’e değil. İyi bir hatip olmasa da ne söylediğine odaklandım ve söylediklerinin birçoğuna da fikren katıldım. Umarım pratiği de söylemleri kadar yerini bulur ve beni, kendisine güvenenleri de yanıltmamış olur.
Beni düşündüren, Kocaoğlu-Yüksel kankalığı, ya da krallığı ekseninde yürümek zorunda olan Ali Engin’in ne kadar uyumlu olacağı, veya dayanacağıdır.
Ön yargılı hareket ettiğim sanılmasın ama, ben bu birlikteliğin sorunsuz biçimde uzunca süreceği görüşünde değilim.
Örnek olarak; Ekrem Bulgun, Rıfat Nalbantoğlu ve Tacettin Bayır’ın göreve gelişlerinde verilen mesajları ve sonrasında yaşanan “çevir kazı yanmasın” süreçlerini irdeleyin.
Söz konusu ikilinin İzmir CHP siyaseti üzerinden neler “götürdüklerinin” tahlilini, bir kez daha yapmaya çalışın derim.
Ayrıca siz bu yazdıklarımı da ne olur ne olmaz, ileride lazım olur diyerek bir yerlere de kaldırın…
Sözün özü;
Dün Kongre salonunda Ali Engin’i destekleyen ve ismi bende saklı kalması gereken bir ilçe başkanı şu görüşleri paylaştı:
“Kocaoğlu ve Yüksel eğer Ali bey’i rahat bırakırlarsa güzel bir çalışma ve birliktelik sağlanır. Ama rahat bırakmaz, inanmadığı şeyler üzerinde baskı kurarlarsa Ali beyin ilk yapacağı iş, biz İlçe Başkanlarını toplamak ve gereken tepkiyi ortaya koymaktır”
Umarım bu mesaj yerine ulaşmıştır…
CHP İl Başkanlığına seçilen ve özünde iyi bir insan olduğu da tartışılmayan Ali Engin’i kutluyor çalışmalarında başarılar diliyorum…
Yorum Ekle
Yazarın diğer yazıları
- Cemil Tugay’ın haklı isyanı
- TANSAŞ modeli İZMAR can suyu olacak
- İzmir’de böyle bir İl Başkanı olduğu için AKP çok şanslı…
- CHP’nin Cumhurbaşkanı adaylığı Özgür Özel’e kalabilir
- Buca’da Görkem Duman farkı
- AKP Selçuk’u unutsun..
- Kreşleri kapatmak ne demek?
- Tunç Soyer’in miadı dolmadı mı?
- Konu kendi Belediyeleri olunca; AKP’li vekiller dut yemiş bülbüle dönüyor
- Biraz sabır... Cemil Başkan güzel işler yapacak
- Tüm Yazıları
SOSYAL MEDYA
MAGAZİN
Kardashian'dan photoshop itirafı!
Sosyal medya hesabını aktif olarak kullanan Khloe Kardashian'dan dikkat çeken bir sosyal medya açıklaması geldi. Kardashian, paylaşımlarında uzun süredir photoshop ve filtre kullanmadığın...
TEKNOLOJİ
EDİTÖR'ÜN SEÇTİKLERİ
119 ülkede görüldü, yayılıyor: Milyonlarca kişi tehlikede!
Hiçbir sınır tanımadan hızla yayılan tehlike, uzmanları bile alarma geçirdi. Görüldüğü ülke sayısı 100’ü aştı, vaka sayıları tırmanıyor. DSÖ ilk kez kapsamlı bir tedavi kılavuzu yayımladı. Her yıl milyonlarca insan sivrisineklerin taşıdığı virüslerle enfekte oluyor. Sağlık uzmanları tehlikenin kapda olduğunu söylerken, Dünya Sağlık Örgütü (DSÖ) ise bu tehdide karşı tarihinde ilk kez harekete geçti.
Yorumlar
Bu haberde yorum bulunmamaktadir.