Bu nasıl bir sorumsuzluk…

   CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu’nun İzmir’deki ziyareti oldukça verimli geçti. Çok sayıda İzmirli katılımcı Kılıçdaroğlu’nun verdiği referandum mesajlarını ayakta alkışladı.

   Ülkemizdeki Ana Akım medyadan CNN Türk ve Haber Türk bu konuşmayı canlı olarak sonuna kadar yayınladı. NTV ise anlaşılmaz biçimde yayını ortalarda kesti. İktidarın sesi olan TRT ve diğer yandaş kanallar ise bırakın canlı yayınlamayı, en küçük bir açıklamaya bile her zamanki gibi yer vermedi.

   Kemal Kılıçdaroğlu’nun İzmir ziyaretinde ise tek olumsuzluk bir protokol krizinin yaşanması. Ama öyle böyle değil, ciddi bir kriz bu.

   Tarihi Havagazı Fabrikası’nda gerçekleşen ve milletvekilleri, belediye başkanları, PM ve YDK üyeleri, ilçe başkanları ve il yönetimi ile birlikte yenen öğle yemeğine katılmaya gelen eski İl Başkanları Bedri Serter, Ali Engin ve Kemal Karataş’ın kapıdaki görevliler tarafından salona alınmadı.

   Bu olay neresinden bakarsanız bakın bir vefasızlıktır. Ayrıca böylesine kritik bir süreçte partinin ayağına sıkmaktır.

   Olay sonrası konuyu araştırdım. Eski İl Başkanları Serter, Engin ve Karataş’ın içeriye alınmamasının nedeni, yapılan davetli listesinde bu isimlere yer verilmemesi. Protokol listesini kim düzenliyor diye birkaç partiliye sorduğumda, perde önünde görünen İl Başkanı Asuman Ali Güven ama perde arkasında ise Aziz Kocaoğlu’nun olduğuna dair iddialar var. Bu iddialara inanmamak elde değil çünkü Kocaoğlu’nun yıllardan beri örgüte müdahale ettiğini sağır sultan bile biliyor.

   Doğrusunu söylemek gerekirse bu ve benzeri olaylar artık beni şaşırtmıyor. Çünkü en kritik zamanlarda Sayın Kocaoğlu, yaptığı davranışlarıyla partisini hep ateşe atan isim olmuştur.

   Örneğin 2011 Genel seçimlerinde bütün medyanın önünde partili Vekile hakaret edip, CHP’yi ülkede tartıştıran bir olayın altına imzasını atmıştı. Yani Kocaoğlu’nun bir ders alacağı yok. Çünkü can çıkar huy çıkmaz.

   Haydi onu geçtik. Peki o İl Başkanlığı koltuğunda oturan Asuman Ali Güven hiç mi bilmez bu işleri. Yıllarını bu partiye veren mevkidaşlarına karşı böyle bir ayıbın altına nasıl olurda imza atar?

   İleride göreve gelecek başka bir İl Başkanı aynı ayıbı bu kez sayın Güven’e yapsa bu durumu acaba nasıl karşılar?!

   Daha önce de söylemiştim. Şu an herkes referanduma kilitlenmiş durumda. Yapılmış bir Kongre sonucu ile değil, sen ben bizim oğlan modeli o koltuğa oturtulan İl Başkanının pozisyonu ileride çok tartışılacağa benzer. Hele dün yaşanan bu ayıplı olay, o koltuğu çok daha tartışılır duruma getirmiştir. Dediğim gibi referandum sonrasını bekliyor herkes…