AKP Kaynamaya Başladı

   Şike yasasının Meclisten geçerek, onay için Cumhurbaşkanlığına gönderilmesi ve Cumhurbaşkanının da veto ederek, geldiği gibi geriye iade etmesinin ardından ortaya çıkan tablo; Abdullah Gül-Recep Tayyip Erdoğan çatışmasının su üstüne çıkmasıdır…

   AKP  içerisinde var olduğu bilinen Gül ve Erdoğan gruplaşması ve çatışmasının varlığı da bir anlamda ortaya çıkmış durumda.

   Aslında bu çatışma yeni bir şey değil. İkili arasında parti içi çatışmanın yıllardır  var olduğu bilinir,  ancak olayın ilk kez bu kadar ayan beyan ortaya çıktığına şahit olduk.

   Abdullah Gülcü olarak bilinen Bülent Arınç’ın önceki gün bir konuşmasında söylediği “Ben Sayın Erdoğan’a biat etmedim” sözü bu çatışmanın yaşanacağının adeta bir başlangıcıydı.

   Ve bugüne de gelindi.

   Yani, Abdüllah Gülcüler ve Tayyp Erdoğancılar arasında kavganın fitili Arınç eliyle de ateşlenmiş ve Şike yasasıyla da belirginleşmiş  oldu.

   Peki bundan sonra ne olur?

   Eğer bu kavga kamuoyu önünde yaşanmaya devam ederse ve çatlak büyürse, AKP’deki çöküşünde bu süreçten itibaren başlayacağını düşünüyorum.

   Mesela;

   Türk Siyaset tarihine baktığımızda, Sağ veya Muhafazakar partilerin çöküşlerini hep kendileri başlatmıştır. Yani kendi ayaklarına sıkmışlardır.

   Refah Partisi, ANAP, DYP  dönemlerini iyi hatırlarsak bu süreci de hem anımsamış, hem de daha iyi analiz etmiş oluruz.

   Bir diğer anlamda Başbakan’ın sağlık koşullarının bozulmasının hemen ardından, önce Arınç’ın o  çıkışı yapması, sonra Cumhurbaşkanının Şike yasasını veto etmesinin nedeni “Başbakan’ın Sağlık koşullarının” bozuk olmasına da bağlanabilir.

   Ve tam da burada “aslında Başbakan’ın sağlık durumunun söylenildiği gibi pekte iyi değil” görüşü de aklınıza gelebilir.

   Lâkin, her ne kadar “küçük bir bağırsak operasyonu” denilse de, asıl sorunun Ana Bağırsaktan kaynaklandığı ve bu tür acil müdahale gerektiren operasyonlarda “Kolon Kanseri” şüphesinin ağırlık kazandığı da ayrı bir gerçektir.

   Umarız öyle değildir ve Başbakan bir an evvel sağlığına kavuşur.

   Ancak gerçek olan, şudur ki;

   AKP’de uzun süredir var olan bir kavganın, bir  iç çatışmanın artık ortaya çıkmaya başladığıdır.

   Bu anlamda, Sol partilerin yapamadığını, yukarıda verdiğim  örneklerde olduğu gibi, AKP’liler de kendi kendilerine yapacaktır.

   Böylesi bir sürecin, CHP, MHP ve Demokrat Parti’ye yarayacağı da su götürmez bir gerçektir.

   İyisi mi, bekleyelim ve görelim…

   Üç Maymuncuklar…

   İzmir’de haber çizgimizle öyle bir noktaya geldik ki, bazı gazeteciler yazamadıkları veya yazdırılmayan haberleri ve bilgileri bizimle paylaşır oldu.

   Bizim açımızdan iyi. Basının genel durumu açısından kötü bir durum bu.

   Bu durum daha ne kadar böyle gider bilinmez ama, bilinen gerçek , İzmir’in gittikçe dibe vurduğudur.

   Bu polyannacılık halleri de elbette kendi ekseninde devrini tamamlayacaktır.

   Yani;

   Karısını, kızını, dayısını ve yeğenini Belediyelerde çalıştıran gazetecilerin, o kurumları yazmaları abestle iştigal bir durum olduğu kadar, bu kentin bu türlerden objektif bir gazetecilik beklemesi de bir o kadar abestle iştigal bir durumdur.

   Olsun,  bunlara inat biz yazmaya aynen devam ediyoruz…

   Güzelbahçe’de Yeniden Yapılanma

   Güzelbahçe’nin CHP’li Belediye Başkanı Mustafa İnce ile görüştüm.  Belediye de yapılan bir takım iç operasyonları sordum.

   Spor Okulları Koordinatörü ve aynı zamanda Başkanın eniştesi olan Mümin Akıllıoğlu, yine aynı yerde görev yapan ve Fen İşleri Müdürü Nihat Şahin’in eşi Hülya Şahin ile henüz yeni bir gelişme olan Fen İşleri Müdürü Nihat Şahin’in neden görevlerinden ayrıldıklarını sordum.

   Başkan İnce, Spor Okullarında yeniden bir yapılanmaya gittiklerini, Fen İşleri Müdürü Nihat Şahin’in de  kendi isteğiyle asıl görev yeri olan Balçova Belediyesine geri döndüğünü söyledi.

   Bu bilgiyi de siz okuyucularımla paylaşmış olayım…