Bu İttifak, çöküşü durduramayacak…

   Cumhurbaşkanlığı ve Milletvekiliği için, AKP ile MHP’nin İttifak içerisinde seçimlere girmesi kesinlik kazandı. Son görüşmeler yapıldı, birkaç güne kadar bu ortaklığa yasal düzenleme de yapılacak. Peki bu durum Erdoğan’ın koltuğu ve AKP’nin iktidarı kaybetmemesine, MHP’nin de yok oluşuna çözüm olacak mı?

   Bence olmayacak.

   Çünkü ciddi bir çöküş var. Anketler ve AKP ile MHP’nin ağız birliği yapan bir anlayışla, muhalefet partilerine saldırması, bu çöküşün varlığını yeterince ortaya koyuyor. Yani, boşa koysan dolmaz doluya koysan almaz. Eğer AKP bu çöküşü görmemiş olsa MHP gibi eriyip biten bir parti ile ittifak yapma yolunu tercih etmezdi. Aynı şekilde MHP yok olacağını görmemiş olsa AKP ile böyle bir maceraya belkide girmeyecekti. O halde AKP, eriyip giden bir parti ile neden ittifak yapma gereği duymuş olabilir?

   Öncelikli maksat, son zamanlarda o çokça ağızlarından düşürmedikleri “Milli” birliktelik görüntüsünü verebilmek. Yani “biz Milliyiz onlar Gayri Milli” algısını oluşturabilmek. Dolayısıyla böyle bir algı üzerinden her iki parti de istikbalini kurtarmaya çalışacak. Kurtarabilecekler mi?

   Çok zor.

   Ülkenin yarısından fazlası, '16 yıldır iktidarda olan bir parti, şu ana kadar milli değil miydi?' sorusunu tabiatıyla soruyor ve soracaktır.

   Üstelik geçmişte AKP’nin milli olmadığına dair en çok söz söyleyen partilerin başında MHP geliyordu. MHP’yi de milli değerler üzerinden “Her türlü Milliyetçiliği ayaklarımızın altına alacağız” diye vurmaya çalışan AKP’den başkası değildi.

   Yani ortada bir ittifak olduğu doğru ama bu ittifakın ülkenin menfaatlerinden ziyade, kendi menfaatlerini kurtarma ittifakından başka bir şey olmadığı da kabak gibi ortada. Birbirlerine her türlü küfrü ve hakareti yapmış iki partinin, bu gayri samimi birlikteliğinin inkârı mümkün olabilir mi?

   Gelelim Afrin’e..

   Seçimlerde, Afrin operasyonu bu ittifakın kurtuluş reçetesi olabilir mi?

   Aklı ve vicdanı ile hareket edenler, BOP projesi kapsamında Suriye bataklığını ABD’nin yarattığını bilir. ABD’nin kuyruğuna takılıp o bataklığın oluşmasına katkı koyan partinin AKP’den başkası olmadığını da iyi bilir. Ayrıca o dönemlerde Erdoğan’ın da BOP eşbaşkanı olmakla övündüğünü de çok çok iyi bilir.

   Afrin’de oluşan terör oluşumuna bırakın izin vermeyi destek olanlarında AKP İktidarı olduğu gerçeğini unutmayalım. Bu terör örgütünün başındaki Salih Müslim’i Türkiye’ye davet edip ağırlayan da bizzat AKP Hükümetiniden başkası değildi.  Bunları tekrar hatırlatmak önemli. Lakin 100 yıl öncesinden değil, yakın tarihten yani 3-5 yıllık bir süreçte yaşadıklarımızdan bahsediyoruz.

   Yani seçmenler Afrin’de yapılan Terör Operasyonunu değerlendirirken, tüm bu gerçekleri elbet göz önünde bulunduracaktır. Afrin’den zaferle çıkmanın ötesinde, o bataklığın oluşmasındaki katkı, onca gencecik şehidimizin yaşamını hangi öngörüsüz politikalardan dolayı yitirmek zorunda kaldığı, mutlaka seçmen tarafından sorgulanacaktır. Ve bu öngörüsüzlüğün, ülkemiz insanına yaşattığı ekonomik faturası da cabası..

   Özetle AKP ve MHP’nin “Milli Mutabakat” ittifakı, sloganvari algı yaratmanın ötesinde, yaşanılan gerçeklere hiçbir şekilde etki etmeyecektir. Naçizane olarak, bu ittifakın alabileceği oy oranının da %43’ün üzerine çıkacağına ihtimal vermediğimi de ayrıca belirtmek istiyorum…