Derbi Maçı Fenerbahçe kazandı

Maç öncesi sahalarımızda görmeye pek alışık olmadığımız bir ‘normallik’ vardı her yerde. Bir pasiflora kampanyası söz konusuydu sanki. Karşılaşma uzun süre derbi standartları enstitüsünü şaşırtacak bir makullükte hüküm sürdü. Demek ki neymiş? Olabiliyormuş. Demek ki bu derbinin esbabı mucibesi sadece gerim gerim gerilmesi değilmiş. Acaba Özhan Canaydın, bunu hatırlatmak, anlatmak için mi öldü? Öyle ya da böyle Fenerbahçe’nin Canaydın’a vefa gösteren pankartla sahaya çıkması ve sonrasındaki alkış çok şey anlatıyordu. Belki de onyıllar sonra ilk defa iki takım taraftarları aynı şeyi alkışladı. Bundan sonra hiçbir şey eskisi olmayacak demek fazla iyimserlik olur. Ama dünkü jesti azımsamak da bir kilometre taşını görmezden gelmek demektir. Artık fair-play taraftarlarının da önemli bir referansı var. Bazıları kavgaları unutmayacak, bazıları da dün geceki maçın seremonisini.
Maç bu etik estetiğe uygun bir ritimle başladı. Daha dakika dolmadan Mustafa’yla gole yaklaştı Cim Bom. Böylece bir şey daha öğrenmiş olduk. Centilmenlik uyutucu, hırs dindirici değilmiş. Nitekim akış, bir süre aynı makamdan devam etti. Fenerbahçe’nin nabız ölçme hamlelerin ardından 7’de bu sefer Giovani indi sıfıra. Onun da cevabı Vederson’la geldi. İlk 20 dakika boyunca “Sadece futbolu vardı futbolseverin ve bu güzel oyunu kaybetmek daha zordu bulamamaktan.” 18’de, aslında pek ofsayt gibi durmayan pozisyonda Güiza atabilse bu sürecin çubuğu konuk ekibe bükülürdü. Olmadı ve üstelik sonrasında karşılaşma takatini kaybetti, durağanlaştı. Artık pasajlardan ibaretti her şey. Devrenin sonunu bu kadar sönükleştiren şey her iki takımın orta sahasını tutan Selçuk-Topuz, Topal-Mustafa dörtlüsünün neredeyse hiç pas yapamaması ve oyun kurgusunu bir türlü oturtamamasıydı. İki teknik adam da düşünceli gitti devre arasına. Çünkü senaryo bir türlü akmıyordu. Sahada -Vederson dahil- 12 yabancı oyuncu da dahil herkesin maharetlerini sergilemesi için orta sahadaki pas trafiğinin kurulması gerekiyordu.
İkinci yarıda ilk müdahale gelene dek maç bütün kakılmışlığıyla sürdü. Dört pası bir arada görmek için boşa bekledik. Orta sahadaki faullerle sürekli kesilen oyun işleyiş planını da hızla yitiriyordu. Bu gidişata tahammül edemeyen Rijkaard oldu. Aksaklığın merkezindeki Topal yerine Arda girdi ve Sarı-Kırmızılılar haliyle bu duruma büyük umut yatırdı. 57’deki Giovani pozisyonunda onun değil Jo’nun katkısı vardı ama olsundu, tribünler havaya girmeye başlamıştı işte. Fakat bu değişiklik de bir türlü oyunun fazını değiştiremedi. Bunun üzerine bir hamle daha yaptı Rijkaard ve Jo yerine Baros’u da oyuna aldı. Galibiyeti talep eden taraf olduğunu gösterircesine... Gariptir, tam da bu anda geldi Fenerbahçe golü. 70’de Selçuk Galatasaray’ın bu sezonki en yumuşak karnı Franco’yu 30 metreden avlayıverdi ve karşılaşmanın gidiş yolunu tamamen değiştirdi: 0-1. Bu golü aslında tribünde, yedek kulübesinde ve sahadaki hiç kimse beklemiyordu. Oyun 0-0’a kaderlenmiş gibi dururken, gol bir anda Sarı-Lacivertlilerin kucağına piyango misali düşmüştü işte. Sanırım bu yüzden, zaten bocalamakta olan Cim Bom golün şokunu bir türlü atamadı. Kısır geçen ikinci yarı Keita'nın son dakika şutu dışında bir şey vaat etmiyordu zaten.
Kazandı Fenerbahçe. İyi değilse de akıllı oyun sayesinde. Sadece kendisini değil, Beşiktaşlıları da, Bursalıları da ihya etti. Bize de iyice karmakarışık olan şampiyonluk düğümünün ilmiklerini saymak kaldı.

