Başkanlıktan Bastonla İnecek
28 Aralık, 2011Ege Bölgesi Sanayi Odası (EBSO) Aralık ayı meclis toplantısına konuk olarak katılan İBB Başkanı Aziz Kocaoğlu, bir sanayicinin Kemalpaşa OSB ile ilgili soru üzerine, "Bütün sorunları aşama aşama çözüyoruz. 17 yıl daha başkanlık yapmayı düşünüyorum. 81 yaşında bastonla başkanlıktan ineceğim." diye cevap vermiş.
Hani tam da burada “Aç Tavuk Kendini Buğday Ambarında Sanır” sözü aklıma geliyor.
Sağlıklı olduğu halde 8 yıldan bu yana İzmir’i mega köy haline çeviren Kocaoğlu’nun 81 yaşındaki haliyle İzmir’in başına neler getirebileceğini artık varın siz düşünün.
Ne diyordu Kocaoğlu;
“Sersem Tavuk Gibi Ortalarda Geziyorum”
Kendisini “Sersem Tavuk”a benzeten birinin “17 yıl daha başkanlık yapmayı düşünüyorum. 81 yaşında bastonla başkanlıktan ineceğim.” demesini, nasıl bir “ruh hali”ne yormak gerekir.
CHP Milletvekili Susam ile giriştiği kavga sonrasında Psikolojik bozukluk içerisinde olduğunu söyleyen birinin “bastonlu haliyle” 5 milyonluk kenti yönetmeye talip olma açıklaması, psikolojik bozukluğun giderek arttığını göstermez mi?
Böyle Başkana böyle Medya demekten de kendimi alamıyorum.
“Psikolojim bozuk” diye bas bas bağıran pek muhterem Başkanın bu çıkışını, “Morali bozuk” manşetleriyle kotarmaya çalışan, iliştirilmiş reklâm medyasının “üç maymun”culuk hali, daha ne kadar devam edecek?
Başkanlıktan bastonla inecekmiş!
Sekiz yılık görev süresinde İzmir’e tarihinin en kötü dönemini yaşatan, hizmetleriyle değil kavgalarıyla ve küfürleriyle anımsanan Kocaoğlu’nun o “baston”la vatandaşı kovalamayacağının garantisini kim verebilir?
Önceki yıl bir yazımda “Kocaoğlu İzmir’in içine etti” diyerek düşüncemi ifade etmiştim, “Aziz Sever” gazeteciler de misilleme olarak “Büyük Başkan” dayatmalarını okuyucu ve izleyicilerine sunmaya devam etti. Ben hep bu iddiamın arkasında olmaya devam edeceğim.
Aziz Kocaoğlu’nun “beceriksiz” ve İzmir için bir “talihsizlik” olduğunu yılmadan, usanmadan yazmayı sürdürüyorum.
Ve birilerinin bu durumu CHP düşmanlığına bağlaması da hiç mi hiç umurumda değil. Kişi “niteliksiz” ise o’nun partisi bir gazeteci olarak beni ilgilendirmiyor. Birilerini yazarken hangi partiden olduğunu düşünerek hareket etmek, sizin taraflı olduğunuzun kanıtıdır.
İzmir’de CHP’li, AKP’li gazeteciler yok mu, elbette var.
Ama bana ters arkadaş.
Bizde yazmak isteyen aynı zamanda CHP üyesi olan, sevgili köşe yazarımız Sedat Çuhadar’a “Ya Gazeteci olacaksın, ya da Siyasetçi. Bana göre ikisi bir arada gitmez” demiştim.
Sevgili Çuhadar gazeteciliği tercih etti.
Ne mi oldu?
CHP Disiplin Kurulunda “ihraç” kararıyla yüz yüze kaldı!
İyi de oldu.
Çünkü gazetecilik tarafsızlık ister, sırf partinin çıkarları diye objektif olmadığınız zaman “taraflı” olursunuz ve kimseler sizin yazdıklarınızı da ciddiye almaz.
Naçizane düşüncelerim budur…
“Basında Güven” dememek !
Milliyet bu ülkenin temel taşlarından birisidir. Milliyet “Basında Güven” sloganıyla bu ülkeye tam 62 yıldır hizmet veriyor. Binlerce gazetecinin gelip geçtiği, emek verdiği bu gazetenin efsanevi yayın yönetmeni Abdi İpekçi adına ise bugünlerde “Basında güvenin simgesi Milliyet Etik değerlere bağlı gerçeklerin peşinde koşan gazetecileri ödüllendiriyor” çağrısıyla “Yılın Gazetecilik Ödülü” yarışmasını da ilan ediyor.
Güven Kurumu Milliyet’in Ege’deki durumu ise son dönemlerde hayli tartışmalı. Dümenine geçenlerin Milliyet’in çizgisinden çok uzakta kendilerine göre çizdiği rota tartışmalı. Doğan Grubu’ndan Demirören Ailesi’ne geçen Milliyet’in yıllardan beri hakkındaki davalar nedeniyle yurt dışına çıkamayan yönetmeni Hamdi Türkmen’in izlediği tavrı bugünlerde Buca Belediye Başkanı Ercan Tatı artık açık açık haykırıyor.
