Kılıçdaroğlu’nun İzmir planı…

   Delege seçimlerinin oldukça sancılı geçtiği İzmir’de, şimdi sırada kongreler var. İlk kongrenin startı muhtemelen 25 veya 26 Kasım’da Konak ile verilecek, ardından diğer ilçeler gelecek. Zorlu yarış içerisinde geçmesi beklenen ilçeler arasında ise başta Buca, Karabağlar, Konak, Karşıyaka, Çiğli, Selçuk, Dikili, Bayındır gibi yerlerin olacağı ifade ediliyor.

   Şuan bu ilçelerde aday olacaklar çokta net değil ama birkaç güne kalmaz yeni isimler ortaya çıkmış olur, böylelikle ilçeleri ve adayları daha kapsamlı değerlendirmeye çalışırız.

   İzmir İl Kongresine dair birkaç not paylaşmak istiyorum.

   Kongrelerden çıkmak ve İzmir’i tekrar dizayn etmek için daha şimdiden Kocaoğlu’nun çeşitli hamleler içerisinde olduğuna dair tartışmalar var.

   Bu tartışmaların delege seçimlerinde de yapıldığını unutmayalım. Aziz Kocaoğlu-Alaattin Yüksel ekibinin ilçe kongrelerinde üstünlük elde etmek için, kendilerine uzak olan kesimlerle bile uzlaşmacı bir tutum içerisine girdiği zaten biliniyordu. Örneğin Bayraklı ve Konak gibi..

   Ama bununla da bitmiyor. Çok daha ciddi iddialar var onları da yazmasam olmaz.

   İzmir CHP kulislerinde, başta Kocaoğlu olmak üzere onunla ittifak içerisine girecek bazı Başkanların il Kongresini kazandıkları takdirde, Belediye Başkanlığı adaylığı aşamasında Kılıçdaroğlu’nun karşısına “Ya bizim dediğimizi yaparsınız, ya da sonuçlarına katlanırsınız” resti ile çıkabilecekleri konuşuluyor.

   Edindiğim bilgilere göre, Kılıçdaroğlu’nun Belediye Başkanlarına yönelik delege seçimlerine ve kongrelere müdahale etmeyin talimatına rağmen, Kocaoğlu’nun ve bazı başkanların müdahil olduğunu duyan Genel Merkezin tedbirler alacağı yönünde duyumlar var.  

   Bu tedbirlerden birisinin de, Kılıçdaroğlu’nun Kocaoğlu ve ittifak içerisinde olacağı yapıya muhalefet eden bir adaya destek vereceği yönünde. Bu anlamda Kılıçdaroğlu’nun İzmir ile ilgili bir planının olduğu da anlaşılıyor.

   Peki böyle bir durumda ne olur?

   Bence, sadece Kocaoğlu değil onunla ittifak içerisine giren Belediye Başkanları da kaybeden tarafta olur.

   Çünkü şu aşamada Kılıçdaroğlu’nun “Bu benim adayım, bunu destekleyin” açıklamasına kimsenin kolay kolay karşı çıkabileceğini de zannetmiyorum. O nedenle söz konusu Belediye Başkanları, içerisinde bulundukları süreci iyi okumalı, aksi halde siyasi geleceklerini kendi elleriyle riske atmış olacaklar. Şimdiden söylemiş olayım…