'AB Etkisini Kaybediyor'

İzmir Üniversitesi tarafından düzenlenen “Bölgesel ve Küresel Dinamikler” sempozyumuna katılan TBMM Dışişleri Komisyonu Başkanı Doç. Dr. Murat Mercan, değişen dünya dinamiklerine ayak uyduramayan AB’nin, etkinliğini yitireceğini ve sadece bir çalışma alanı olarak kalacağını ileri sürdü.

İzmir Üniversitesi İktisadi ve İdari Bilimler Fakültesi tarafından düzenlenen “Bölgesel ve Küresel Dinamikler: Türkiye ve Yakın Çevresinin İktisadi ve Siyasi Meseleleri” başlıklı sempozyum, Crowne Plaza’da başladı. 26 üniversiteden çok sayıda bildirinin sunulacağı sempozyum, ulusal ve uluslararası katılımcılar aracılığı ile küresel ve bölgesel, ekonomik ve politik konu ve sorunların akademik çerçevede tartışılacağı ve fikir alışverişinde bulunulacağı bir platform oluşturuyor. Konferans açılışı İzmir Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Kayhan Erciyeş, Sempozyum Genel Koordinatörü Prof. Dr. Sabri Tekir, TBMM Dışişleri Komisyonu Başkanı Doç. Dr. Murat Mercan ve Nordrhein-Wastfalen Eyalet Başbakanlığı Uluslararası İlişkiler ve Dünya Politikaları Masası Başkanı Dr. Lale Akgün’ün konuşmaları ile gerçekleştirildi.

AB sadece bir çalışma alanı haline gelecek

Değişen dünya düzeni, ülkeler arasında Fransız İhtilali’nden bu yana kurulan uluslararası sistem ve bu sistem içinde Türkiye’nin yeri konulu bir konuşma yapan Doç. Dr. Mercan, Türkiye’nin adaylık sürecini uzatan Avrupa Birliği’nin (AB) değişime ayak uyduramadığını ileri sürdü. Uluslararası sistemi tehdit eden üç unsur, gittikçe artan radikalizm, ekonomik bunalım ve var olan sorunlara çözüm üretilememesinin değişimi zorunlu kıldığına dikkat çeken Mercan, sözlerini şöyle sürdürdü:

“Sistemin kurumları NATO, IMF ve Birleşmiş Milletler Güvenlik Konseyi, dünyanın ortak sorunları Afganistan, Irak, Gürcistan, Ermenistan ve son olarak da Libya ve Tunus’ta başarısız olmuştur. Bu nedenle Rusya, Çin ve Türkiye’nin her platformda dile getirdiği değişim isteği, bir an önce yerine getirilmelidir. Değişimin dinamik potansiyeli gelecek süreçte ülkeler arasında çatışmaya da yol açabilir, fırsat olarak da değerlendirilebilir. AB bu değişim ve dinamizmi görmedikçe dünyada etkisi azalacak ve sadece bir çalışma alanı haline dönüşecek.”

Türkiye 2020’de AB’ye giriş sürecini tamamlamış olur

Konuşmasında, şu an Türkiye-AB ilişkileri bir duraklama dönemine girdiğini belirten Dr. Lale Akgün ise, Türkiye’nin Arap ülkeleri, Orta Asya, yakın ve uzak doğu ile olan ilişkileri ile genç nüfusu ve büyüyen ekonomisine AB’nin büyük ihtiyaç duyduğunu savundu. AB’nin dünya üzerindeki stratejik önemini koruması ve geliştirmesi gerektiğini düşünen üye ülkelerin, Türkiye’nin adaylığına olumlu yaklaştığını ifade eden Akgün, “AB küçük olsun, bizim olsun anlayışındaki Fransa ve Almanya’nın başını çektiği diğer grup Türkiye’nin adaylığına, iç politikaları gereği karşı çıkıyor” dedi.

Türkiye’nin 2002-2005 yılları arasında yakaladığı reform dalgası ile Avrupa’da büyük bir saygınlık kazandığını söyleyen Akgün, “Her iki tarafın da daha yoğun çabası gerekiyor. Avrupa’da yaşayan yaklaşık 5.5 milyon Türk vatandaşını da rahatlatacak bu sürecin 2019-2020 yıllarında tamamlanacağını tahmin ediyorum” dedi.

Tarihsel süreç çok uygun

Sempozyum açılışında söz alan Rektör Prof. Dr. Kayhan Erciyeş, yerelde gerçekleşen olguların dünyayı etkileyen sonuçlara ulaştığı bir süreçte küresel ve bölgesel dinamiklerin büyük önem taşıdığını dile getirdi. Erciyeş, “Mısır, Tunus ve Libya’da adeta bir domino etkisi şeklinde gerçekleşen toplumsal hareketler ve Batı’nın bu hareketler karşısındaki tutumu, Türkiye’ye önemli bir rol biçmiştir. Türkiye, Karadeniz, Akdeniz, Balkanlar, Kafkaslar, Ortadoğu, Avrupa ve Asya ülkesi olarak jeopolitik öneminin gerektirdiği şekilde bilgi üretmek ve bunu paylaşmak durumundadır. Bu açıdan sempozyumun çok uygun bir tarihsel dönemde gerçekleştirildiği düşüncesindeyim” dedi.

AB ve Türkiye’nin birbirine ihtiyacı var

Konuşması ile sempozyumun çatısını belirleyen Prof. Dr. Sabri Tekir ise, Türkiye’nin ekonomisiyle, bölge üzerindeki etkisi yani nüfus alanıyla, bölgesel ve küresel denge ve barış ülkesi olma yönünde yıldızı parlayan ülkeler arasında yer aldığını söyledi. Dünyanın 16’ncı ve Avrupa’nın 6’ncı büyük ekonomi ve G-20 ülkeleri arasında yer alan Türkiye ile AB’nin karşılıklı olarak birbirini tamamladığını aktaran Tekir, “AB Türkiye’nin birinci, Türkiye AB’nin 7’nci büyük ticari ortağıdır. Türkiye’nin AB üyeliği Avrupa iç pazarını genişleteceği gibi AB’nin üretim ve rekabet gücünü artıracak, Türkiye’nin küresel açılımlarını kolaylaştıracaktır” dedi.

Açılış konuşmalarının ardından Rektör Prof. Dr. Kayhan Erciyeş Doç. Dr. Murat Mercan ve Dr. Lale Akgün’e teşekkür plaketi sundu ve ardından panel bölümüne geçildi.