Aziz Kocaoğlu `Dürüst`mü?
12 Mayıs, 2011
Dünkü yazıma gelen yorumlarda okuyucularım ısrarla ve merakla soruyor ;
Aziz Başkan bu olayların neresinde?
Aziz Başkan "dürüst" mü?
Öncelikle Aziz Başkan'ın dürüst olup olmadığından ziyade açıklığa kavuşturmam gereken bir başka olay var, o da şudur.
Polis kayıtlarına göre, Ersu Hızır ile Süleyman Gençel'in Aziz Kocaoğlu'na karşın bir komplo içerisine girdiklerini hep birlikte okuduk ve öğrendik.
Ve yapmamız gereken bu komployu olduğu gibi yayınlamak, bir bakıma bu olayda haksızlığa uğrayan Kocaoğlu'na arka çıkmaktı. Şunu da belirtmem gerekir ki; elma ile armudu da birbirine karıştırmamak lazım.
Tarık Yel örneğinde yaşadığımız gibi konuya bodozlama giren bazı okurlar, Hızır-Gençel komplosundan yola çıkarak bir anda Aziz Kocaoğlu'nu meleke ilan etmeye kalkışmazlar mı!
Oysa kazın ayağı hiçte öyle göründüğü gibi değil.
Çünkü kayıtların genelini incelediğimizde, Aziz Kocaoğlu'na görevi ihmal etmek, kamuyu zarara uğratmak, ihaleye fesat karıştırmak gibi ağır ithamlarla dava açılması söz konusu .
Elbette buna da savcılar ve yargı karar verecektir.
O halde Aziz Kocaoğlu neden alınmadı sorusu akılllara gelebilir.
İşte asıl siyasi olan karar bence budur. Yani Aziz Kocaoğlu'nun da alınmamasıdır, ya da alınamamasıdır.
Bu durumu, içerisinde bulunduğumuz siyasi ortama bağlıyorum. Eğer seçim süreci içerisinde olmasaydık, Sayın Kocaoğlu'nun şu an Buca'da veya Kırıklar'da olması inanın zor bir olasılık değildi.
Tüm bunlara rağmen;
Büyükşehir'in 2. numarası yani omurgası içeride, Aziz bey ise ortalıkta "ben dürüstüm" diye meydan okumaktadır.
Oysa gerçek anlamda dürüstlük, sözel olarak ifade edilen değil içten yaşanılan ve etrafına yansıtılan yaşam biçimi olmalıdır.
T.D.K sözlüğünde dürüstlük “doğruluk” olarak, diğer sözlüklerde ise “özü sözü bir olma”, “olanı olduğu gibi yansıtma", “gerçeği saklamama”, “bildiğinden, inandığından ve olduğundan başka türlü görünmeye veya göstermeye çalışmama” olarak tanımlanır.
Ancak,
Bir gazeteci olarak illaki Kocaoğlu'nun "dürüst"lüğü konusunda görüşüm merak ediliyorsa.
7 Mayıs tarihinde kaleme aldığım "Mağdur Edebiyatı" başlıklı yazımda,
Beni "dürüst" olduğuna inandırması için Sayın Kocaoğlu'na 10 adet soru yöneltmiş ve bu sorulara cevap istemiştim.
Ne mi oldu?
Cevap verilemedi...
Yani yukarıdaki sözlüklerde belirtildiği üzere "doğruluk" kuralı işlemedi, "gerçeği saklamama" ve "özü sözü bir olma" ilkelerine de uyulmadı.
İşte bu noktalardan yola çıkarak, Aziz Kocaoğlu "dürüst" mü, yoksa "dürüst"lük şablonu mu çiziyor.
Bunun kararını da bir zahmet siz verin!
Yorum Ekle
Yazarın diğer yazıları
- Cemil Tugay’ın haklı isyanı
- TANSAŞ modeli İZMAR can suyu olacak
- İzmir’de böyle bir İl Başkanı olduğu için AKP çok şanslı…
- CHP’nin Cumhurbaşkanı adaylığı Özgür Özel’e kalabilir
- Buca’da Görkem Duman farkı
- AKP Selçuk’u unutsun..
- Kreşleri kapatmak ne demek?
- Tunç Soyer’in miadı dolmadı mı?
- Konu kendi Belediyeleri olunca; AKP’li vekiller dut yemiş bülbüle dönüyor
- Biraz sabır... Cemil Başkan güzel işler yapacak
- Tüm Yazıları
SOSYAL MEDYA
MAGAZİN
Ece Erken 'eniştem' demişti Sinan Akçıl ile el ele görüntülendi
Sinan Akçıl ve Ece Erken'in el ele çekilen görüntüleri sosyal medyada gündem oldu. Bir Instagram kullanıcısı, salı gecesine ait bir görüntüyü sosyal medyada paylaştı.
TEKNOLOJİ
EDİTÖR'ÜN SEÇTİKLERİ
Kemik Erimesi: Kırılgan Yaşlılık
Her 3 kadından 1’i, her 5 erkekten 1’i yaşamı boyunca osteoporoz kaynaklı kırık riskiyle karşı karşıya. Kemikler, yaşla birlikte kütle ve yoğunluk kaybeder. Kalça kırığı sonrası ilk 1 yıl içinde erkeklerde ölüm riski % 37, kadınlarda % 28’dir.
Yorumlar
Bu haberde yorum bulunmamaktadir.