Galatasaray Madrid'ten istediğini aldı

Vicente Calderon’a giden iki yol var. Birinin adı Alejandro Dumas Sokağı, diğerininki Los Melancolicos Geçidi. Yani işin sonunda ya Üç Silahşörler’e gönderme yapacağız, ya da Lorca tadında, hüzünlü bir Madrid barından yükselecek Flamenko havalarına. Biz ilki olsun diye dilek tuttuk haliyle. Nitekim bir ara melankoliye meyletse de sonu güzel bitti.

Maçtan önce basın toplantısında Rijkaard’ın kendine güveni tamdı. Ona Xavi’yi soran Katalunya Televizyonu muhabiri, “İspanya’da çok saygın ve beyefendi biri olarak anılır” diyordu Hollandalı için. Ve ekliyordu: “Hangi Atletico Madrid’le oynayacaksınız? Tarihiyle ve seyircisiyle Barca’yı deviren Atletico mu, yoksa Huelva’dan üç gol yiyen Madrid’in üvey evladıyla mı?” Neyse ki ikincisine eğilimliydiler ve haftaya Ali Sami Yen’e İberik salamından daha güzel bir hediye gönderdiler.

Madrid’in bizim başkenti andıran ayazında, üç gündür yağan ama maç günü dinmeye karar veren yağmur yüzünden zemini Saraçoğlu’nu andıran V. Calderon’ a doğru yürürken Atletic Madrid’in orta saha ve forvet hattını düşünüyordum. Tamam yan gözle bile bakılmayacak bir maharete sahiptiler. Ama işte futbol esami listelerinde değil sahada oynanıyordu ve Galatasaray'da muhtemelen oyunun bu yanına tutunuyordu.

36’da Aguero’nun Franco’da kalan vuruşu ve Simao’nun direkten çıkan füzesi. İlk yarıda ‘oyun içi’ sadece bu iki pozisyon vardı Cim Bom kalesinde. Tabii duran toplar hariç. Gol olan 23’teki Reyes plasesi dışında da frikiklerde zorlandı Galatasaray. Aslında 13’te karşılıklı ilk yoklama geldiğinde tribünün tepesindeki basın tribününden biz de takım şablonları oturtmuştuk. Ve işler fena gitmiyor gibiydi. Caner’in gole yol açan sakarlığı dışında (ki 36’da Giovani’yle değişirken takındığı tavırlara bakılırsa ona pahalıya mal olacak bir sakarlık bu) panik yapmadan pas trafiğini kurmaya çalışıyordu Cim Bom. Ama asıl olarak ikinci bölgede iyi basıyor ve hücuma kalkışta topun gideceği patikaları iyi kapatıyorlardı. 28’de Sarp’ın kafası değilse de 45’teki olgun atak golü getirebilirdi. Hatta peşi sıra gelen frikikte Servet’in kafası da. Sarı-Kırmızılılar bunları akılda tutarak gitti soyunma odasına. Maç dönecekse böyle anlarda dönecekti. Döndü de nitekim.

İkinci devrenin başında oyunun kıvamı yine aynıydı. Atletico istediği gibi açılamıyor, Galatasaray ise oyunu henüz önde kuramıyordu. 56’da Keita’nın rakip yarı alana sızışı ilk umut vaat eden andı. 61’de Agüero’nun defansı eksilterek girdiği pozisyonu da savuşturdu Sarı-Kırmızılılar. Ama bir türlü rakip alana oyunu yıkamıyorlardı. Ta ki 77’ye kadar. İşte o anda zekice bir kanat bindirmesinde Balta’nın ortası Keita’nın ayağına indi ve o şık plase sayesinde akıl oyunu ödülünü nihayet ve üstelik tam zamanında aldı: 1-1. Böyle bir maç için ideal skordu bu. Bundan sonrasında oyunu tutmak ve gaflet kollamaktan ibaretti. Atletico saldırı düzeni aldı son bölümde. Lakin İspanyol filozof Ortega Gasset’in de dediği gibi: “Bazen çabalamak sadece çabalamaktır, hele de acı vermeye başlayınca.” Bu skorla Cim Bom Madrid’den İstanbul’a çakırkeyif döndü. Yine de dikkat: Tur sarhoşluğu için bir 90 dakika daha iyi oynamak gerek.

MAÇTAN NOTLAR

* Geçen sezon Benfica'nın başındayken Avrupa Ligi grup aşamasında takımının Lizbon'a Galatasaray'a karşı 2-0 yenilgisini gören Quique Sanchez Flores, Sarı-Kırmızılılar karşısında bu kez de gülemedi.
* Atletico Madrid-Galatasaray maçını izlemek için birçok Türk taraftar Vicente Calderon'a geldi ancak girişte oldukça sıkıntı çektiler. Türkiye, Avrupa ve İspanya’nın farklı şehirlerinden maçı izlemek için gelen Galatasaraylı taraftarlar, stat girişinde İspanyol polisi tarafından durdurulup, tek tek arandı. Uzun süre beklemek zorunda kalan taraftarlar, İspanyol polisine tepki gösterdi. Taraftarları çok titiz arayan polis, özellikle pankartların hepsini açtırıp, güvenlik kurallarına uymayan, yanıcı maddeler olup olmadığını kontrol etti. Stat çevresinde normalden daha fazla polis olması da dikkati çekti.
* Madrid’de bulunan Galatasaraylı taraftarların gün boyunca kenti gezdiği görüldü. Plaza Mayor meydanında toplanan kalabalık bir grup taraftar da şarkılar söyleyerek, renkli görüntüler oluşturdular. Madrid belediyesinin olduğu Plaza Mayor meydanındaki bir balkona asılan Galatasaray bayrağı da göze çarptı.
* Maç sırasında Atletico Madrid tribünlerinde bazı kişiler PKK'nin bayrağı açtı.
* Galatasaray'da sakatlıkları bulunan Kewell, Baros, Sabri ve Avrupa kupalarında oynayamayan Jo kadroda yer almadı.
* Galatasaray'daki forvet sıkıntısı nedeniyle bu maçta, normalde hücuma yönelik orta saha oyuncusu olan Arda forvet mevkiinde gol aradı.
* 23. dakikada Reyes'in attığı frikik golü öncesi Galatasaray'da Caner'in büyük hatası var. Genç oyuncunun hatalı pası, Atletico atağının başlamasına neden olurken Caner ceza alanı sağ dış bölgesinde Reyes'e faul yaptı. Teknik direktör Rijkaard, verim alamadığı Caner 36. dakikada kenara aldı. Genç oyuncu çıktıktan sonra soyunma odasının yolunu tuttu.
* Atletico Madrid'in 20 yaşındaki genç kalecisi De Gea 70. dakikada aut kullanırken sakatlandı ve oyuna devam edemedi. Yerine Asenjo girdi. Bağış Erten/Radikal