``Çakal Medya``

Bu söz ünlü Türk Büyüğü Aziz Kocaoğlu’na aittir.
Hani şu Metro’yu 7 yılda çözemeyen, İzmir’i köye çeviren beceriksiz Türk büyüğümüzden bahsediyorum.
Geçtiğimiz günler içerisinde İzmir’de bir seminer düzenlendi. Seminerin nedeni ise Basın İlan Kurumu bünyesinde “Basın’ın Özgürleştirilmesi” ve “Basın’ın Kaynak Sorunu” idi.
Seminere, Basın İlan Kurumu Genel Müdürü Mehmet Atalay, İzmir Valisi Cahit Kıraç ve iş bilmez Belediye Başkanımız Aziz Kocaoğlu da katıldı.
Vali ve Genel Müdür, Basın’ın içinde bulunduğu sorunları ve sıkıntıları anlatırken, sözde sosyal demokrat Başkanımız da nasıl bir “sansür”cü zihniyete sahip olduğunu burada ortaya koyuyor.
Ve şu konuşmalar dikkati çekiyor:
“İnternet medyasının kullanımıyla ilgili yasal düzenlemeye ihtiyaç olduğunu söyleyen Kocaoğlu, kendisinden habersiz şekilde kendi adına bir site açılarak, Başbakan Recep Tayyip Erdoğan hakkında yazılar yazıldığını, bunun kaldırılması için savcılığa başvurduklarını belirterek, ”Önümüzdeki günlerde katlanarak büyüyecek olan internet kullanımının, internet basınının yasal düzenlemeye ihtiyacı olduğuna, insanları güvence altına almaya gerek bulunduğuna inanıyorum”
Kısacası “Sansür” istiyor Demokrat Başkanımız!
İzmir’de bulunan medya kuruluşlarının tümünün kendisine biat etmesini, beceriksizliğinin, iş bilmezliğinin ve İzmir’i nasıl iç ettiğinin yazılmasını istemiyor.
Ama nafile!
Aziz Başkan’ın istediği iliştirilmiş medya biçimi, reklâm gazeteciliği yapanlar için geçerlidir.
Seminerin bitimine doğru İnternet Medyası Başkanı Hadi Özışık ile bir araya gelen Kocaoğlu burada bombayı patlatmayı da ihmal etmiyor.
Kendisi hakkında eleştiri yapan siteler için “Çakal Medya” tabirini kullanıyor.
Öfkeye bakınız.
Bu konuşan Melih Gökçek ya da Bülent Arınç değil, üzerine Sosyal Demokrat kıyafeti giyen Aziz Kocaoğlu’nun ta kendisidir…
Yani Sayın Başkan öfkesine yenik düşmeye devam ediyor.
İyi de etmiyor.
Kendisinin bu anlamsız çıkışları bizi değil, bir zamanlar ona gönül verenleri üzüyor.
Çünkü “Dürüst ve Demokrat Aziz” imajı kendi sayesinde dibe vuruyor.
Daha da ötesi, insanlara hakaret etmeyi bırakıp işine gücüne sarılmıyor. İzmir halkı için vaatlerini her geçen gün askıya alıyor.
Durum böyle olunca,
“Ben hesap adamıyım” diyen Kocaoğlu’nun, icraatlarıyla “hesap adamı” değil, boş gezenin boş kalfası olduğu da, tabiatıyla ortaya çıkmış oluyor.
NOTLAR
NOT 1: Alsancak Can Yücel Sokağı’nda tuhaf olaylar yaşanıyor. Konuyla ilgilendiğimizi buradan söylemek isterim.
NOT 2: SÜLÜMAN’ı bir yazdım olay oldu. Galiba SÜLÜMAN’lar karıştı. Bir okurum hangi SÜLÜMAN demiş.
Ben Reklâmcı, “Patron” SÜLÜMAN’dan bahsetmiştim. Gazeteci SÜLEYMAN’ı tenzih ederim…
NOT 3: CHP İzmir İl Başkanı Kumandan Tacettin’i önceki gün bir TV programında izledim. Disipline öyle önem veriyor ki, İzmir’in Komutanı olduğunu militarist bir yaklaşımla açıklamayı da göz ardı etmiyor.
Partililere “Konuşursanız biletinizi keserim” göndermesi yapıyor.
Kumandan Tacettin “demokrasi”yi açıkça rafa kaldırıyor.
“Görmedim, Duymadım, Bilmiyorum” yaklaşımını fazlaca benimsemiş gibi hareket ediyor.
Bu noktada aklımıza gelen tek şey, CHP İzmir’de, ‘askeri düzen’in esas alındığıdır.