Ege-Koop'tan 42. Panel

Aslan, “Toplum olarak çok önemli bir bölümümüz, zamanımızın neredeyse üçte birini ekran başında geçirmekteyiz. Bu nedenle; bilinçli ve bilgili bir televizyon izleyicisi olmamız ve yurttaş olarak televizyon yayınlarını denetleyebilmemiz için okullarda medya okuryazarlığı dersinin büyük önemi vardır.”

Planlı kentlere attığı imzanın yanı sıra toplumun ufkunu açan panelleriyle ülkenin en güçlü sivil toplum kuruluşları arasındaki yerini sağlamlaştıran Ege-Koop, kültür hizmetlerine bir yenisini daha ekledi. Ege-Koop, Ege Üniversitesi (EÜ) işbirliğiyle gerçekleştirdiği “Anayasal Haklarımız ve Kurumlarımız-2” konulu seminerler dizisi kapsamında gerçekleştirdiği “Medya Okuryazarlığı” paneliyle medyanın bireyler üzerindeki etkilerini tartışmaya açtı.

Gazeteci-Yazar Hıncal Uluç söyleşisinin de yer aldığı panel, üniversite dışından salona gelen bir grup lise öğrencisinin usta gazeteciyi protesto etmesi nedeniyle bir süre aksadı. Defne Joy Foster’ın ölümüyle ilgili kaleme aldığı köşe yazısı nedeniyle protestocu gençlerin tepkisiyle karşılaşan Hıncal Uluç, uçağının kalkış saatinin yaklaşması nedeniyle Ege-Koop’un bir başka etkinliğine katılmak sözüyle üniversiteden ayrıldı.

Oturum Başkanlığını İzmir İl Milli Eğitim Şube Müdürü Mehmet Ceran’ın yaptığı; Ege-Koop Genel Başkanı Hüseyin Aslan, Gazeteci-Yazar/Ege-Koop Danışma Kurulu Başkanı Öcal Uluç ve 20. Dönem İzmir Milletvekili/Ege-Koop Danışma Kurulu Üyesi Av. Metin Öney’in konuşmacı olarak yer aldığı etkinliğin panelistleri; EÜ. İletişim Fakültesi Basın Yayın Tekniği Anabilim Dalı Başkanı/Ege-Koop Danışma Kurulu Üyesi Yrd. Doç. Dr. Oğuzhan Kavaklı ile RTÜK Uzman Denetçisi Yusuf Turan, medya ve sorunlarını konuştu; medyanın çocuklar ve gençler üzerindeki olumsuz etkilerine de dikkat çekti.

Aslan: Toplumun neredeyse üçte biri zamanını televizyon başında geçiriyor

Bornova Belediye Başkanı Kamil Okyay Sındır, RTÜK İzmir Bölge Temsilcisi Cengiz Karakaşoğlu, EÜ. Rektör Yardımcısı Atilla Silkü ile EÜ’den çok sayıda öğretim üyesi ve öğrencinin izlediği panelde konuşan Ege-Koop Genel Başkanı Hüseyin Aslan, çağımızın en önemli özelliğinin bilgi çağı olduğunu hatırlattı, enformasyon çağının etkili araçlarının da medyanın elinde olduğunu söyledi. Toplumun neredeyse üçte birinin zamanını televizyon başında geçirdiğine dikkat çeken Aslan, ‘Medya Okuryazarlığı’ dersinin önemine değindi. “Medya okuryazarlığı; iyi ile kötüyü, faydalıyla zararlıyı, olumluyla olumsuzluğu birbirinden ayırmamıza yarayacak bilgileri vermekte ve bizi bilinçli izleyici yapmaktadır” diyen Aslan, sözlerini şöyle sürdürdü:

Aslan: “Okullarda medya okuryazarlığı dersinin büyük önemi var”

