AKP`li Vekiller Nerede?

Biraz İzmir’in genel sorunlarına, biraz da Karşıyaka, Örnekköy, Çiğli’de yaşanan SEL felaketine değinmek istiyorum.
Dikkatinizi çekmiştir;
İzmir’de Belediyelerle ilgili olan olumsuz gelişmelerde, AKP’li vekiller ortaya çıkar ve bir anda kendilerini İzmir’in kurtarıcısı ilan ederler.
Mesela metro sorunu yaşanır, çözüm bulmaktan ziyade iş didişmeye sürüklenir ve havanda su dövülür.
Ya da Devlet’in elinin değmesi gereken, baraj projesi gibi önemli yatırımlar gündeme gelir. Bu vekillerimiz yine aynı yöntemi izler, konu haber bültenlerinde bir güzel lastikleştirilir ve söz konusu yatırım unutulur gider. Efem Çukuru olayı ve Çamlı Barajı buna örnektir.
Veyahut ülke genelinde İzmir tartışılır, AKP’li vekiller yine kayıplara karışır. Ya da karşı muhalefet geliştirmekle meşgullerdir.
Daha da ötesi, bu vekiller kimlerdir, neler yapar, neler yer, neler içerler; bilen de yoktur.
Oysa İzmir’in 9 tane AKP’li vekili vardır.
Sıkı durun isimlerini de hatırlatıyorum;
Nükhet Hotar, Mehmet Aydın, Vecdi Gönül, İsmail Katmerci, Saim Tekelioğlu, Erdal Kalkan, Taha Aksoy, Tuğrul Yemişçi ve İbrahim Hasgür.
Şimdi soruyorum size;
Allah aşkına bu isimler size ne kadar tanıdık geliyor?
Yani garip bir durum var ortada. Bu vekiller sanki İzmir’in değil başka başka illerin vekilleri gibi gelmeye başladı bana.
Çünkü gerektiği zaman ortada yoklar!
Hatta HİÇ yoklar…
Alın size son örnek;
Yağışlardan dolayı İzmir Çiğli, Karşıyaka ve Örnekköy’de yaşayan yurttaşlarımız SEL mağduriyetini iliklerine kadar hissederken, Belediyeler dışında ne Devlet’in sıcak elini, ne de bu vekilleri yanlarında görmüşlerdir.
O halde ne işe yarar bu vekiller?
Öyle ya halktan oy alanlar, aynı halkın mağduriyetini, acısını paylaşma noktasında neden kayıplara karışırlar?
Her şey Ankara’dan alınan 10 bin liralık maaştan mı ibarettir?
Neyse…
Malumunuz önümüzde seçimler var.
Bir kere kapınıza gelip, 5 yıl boyunca uğramayanları sanırım not etmişsinizdir.
Yok, eğer ben önüme ne konuluyorsa ona razıyım diyor sanız o başka.
O zaman siz böyle bir hayatı hak ediyorsunuz demektir.
Seçmenin ve seçilmenin önemini kavramak için birkaç kez kazıklanmanın anlamı da yoktur. Bir kez kazıklanmak yeter sanırım.
Başkanların Restoran Takıntısı
İzmirli Belediye Başkanları’nın birçoğu iyi rakı içer. Sanırım bu yüzdendir, ilk yapılan işlerden birisi de “gelir getirecek” diye ciddi bir yatırım olarak sunulur ve restoranlar bir güzel açılır.
Sonra ne mi olur?
Başkanlarımız bir güzel kurulur rakı-balık sofrasına.
Önce kendileri bu restoranın tadını çıkartırlar.
Sonra sıkılırlar.
Misafir ağırlaması yapılır.
Sabahın ilk saatlerine kadar vur patlasın, çal oynasın.
Sonra?
Zaman içerisinde Başkanlarımız buralardan sıkılır. Farklı arayışlar içerisine girerler.
Restoran ne durumda?
Sürekli zarar eder. Bu zarar halkın sırtına yük olarak biner…
Kim bu Başkanlar?
Çok basit;
Hangi Belediyenin restoran işine girdiğini araştırırsanız sonuç ortaya çıkar…

2011 Yılının tüm halklara barış, kardeşlik ve sevgi getirmesini diliyor; savaşsız bir dünya umuduyla herkesin yeni yılını kutluyorum…