Yaşayan Tarih: Hakan Tartan…

   Geçtiğimiz hafta egedesonsöz’de Hakan Tartan’ın röportajı düştü gündeme. İnanın hayatımda kendi kendisini bu kadar öven, kendi kendisini bu denli yere göğe sığdıramayan birine hiç rastlamamıştım..

   Röportajı okuyunca kendimden şüphelendim, hatta kendime kızdım. Meğerse biz Hakan Tartan’ı yanlış tanıyormuş ve yanlış biliyormuşuz.

   Bakın neler diyor ;

-Yaşayan 242 bakandan birisiyim,

-2014 atletizm Veteran şampiyonasını bu kente getirdim. 10 milyon Euro girecek bu kente. 7 tane kongre getirdim uluslar arası arenada önemli olan. Tur operatörleri geliyor, ben ağırlıyorum. Uluslar arası organizasyonlara ben ev sahipliği yapıyorum.

-Amsterdam gibi bir kent. İzmir’in Behçet Uz’dan sonraki en büyük yeşil alanını ben yaratıyorum.

-Sessiz bir devrim yapıyoruz Konak olarak.

-Hep biz öncüyüz. Ben yapıyorum, beni takip ediyorlar.

-Hava atmadan, kimseye tafra yapmadan, sessiz sedasız, bana yakışan bir vakur içinde, sakin bir şekilde bunları yürütüyorum.

-Hava atmadan, kimseye tafra yapmadan, sessiz sedasız, bana yakışan bir vakur içinde, sakin bir şekilde bunları yürütüyorum. Ben yapamayacağım şeye başlamam.

-Ben geldim ve dediğim gibi her şeyi hakkıyla yapıyorum. Daha çok param olsa daha çok yaparım. En iyisini de ben yapıyorum. Sosyal belediyecilikte bir numarayım.

-Benim kompleksim yok, korkum yok. Sorarım, kenti yaşarım. Ben 24 saat bu kenti yaşıyorum.

-Ben bu ülkede bakanlık yapmış bir insanım, tarihe geçmişim. Hayattaki 242 bakandan biriyim.

   Dikkat ettiniz mi, kompleksiz ve vakur olduğunu iddia eden Tartan’ın her sözünün başlangıcı veya sonu “BEN” ile başlıyor ya da bitiyor.

   Neyse…

   Gerçektende yazıklar olsun bize. Elimizde meğer bir “DEHA”, bir “YAŞAYAN YÜCE TÜRK BÜYÜĞÜ”, bir “ŞAHESER”  varmışta onun kıymetini bilememişiz.

   Bir “HAZİNE”, bir “YAŞAYAN TARİH”in kentimizde bulunuyor olmasını nasıl da fark edememişiz?

   Yuh Olsun bize!

   Yapmam gereken tek şey var;

   En kısa zamanda bir göz ameliyatı ve bir algı yenilemesi için, gereken tıbbi operasyonu yaptırmak ve Sayın Başkanımızı yeniden anlamaya çalışmak.

   Aksi halde biz Sayın Bakan Başkanımızı yine bildiğimiz gibi anlatmaya devam edeceğiz.

   Bu röportajı okuduktan sonra, sayın Tartan ile ilgili yıllar önce yazdığım bir yazı aklıma geldi.

   Buyurun o yazıyı tekrar okuyun: Hakan Tartan’ın Narsist Halleri

   Küçük Bir Not: Sayın Hakan Tartan’a “ZÜBÜK” dediği iddia edilen ve bu nedenle yargılanan Ertuğrul Aksoydan ile birlikte önümüzdeki hafta mahkemeye çıkıyoruz.

   Rahmetli Aziz Nesin’in şaheseri olan “ZÜBÜK” romanını bir kez daha okumak farz oldu.