CHP Buca'da İlk Kez ''Parti'' Oldu

   CHP’nin sancılı kongre sürecinde çok önemli bir gelişmeye tanık olduk.  Daha doğrusu artık ben de dahil gazetecilerin gitmekten vazgeçtiği Buca Belediyesi Meclis toplantısı dün akşam ilginç bir şekilde tamamlanmış.

   Başkan Ercan Tatı’nın yaptığı hiçbir çalışmaya katılmayan, açılışlarına gitmeyen CHP’li üyeler AKP ile işbirliği yapamamış dünkü meclis oturumunda.

   Bu gelişmenin mimarı ise CHP İl Başkanı Tacettin Bayır, bu raporları değerlendiren yardımcısı Zeki Günen ve en önemlisi Genel Merkez Yönetimi.

   Buca’da 3 yıldır rakibiyle ittifak yapan meclis üyelerine bu kez bu şansı tanımamışlar.

   Yerel Yönetimlerden Sorumlu Genel Başkan Yardımcısı Gökhan Günaydın’ın da bu olayla bizzat ilgilendiğini de öğrendim. Ve Tacettin Bayır dün hem grup hem de meclis toplantısına kalıp, tümünü izleyerek Buca’dan ayrıldığını belirttiler. 

   İl Başkanı Tacettin Bayır ilk göreve geldiğinde Buca’daki taşeron işçilerinin eylemine yönelik sorunun çözümü için önemli bir çaba göstermiş ve elini taşın altına sokmuştu. Bu kez de İl Başkanı’nın attığı adım CHP’nin Buca’da rezil edilmesine engel önemli bir gelişme olarak yorumlanıyor.

   Peki bunun karşılığında AKP ne yapmış dersiniz. CHP’den bazı isimlerin kendisine pas atmaması üzerine AKP’liler çok zorlanmışlar.  İçişleri Bakanı İdris Naim Şahin’in imzasıyla soruşturulmasına gerek yoktur denilen bildik konuları ısıtıp gündeme getirmeye çalışmışlar.

   Mecliste Grup Başkanvekili olarak bu kez görev yapan Murat Işık’ın bu konudaki AKP’lilere Pınar Beyaz Peynir reklâmından atıfta bulunarak “Ben Buldum, ben buldum diye bir reklam var. Siz de denetlenen herkesin bildiği ve sayısız kez soruşturulan konuları siyasi bir malzemeye dönüştürüyorsunuz” sözleri ile karşılık bulmuş. Bu gelişme Buca’da artık bundan sonra muhalefetin muhalefet olarak iktidarın ise iktidar olarak reflekslerini alması yolunu açabilir.

   Açabilir diyorum çünkü CHP yönetiminin (Genel merkez, il, ilçe) bu kararlı tutumunu tüm kentte, ülkede uygulaması gerekiyor. Bu tavra karşı gelenlerin de partiyle ilişkisinin kesilmesi konusunda yine kararsız kalırlar ise son iki yıla giren seçim sürecinde onarılmaz zarar görebileceklerini de unutmamalılar.

   Karşıyaka’da Dengeler sarsıldı

   Geçtiğimiz hafta sonu yapılan CHP Karşıyaka Kongresinde ortaya çıkan çift liste hazımsızlığa neden olmuş ve hiçte güzel olmayan olaylar yaşanmış, rakip aday Günsel Sağlam neredeyse dayak yeme aşamasına gelmişti.

   Maalesef olayı gerçek boyutlarıyla yazan sadece biz olduk. Kendisine İzmir çukurunda otorite diyen çok sayıda “iliştirilmiş” arkadaşımız yaşanan rezaleti tarafsız açıdan ele alacaklarına, Günsel Sağlam ve Cevat Durak’ın gözyaşlarına takılıp olayları mecrasından çıkarmayı tercih etmişlerdir.

   O gün orada bulunan bazı basın mensubu arkadaşlarıma da “Siz bu olayı gerçek boyutlarıyla yazacak mısınız?” dediğimde “Evet” yanıtını almıştım ama doğrusunu söylemem gerekirse inanmamıştım. Ve sağ olsunlar beni bir kez daha yanıltmamış oldular.

   CHP Karşıyaka’da muhalif aday olarak lanse edilen, aslında parti içi demokrasinin kriterleri ölçeğinde aday olan Günsel Sağlam’ın kongre aşamasında karşı karşıya kaldığı olaylarla ilgili yaşananlara seyirci kalanlara okuyucularımızdan da yoğun tepki gelmiş durumda.

   En fazla tepkiyi alan isimlerden birisi de olay esnasında ön sırada oturan ve kılını dahi kıpırdatmayan CHP'nin (MYK) Kadın Kolları Merkez Yönetim Kurulu Üyesi Elfin Tataroğlu.

   Okuyucularımız, bir kadın adayın karşı karşıya kaldığı olaylar sırasında kadınları temsil eden Tataroğlu’nun yaşananlara izleyici kalmasını ciddi biçimde eleştiriliyor.

   CHP Karşıyaka Kongresinde yaşanan olayların faturasının Karşıyaka Belediye Meclisi toplantısı komisyon seçimlerine de yansıdığı konuşuluyor. İddialara göre, Günsel Sağlam’a destek veren meclis üyeleri için  “kadük bırakma” operasyonuna girişildiğine dair eleştiriler var.

   Karşıyaka Kongresinde yaşanan olumsuzluklar, CHP Karşıyaka’da parti içi sorgulamaların da önünü açmış durumda. Ciddi biçimde özeleştiri verilmemesi halinde hesaplaşmanın artacağı yönünde endişeler var.

   Sayın Cevat Durak’ın bu kongreden güçlenerek değil, yara alarak çıktığı göz önünde. O yüzden bu durum nasıl telafi edilir şimdilik soru işareti.

   Büyükşehir Davası

   Bu davayı şimdilik izliyorum. Çünkü mahkeme süreci devam ediyor ve süren bir davaya etki etmemek adına, ilkesel açıdan şu an izlemekle yetiniyorum.

   Ama yazacağım!

   Mahkemenin sona ermesiyle birlikte tüm gerçekleri özgür ve objektif  biçimde yazacağımdan kimsenin kuşkusu olmasın.

   Olayların bir mandalina veya sandviçten mi, yoksa ciddi anlamda yolsuzluklardan mı ibaret olduğunu elbette yazacağım.

   Bazı meslektaşlar gibi “Savcı, Hâkim veya Avukat” olmanın da âlemi yok.

   Az daha sabır…