NOTLAR

* Karşılaşma öncesinde, hafta başında vefat eden Galatasaray Kulübü eski Başkanı Özhan Canaydın için bir dakikalık saygı duruşunda bulunuldu. Stattaki bütün taraftarlar saygı duruşu sırasında Canaydın’ı alkışlarken, Fenerbahçeli taraftarların da eşlik etmeleri dikkati çekti. Eski açık tribünde bulunan Galatasaraylı taraftarlar, Özhan Canaydın’ın Galatasaray ambleminin arkasından gülen yüzü gözüken dev boyutlarda siyah-beyaz fotoğrafını açtı. Galatasaraylı futbolcular da sahaya, 'Kalbimizdesin Özhan Ağabey' yazılı pankartla çıktı. Galatasaraylı futbolcular, kollarına siyah bant takarak maçta mücadele ettiler. Fenerbahçe'nin sahaya çıktığı 'Sayın Özhan Canaydın’ı saygıyla anıyoruz' yazılı pankart, tribünlerin yanısıra Galatasaray Kulübü Başkanı Adnan Polat ve bazı yöneticiler tarafından da ayakta alkışlandı.
* Galatasaraylı taraftarlar, hafta başında vefat eden eski kulüp başkanı Özhan Canaydın için pankartlar astı. Başkanlığı döneminde istifası için uzun süre uğraşan taraftar grubu UltrAslan’ın bulunduğu kapalı tribünündeki seyircilerin astığı, 'Büyük sevginle bizi bekle başkan', 'Mekanın Cennet: Hakkımız Helal Olsun', "Camiamızın başı sağolsun' pankartları dikkati çekti.
* Karşılaşma öncesi iki takımın taraftar grupları tarafından yayınlanan 'küfürlü tezahürat olmasın' çağrısına uyulmadı. Galatasaraylı taraftarlar, sahaya ilk çıkışlarında Fenerbahçeli futbolcular ve teknik heyet aleyhine küfürlü tezahüratlarda bulundular. Fenerbahçe Teknik Direktörü Christoph Daum, soyunma odalarına giden tünele girerken, el salladığı Galatasaraylı taraftarlardan tepki gördü. Fenerbahçeli taraftarların da küfürlü tezahüratları duyuldu.
* Derbiye her zamanki gibi ilgi büyüktü. A Milli Takım'ın yeni teknik direktörü Guus Hiddinkmaçı izlemek için stada geldi. Federasyon Başkanı Mahmut Özgener, Başkan Vekili Lutfi Arıboğan ve milli
takımlardan sorumlu yönetim kurulu üyesi Levent Kızıl ile birlikte stada gelen Hiddink, maçı izlemek için protokol tribününe geçti. Frank Rijkaard'ın yakın arkadaşı Hollandalı efsanevi futbolcu Marco Van Basten de Ali Sami Yen'deydi. Bu arada yayıncı kuruluş, iki ekibin unutulmaz oyuncuları eski Galatasaraylı Zoran Simoviç ve eski Fenerbahçeli Pierre Van Hoojdonk’a maç öncesi
yorum yaptırdı. UEFA Asbaşkanı Şenes Erzik de sahadaydı.
* Basketbolda Bayanlar Teknosa Türkiye Kupası finalinde Fenerbahçe’yi 57-55 yenen Galatasaray’ın kupayı kazandığı haberi, Ali Sami Yen Stadı’ndaki Galatasaraylı taraftarlarca coşkuyla karşılandı.
Kupa töreni de skorborttan canlı olarak yayınlandı.
* Galatasaray’da Kaptan Arda, sakatlığı nedeniyle maça ilk 11’de başlayamadı. Trabzonspor maçında yenilen golde büyük hata yapan Emre Güngör de 11’deki yerini Servet’e kaptırdı. Fenerbahçe'deyse Emre Belözoğlu, yapılan yoğun tedavilere rağmen Galatasaray derbisine yetiştirilemedi. Christoph Daum, Emre’nin orta alandaki bölgesinde Mehmet Topuz’a görev verirken, Mehmet Topuz’un orta alanın sağındaki yerinde Özer’e şans tanıdı.
* Ali Sami Yen Stadı’na yakın noktada bulunan Galatasaraylı bazı taraftarlar, Fenerbahçe otobüsüne bazı yabancı maddeler attılar. Bir camın hasar gördüğü ifade edildi. Fenerbahçe kafilesini taşıyan otobüste idareci olarak sadece sportif direktör Aykut Kocaman yer alırken, yöneticiler ayrı bir araçla stada geldiler. Fenerbahçeli yöneticileri, stat girişinde Galatasaraylı yönetici Haldun
Üstünel karşıladı.
* PFDK’nın hak mahrumiyeti cezası verdiği Fenerbahçe Kulübü Başkanı Aziz Yıldırım, derbi maçı Ali Sami Yen Stadı’nda izleyemedi. Fenerbahçe Kulübü’nü başkanlık makamında ikinci başkan Nihat Özdemir temsil ederken, birçok sarı-lacivertli yönetici de sahadaydı.
* Derbide 2 bin 650’si polis, 1000’i özel güvenlik olmak üzere toplam 3 bin 650 güvenlik görevlisi görev yaptı. Maçta ayrıca 22’si polis, toplam 110 kamerayla tespit yaptı. Derbi maçta 285 medya mensubu görev yaptı. 15 yabancı medya mensubunun da akredite olduğu, ayrıca KKTC’den 10 gazetecinin maça geldiği belirtildi. Bağış Erten / Radikal