Yukarı
     SON DAKİKA     

Ekrem İmamoğlu hakkında karar

1

Sinan Kara

Kocaoğlu CHP İzmir İl Başkanı Olsun

01 Haziran, 2012

    Pazar günü yapılacak olan CHP İzmir İl Kongresi öncesi saflar artık iyiden iyiye netleşti.

    Çok değil, kısa bir süre önce “tarafsız” kalacağı yönünde açıklamalar yapan ve aslında tarafsız olmadığı bilinen Aziz Kocaoğlu, dün Kaya Prestij otel de yapılan toplantının da Başkanlığını yaptı.

    Büyükşehir Belediyesine iyi bir başkan olamayan Kocaoğlu, parti içi kulis toplantıları konusunda ne denli hünerli olduğunu da hepimize bir güzel gösterdi.

    Kulis ve ayak oyunlarından öte asıl komik olan, Kocaoğlu’nun toplantı bitiminde verdiği röportajda “ben yöneticiyim” diyerek, içerisinde bulunduğu durumu kendisinin bile idrak edemediği bir görüntü sergilemesiydi.

    İnanın çok komikti. İzmir CHP’nin gerçek yüzüydü desem yeridir.

    Düşünsenize;

    İzmir CHP’de gündem İl Kongresi. Kaya Prestij’de aralarında Alaattin Yüksel, Mustafa Moroğlu, Hülya Güven, Çeşitli İlçe Başkanları ve en önemlisi İl Başkan Adayı Ali Engin’in bulunduğu bir toplantı yapılıyor.  Oluşturulan oturma düzenini yönetenin Kocaoğlu olduğu fotoğraf karelerinden anlaşılıyor ve çıkışta Muhabirin “Siz Ali Engin’i destekliyor musunuz?” sorusu karşısında, hayır anlamında sağ elini kaldıran Kocaoğlu bakın ne diyor; “Ben Yöneticiyim”?

    Muhabirin yerinde olsaydım endirekt sorardım;

    Siz neyin Yöneticisisiniz Aziz bey?

    Yönetemediğiniz Belediye’nin mi?

    Yoksa elinize gözünüze bulaştırarak “ben merkezci” yapıya soktuğunuz İzmir CHP’nin mi?

    Sahi siz neyi yönettiniz, ya da şu an neyi yönetmeye çalışıyorsunuz Aziz bey?

    Yoksa kapısından çıktığınız Otel’i mi?

    Allah aşkına yönetmeye çalıştığınız nedir Aziz bey?

    Ah Aziz bey ah!

    Çete davasında “Yöneticilikten” yargılanan siz, nasıl olur da bu vasfın ne kadar önem taşıdığını halen anlayabilmiş değilsiniz, işte bende buna yanarım.

     Aynı zamanda “Sersem tavuk gibi ortalıkta dolaşıyorum” sözünün de mucidi olan pek muhterem Aziz bey, bilgi birikiminin ERROR sınırında yine bir şeyler söylemeye çalışsa da, biz anlayacağımızı anladık.

    Neyse, benim tüm CHP’lilere başka bir önerim var;

   İl Kongresi nasıl olsa Çarşaf Listeyle yapılacak. Gelin hep birlikte; Belediyeyi zaten yönetemeyen  Aziz Kocaoğlu’nu İl Başkanı, Genel Başkan Yardımcılığını yapamayan Alaattin Yüksel ve Hasbelkader Milletvekili olan Mustafa Moroğlu’nu İl Başkan yardımcıları, mevcut şekillenmeden hareketle, zurnanın son deliği olan Ali Engin beyin de Başkan Yardımcılarının yardımcısı olarak seçilmesi için OY verin.

    Bu önerimi sakın ola ki ütopik bulmayın.

    Zaten Al Engin’in seçileceği bu yapıda siz zannediyor musunuz ki Ali beye bunların Başkanlık yaptıracaklarını.

    Yeri gelmişken bir çift sözüm de Ali Engin beye gitsin.

    Ne diyordu “Ben kimsenin adamı ve adayı değilim

    Alaattin Yüksel ne diyor “O Benim Adayımdır

    Bura da birileri “yalan” söylüyor, ama kim?

    Tabii ki ikisi de!

    Hatta Kocaoğlu da dahil olmak üzere, bu üçlü beyler “Entrikalar” sürecinin aktörleri olmuş durumdalar.