Geçtiğimiz günlerde hiçbir tutuklusu kalmayan Kasırga davasıyla ilgili gelişmelere yönelik hakkında ve yargılanan diğer kişilere ilişkin haberleri makamında sergilemeye başlayan ve yayın anlayışı ile Milliyet’i değil de Milliyet’in İzmir’deki yöneticisini mercek altına alan Buca Belediye Başkanı Ercan Tatı acaba haksız mı?
Yazmadıklarını bırakmadı
Milliyet’teki köşesini kullanarak Ercan Tatı’yı hedef haline getiren Hamdi Türkmen’in yazdıklarını aslında Milliyet yönetimi irdelemeli. Şunu da söylemeli bence:
Arkadaşım yıllardır Göztepe yöneticiliğin sürecindeki davaların nedeniyle kısıtlılık yaşadın. Hukuk kararlarının sonucunu beklemek zorunda değil misin”
Sözkonusu kişi Ercan Tatı olunca beklemek gerekmiyor Hamdi asıp gidiyor arkasına bile bakmıyor.
Bunun nedeni acaba danışmanlığını yaptığı M. Ali Susam mı, kendisi mi yoksa başka nedenler mi?
Bugün İzmir’de sayısız soruşturma sürüyor. Büyükşehir Belediyesi başta olmak üzere birçok konu gaündemde. CHP’li belediyeler süren soruşturmalara isyan ediyor.
İmzasız mektuplarla yürütülen soruşturmaların haddi hesabı yok.
Tüm bunlar gündeminde değil Milliyet’in. Varsa yoksa Ercan Tatı.
Peki Buca belediye başkanı ne diyor?
Hakkımda iddia edilenleri yazanlar, yargılama aşamalarında ortaya çıkan sonuçlarda ortadan kayboluyor…
Örneğin Çete dedikleri davada tek tutuklu sanık kalmadı. Polisin aksine Savcı olayın “Çete olmadığı”nı Mahkemeye belirtti ve davanın düşürülmesini istedi.
Olayda 1000 yılı aşan suçlamayla karşılayan firma sahibi tutuksuz yargılanacak. Peki Milliyet nerede? Ortada yok…
Ne yapalım yeni medya düzeni böyle…
Milliyet 62 yılda elde ettiği “Güven” bir tek Hamdi yüzünden kaybolur mu?
Elbet kaybolmaz.. çünkü o gazetenin varlığında temelinde sayısız dürüst ilkeli insanın emeği var.
Ama Milliyet’in Ege’sinin tartışmalı hale geldiği son haberinde bile görülebilir. Buca’dan yolu uzun yıllardır geçmeyen ve uzun yıllardır gittiği yerde kalamayıp ayrılan bir gazetecinin imzası ve kendisine gönderilen aynı imzasız ihbarların gazeteye doğru gibi konulması.
Hem de hiç yanıt hakkı tanımadan.
İşte Tatı buna isyan ediyor.
Milliyet Ege’deki infazın perde arkası böyle.
Bir düşman gazeteci ve koca bir kurumsal kimliğin kullanılması…
Yılbaşı Notu
2012 Yılının Ülkemiz ve tüm Dünya insanlarına barış, sevgi ve mutluluklar getirmesini diliyorum. Mutlu Yıllar…
Yorum Ekle
Yazarın diğer yazıları
- Cemil Tugay’ın haklı isyanı
- TANSAŞ modeli İZMAR can suyu olacak
- İzmir’de böyle bir İl Başkanı olduğu için AKP çok şanslı…
- CHP’nin Cumhurbaşkanı adaylığı Özgür Özel’e kalabilir
- Buca’da Görkem Duman farkı
- AKP Selçuk’u unutsun..
- Kreşleri kapatmak ne demek?
- Tunç Soyer’in miadı dolmadı mı?
- Konu kendi Belediyeleri olunca; AKP’li vekiller dut yemiş bülbüle dönüyor
- Biraz sabır... Cemil Başkan güzel işler yapacak
- Tüm Yazıları
SOSYAL MEDYA
MAGAZİN
Somer Sivrioğlu 25 yaş küçük sevgilisiyle havuzda aşka geldi
Somer Sivrioğlu 25 yaş küçük sevgilisi Tilbe Uslu ile tatil pozlarını paylaştı. İkili havuzda birbirlerine karpuz yedirip aşka geldi. MasterChef Türkiye'nin sevilen jüri üyelerinden Somer...
TEKNOLOJİ
EDİTÖR'ÜN SEÇTİKLERİ
Sıvı kaybı böbreklerde hasara yol açıyor
Sıcak havalarda böbrek sağlığının daha fazla dikkat gerektirdiğini söyleyen Nefroloji Uzmanı Dr. Merve Aktar, “Yaz aylarında artan hava sıcaklıklarıyla birlikte terleme yoluyla ciddi miktarda sıvı kaybı yaşanır. Bu durum, böbreklere gelen kan akımının azalmasına ve atık maddelerin yeterince süzülememesine neden olabilir’’ dedi.
Yorumlar
Bu haberde yorum bulunmamaktadir.