CHP’de ‘Üç Dakikalık’ Siyaset…
11 Mayıs, 2012CHP İzmir İl Başkanı Tacettin Bayır’ın Kemal Kılıçdaroğlu’nu ziyaret etmesi memleket meselesi haline getirildi.
Diyeceksiniz ki; Bir il başkanının Genel Başkanını ziyaret etmesi ve adaylık talebini iletmesi kadar doğal başka ne olabilir ki?
Ama değil işte.
İşin içerisinde Bizans oyunları varsa hiç değil.
Nasıl mı?
Mesela herkes Tacettin Bayır’ın “15 dakika görüştüm” sözüne ve Alaattin Yüksel’in verdiği “Hayır 3 dakika görüştü” misillemesine kilitlendi.
Oysa ki burada asıl sorgulanması gereken, Zehir Hafiye Alaattin’in neden “iz süren” bir gayret içerisine giriştiği olmalıydı.
Şöyle açalım;
Tacettin Bayır’ın “15 dakika görüştüm” açıklamasına “Yok böyle bir şey. Genel Başkanımızla sadece 3 dakika görüşmüştür” diyen Yüksel’e “Be mübarek adam sen ve ekürlerin Bayır’ı mı takip ettiniz. Bu ısrarlı takibinizin amacı nedir?” diye sormak gerekmez mi?
Endirekt soralım;
Pek sayın Alaattin Yüksel, Bayır’ı sıkıştırmaya ve etkisizleştirmeye çalışmanızın altında, kendi adayınızı İl Başkanı yapmak mı yatıyor?
İddia ediyorum ki; Cevap veremez, isterse de buyursun versin.
Çünkü doğru zamanda, doğru bir soru bu!
Devam edelim,
Hiç aklınız alıyor mu; CHP için, İzmir gibi önemli bir kentin Örgüt Başkanının “üç dakikalık” bir görüşme kapsamına alınması sizce inandırıcı mıdır?
Bana göre değildir!
Üç dakika içerisinde bırakın çay, su içmeyi, nefes bile alamazsınız. Daha da ötesi, bir selam verip karşılığını dahi alamazsınız.
Öyle ki, Tacettin Bayır’ın elinde, aynı zamanda ilçe kongrelerinin sonuçlarını anlatan dosyalar da vardı ve çok kısa da olsa bu dosyaların içeriklerini, özetlemek “üç dakika”ya sığar mı?
Sığar!
Elinizde Alaattin’in Sihirli Lambası varsa sığar, sığmazsa da sığdırırız durumu olur!
Tıpkı Alaattin Yüksel’in yaptığı gibi…
Sözün özü;
Bu tartışma yanlış yerden yapılıyor. Zehir Hafiye Alaattin’in “Üç dakika”lık mini metrajlı oyununa düşen sazanlar, tartışmayı magazinsel yönüyle ele almanın derdinde. Tekrar ediyorum burada en önemli soru; Tacettin Bayır’ın neden takibe alındığı ve Bayır’ın Kılıçdaroğlu’nun odasından çıkmasıyla birlikte odaya balıklama dalan, Alattin Yüksel, Aziz Kocaoğlu ile Mustafa Moroğlu’nun gerçek niyetleri ve hangi hesapların peşinde olduklarıdır?
Hatırlayanlar bilir, Tacettin Bayır'ın Kılıçdaroğlu tarafından partinin İzmir CHP'nin patronluğuna atanmasına en çok sevinenlerden birisi de o zamanlar Alaattin Yüksel olmuştu. Hatta bu atamada Yüksel'inde parmağının olduğu konuşulmuştu.
Akla gelen soru; Şimdi ne oldu da Bayır kötü adam oldu.
Yoksa huyunuza ve suyunuza mı gitmedi?
Aslında haz edemediğim bir başka olay ise, Aziz Kocaoğlu’nun siyasete ve parti içi ayak oyunlarına sarf ettiği zamanı, İzmir’in gelişimine ayırmamasıdır.
Daha önce “Kocaoğlu işleri asıyor” diye CHP’ye defalarca uyarılarımız oldu ve ileride CHP’de yaşanacak bir seçim kaybının zararının Kocaoğlu için bir şey ifade etmeyeceğini, gerçek zararın partililerin sırtına ve istismar edilen duygularına olacağı konusunda eleştirilerimiz oldu.
Karşımıza “İzmir çantada keklik” anlayışıyla hareket edenlerin önyargıları çıktı. Oysa çok fazla bir şey yapmaya da gerek yok, tarafsız biçimde İzmir’in haline bakmak sanırım yeterli olacaktır.
Son olarak;
Başı her sıkıştığında, siyasette müdahil olmayacağını deklare eden, fakat her türlü parti içi siyasi entrikanın içinden de eksik olmayan Aziz Kocaoğlu’nun, il kongresine de müdahale edeceği Ankara’da Tacettin Bayır’a karşı kurulan “Bermuda üçgeni”nde ortaya çıkmıştır.
Hani güzel bir sözdür;
Bana arkadaşını söyle sana kim olduğunu söyleyeyim.
Aziz Kocaoğlu=Alattin Yüksel birlikteliği de bunun en bariz özetidir…
NOT: Tacettin Bayır’ı en çok eleştiren gazetecilerden biriyim. Arşivime de bakınız. Hatta İzmir adliyesindeki karşılıklı davalarımıza da bakabilirsiniz. Ancak gazetecilik böyle bir şeydir. Doğruya doğru, yanlışa da yanlış deme sanatıdır.
Bilmem anlatabildim mi!
Yorum Ekle
Yazarın diğer yazıları
- Cemil Tugay’ın haklı isyanı
- TANSAŞ modeli İZMAR can suyu olacak
- İzmir’de böyle bir İl Başkanı olduğu için AKP çok şanslı…
- CHP’nin Cumhurbaşkanı adaylığı Özgür Özel’e kalabilir
- Buca’da Görkem Duman farkı
- AKP Selçuk’u unutsun..
- Kreşleri kapatmak ne demek?
- Tunç Soyer’in miadı dolmadı mı?
- Konu kendi Belediyeleri olunca; AKP’li vekiller dut yemiş bülbüle dönüyor
- Biraz sabır... Cemil Başkan güzel işler yapacak
- Tüm Yazıları
SOSYAL MEDYA
MAGAZİN
Farah Zeynep Abdullah'tan 'Sperm bankası' itirafı
Çocuk istediğini söyleyen Oyuncu Farah Zeynep Abdullah, yaptığı bir röportajda "Babam sperm bankasından çocuk yapabilirsin diyor" itirafında bulundu. Oyunculuğunun yanı sıra sosyal medya ...
TEKNOLOJİ
EDİTÖR'ÜN SEÇTİKLERİ
119 ülkede görüldü, yayılıyor: Milyonlarca kişi tehlikede!
Hiçbir sınır tanımadan hızla yayılan tehlike, uzmanları bile alarma geçirdi. Görüldüğü ülke sayısı 100’ü aştı, vaka sayıları tırmanıyor. DSÖ ilk kez kapsamlı bir tedavi kılavuzu yayımladı. Her yıl milyonlarca insan sivrisineklerin taşıdığı virüslerle enfekte oluyor. Sağlık uzmanları tehlikenin kapda olduğunu söylerken, Dünya Sağlık Örgütü (DSÖ) ise bu tehdide karşı tarihinde ilk kez harekete geçti.
Yorumlar
Bu haberde yorum bulunmamaktadir.