    Şimdi asıl soru şu;

    Bu denli ayak oyunlarının içerisinde olanların İzmir’e ve Örgüte nasıl bir hayrı olur?

    Olmaz!

    Çünkü Entrikaların döndüğü bir yerden, kusura bakmayın ama hiçbir hâlt olmaz.

    Tarih buna şahittir…

    Şimdi bu yapıyı destekleyenler diyebilir ki, ama Sinan bey; Levent Eyipişiren’i de Cevat Durak ve diğer Başkanlar destekliyor ve Levent bey de onların adamı.

    Eee doğru!

    Bakın bu da başka bir tartışma konusu, başka bir bakış açısı ve elbette doğru.

    Ama bir farkla?

    Eğer, Aziz Kocaoğlu ve Alaattin Yüksel olayın başlangıcında siyasi çıkarlar hesabıyla, sürece bu denli “bodoslama” girmemiş olsalardı ve ciddiden bir parti terbiyesi içerisinde “ağabeylik” görevlerini yapmış olsalardı, şimdi hiç kimse kalkıp “Bu şunun, o da bunun adamı” demeyecekti. Ve birlik bütünlük içerisinde bir aday üzerinde karar kılınacak, Ali Engin, Levent Eyipişiren veya Tacettin Bayır, her kim olursa olsun ortak uzalaşmayla örgütün adayı olarak ortaya çıkacaktı.

    Diğer bir aday ise Tacettin Bayır. Hepinizinde bildiği gibi Bayır’ın arkasında şu ana kadar bir derin yapılanma gözükmüyor ve yok gibi. Zaten kendisi de ‘Ben Örgütün Adayıyım’ diyerek son sözünü söylemiş durumda. Bakalım delege kendisine tekrar yol verecek mi?

    Hani kongreler bitiminde siyasi argüman vardır; Kazanan Cumhuriyet Halk Partisi olmuştur diye. Bence burada kaybeden Cumhuriyet Halk Partisi olacaktır.

    Çünkü, Parti içerisinde son derece tehlikeli ve hatta mezhep ayrılıklarını tetikleyen kamplaşmaların yaşanması da işin başka bir yönüdür.

    Ayrıca bu mezhep tartışmalarına şimdiye kadar girmedim asla da girmem. Çünkü bu iş ırkçı ve faşistlerin işidir.

    Sözün özü;

    Kemal Kılıçdaroğlu eğer bu partiyi İzmir’de toparlamak ve CHP’yi İzmir’de tekrar iktidar olarak görmek istiyorsa, işe “ağabeylik” görevlerini yapamayarak, ayrıştırmaları tetikleyenlerden başlaması gerekir diye düşünüyorum.

    Aksi halde Yeniden CHP söylemlerinin de, kocaman bir fiyaskodan ibaret olduğu gerçeği ortaya çıkacaktır.

    Umarım anlatabilmişimdir…

    İşte gün yüzü görmemiş söylemlerin mucidi Aziz Kocaoğlu’nun açıklamaları ve Kaya Prestij Otel’de yapılan toplantının görüntüsü:


Engin'e Büyük Destek Geldi Başkanlar Bir Arada ile egeninsesi853



Yorumlar

Bu haberde yorum bulunmamaktadir.

Yorum Ekle


SOSYAL MEDYA


MAGAZİN

Farah Zeynep Abdullah'tan 'Sperm bankası' itirafı

Çocuk istediğini söyleyen Oyuncu Farah Zeynep Abdullah, yaptığı bir röportajda "Babam sperm bankasından çocuk yapabilirsin diyor" itirafında bulundu. Oyunculuğunun yanı sıra sosyal medya ...

TEKNOLOJİ

EDİTÖR'ÜN SEÇTİKLERİ

119 ülkede görüldü, yayılıyor: Milyonlarca kişi tehlikede!

Hiçbir sınır tanımadan hızla yayılan tehlike, uzmanları bile alarma geçirdi. Görüldüğü ülke sayısı 100’ü aştı, vaka sayıları tırmanıyor. DSÖ ilk kez kapsamlı bir tedavi kılavuzu yayımladı. Her yıl milyonlarca insan sivrisineklerin taşıdığı virüslerle enfekte oluyor. Sağlık uzmanları tehlikenin kapda olduğunu söylerken, Dünya Sağlık Örgütü (DSÖ) ise bu tehdide karşı tarihinde ilk kez harekete geçti.

ÇOK YORUMLANANLAR

ÇOK OKUNANLAR