O artık beyazperdede boy gösterecek

İSTANBUL - “Asla. Teslim olmam. Hiçbir zaman yenilmedim. Yenilmeyeceğim de, düşünebildiğim müddetçe...” Kollarını Karadeniz’e, gözlerini tüm dünyaya açmış, masmavi gözlü, ak saçlı, sakallı, ‘vosvos’ âşığı, kafasında şehrine dair milyonlarca projenin birbirini kovaladığı bir adam, yukarıdaki sözlerin sahibi. İsmi doğup büyüdüğü Ordu’yla özdeşleşmiş, çocuklara mücadeleyi öğrensin diye anlatılan masallardan fırlamış bir kahraman gibi...

Yanına ‘çete arkadaşlarını da’ katarak yürüttüğü onlarca işten birini duymuşsanız, kimden bahsedildiğini anladınız. 1994’te Karadeniz Sahil Yolu Projesi’ne karşı düzenlediği 10 bin kişilik yürüyüş, 1995-2008 arasında yaylada kesintisiz düzenlediği ‘Vosvos Şenliği’, 2001’de sahil yolu projesini protesto etmek amacıyla Şile’den yürüyerek 34 günde Ordu’ya varışı kişisel girişimleriyle kurtardığı Yason Kilisesi ve Kurul Kayalıkları, denize bakan apartmanların yerini eski Ordu evlerinin alması için başlattığı 2040 projesi...

Ordu için sürekli cin fikirli ama ayakları yere basan projeler üreten 66 yaşındaki Enis Ayar’ı gündemimize getiren Rüya Arzu Köksal’ın son belgeseli ‘Ordu’da Bir Argonot’ oldu. Köksal’ın ve kendisi gibi turist rehberi, aynı zamanda görüntü yönetmeni eşi Aydın Kudu, önceki belgeselleri ‘Son Kumsal’ ile Karadeniz sahil yolu projesinin, kıyılara ve halka neler ettiğini anlatmıştı. ‘Ordu’da

Bir Argonot’ ise bir nevi ‘Son Kumsal’ın devamı...

Ayar’la sohbete oturmak, akla bir temel soruyu getiriyor: “Uyandığınızda bir şeyler sizi rahatsız ediyor da mı işe koyuluyorsunuz?”.
“Şehircilik ruhumda olan bir şey” diyor, “Çevremdeki her şeye tepki gösteririm.”

Yönetmen Köksal, Ayar’ı efsaneden yola çıkarak ‘Argonot’ diye nitelendiriyor. Ayar’ın Argonotlarla ilgili de bir projesi var. Altın postun peşindeki gözüpek denizcileri anlatan efsaneyi araştıran Ayar, “Yason Burnu, efsaneye adını veren yer. Argonotların gemilerinin projesini hazırlattım, niyetin kilisenin yanına koyup efsaneyi yaşatmaktı” diyor.

Ortaokulu bitirdikten sonra polis olup, kendini 68 olaylarının göbeğinde ‘toplum polisi’ olarak bulan, türlü türlü ‘itaatsizlik’ neticesinde polisliği bırakıp işportacılıktan fotomodelliğe çeşitli işlere giren, nihayetinde Ordu’ya demir atan uslanmayan bir çocuk...

Sivil inisiyatif olarak kimilerine verdiği rahatsızlıklar kendisine de rahatsızlık olarak dönmüş haliyle. En fenası, Ayışığı adlı restoranının üç sene evvel yıkılması... O gün bugündür kendisini ‘meyhanesiz meyhaneci’ olarak tanıtıyor. Ayar’ı daha da yakından tanımak isteyenlere filmin bugün saat 13.00’da !f İstanbul kapsamında AFM Fitaş’ta izlenebileceğini not düşüp, son sözü Ayar’a verelim:  “Şehrimi sahile palmiye diken zihniyete teslim etmeyeceğim!” (Radikal)