“Medya okuryazarlığı; özellikle televizyon ve radyo yayınlarının içeriklerinden ve olumlu yönlerinden yararlanmayı, olumsuz yönlerinden de korunmayı temel alan bilgi ve kodları kapsamaktadır. Şiddet, cinsellik, ayrımcılık içerikli medya yayınları; temelde çocuklar ve gençler olmak üzere, toplumun sosyal ve psikolojik gelişimi üzerinde olumsuz etki yapmakta ve sosyal dokumuzu zedelemektedir. Toplum olarak çok önemli bir bölümümüz, zamanımızın neredeyse üçte birini ekran başında geçirmekteyiz. Bu nedenle; bilinçli ve bilgili bir televizyon izleyicisi olmamız ve yurttaş olarak televizyon yayınlarını denetleyebilmemiz için okullarda medya okuryazarlığı dersinin büyük önemi vardır.”

Uluç: “Katılımcı demokrasinin yerleşmemesi, iletişimin katılımcı olmamasıyla alakalı”

Basın sektörünün gazeteciliğe adım attığı dönemdeki durumuyla bugünü karşılaştıran Gazeteci-Yazar, Ege-Koop Danışma Kurulu Başkanı Öcal Uluç ise sektörün içinde bulunduğu sıkıntılara hatırlattı; katılımcı demokrasinin yeterince yerleşmediğine dikkat çekti. RTÜK verilerine göre çocukların bir yıl içinde 900 saat derse karşılık bin 200 saati televizyon karşısında geçirdiğini dile getiren Uluç, “Okunmayan gazete ve dergilere karşılık bin 200 saat televizyon izlenmesi, iletişimin katılımcı olmamasıyla alakalı. Bu da demokraside katılımcılığın olmamasından kaynaklanmaktadır. Birer yurttaş olarak sadece pasif birer okuyucu, dinleyici ve izleyici olursak, demokrasi de katılımcı bir demokrasi olmaz” diye konuştu.

Panelin oturum başkanlığını yapan İzmir İl Milli Eğitim Şube Müdürü Mehmet Ceran ise Türkiye’de medya okuryazarlığı dersinin 4 yıl boyunca 252 okulda seçmeli olarak verildiğini söyledi, önümüzdeki dönemde dersin zorunlu hale getirilmesi yönünde çalışmaların devam ettiğini sözlerine ekledi.

Kavaklı: “Medya okuryazarlığı dersini artık İletişim Fakültesi mezunları verecek”

2006 yılından bu yana okullarda okutulan medya okuryazarlığı dersinin Sosyal Bilgiler Öğretmen’leri tarafından okutulmasını eleştiren EÜ. İletişim Fakültesi Basın Yayın Tekniği Anabilim Dalı Başkanı/Ege-Koop Danışma Kurulu Üyesi Yrd. Doç. Dr. Oğuzhan Kavaklı ise işin bir uzmanlık alanı olduğunu hatırlattı, fakülte olarak verdikleri mücadele sonucunda medya okuryazarlığı dersini artık İletişim fakültesi mezunlarının vermeye başladığı müjdesini verdi.

Turan: “İzmir’de medya okuryazarlığını seçme oranı yüzde 5’e geriledi”

Okullarda okutulan medya okuryazarlığı dersini seçme konusunda henüz istenilen seviyeye ulaşılmadığını ifade eden RTÜK Uzman Denetçisi Yusuf Turan, okullarda okutulduğu ilk yıl dersin seçilme oranı yüzde 11.4, bir yıl sonra yüzde 57, ikinci yıl yüzde 22, sonrasında da yüzde 10’lara kadar gerilediğine ve bu rakamın İzmir’de yüzde 5’lere vardığına dikkat çekti. Elde edilen bu verilere göre Türk insanının meydanın kendileri üzerindeki olumsuz etkilerini henüz görmediğinin altını çizen Turan, medya okuryazarlığı dersinin özendirilip okullarda yaygın hale getirilmesi gerektiğini söyledi.