Dolar 1.51'i Gördü!

Merkez Bankası Başkan Yardımcısı Erdem Başçı’nın faiz indirimi beklentisini artıran konuşmasıyla dolar/TL 1.51’i gördü, gösterge tahvil faizi ise tarihi düşük seviyeye geriledi

  Dün piyasalarda Merkez Bankası başkanlığı için ismi geçen Erdem Başçı fırtınası esti. Merkez Bankası Başkan Yardımcısı Başçı’nın haftasonu Türkiye Ekonomi Kurumu’nda yaptığı konuşmada ölçülü faiz indirimlerine kapıyı aralayan Senaryo 1’in daha güncel hale geldiğini söylemesi ve perşembe günü yapılacak Para Politikası Kurulu (PPK) toplantısında senaryonun gündemde olacağına ilişkin sözleri piyasaları hareketlendirdi.

  Yatırımcılar, Başçı’nın açıklamalarını bugüne kadar gelen en güçlü faiz indirim sinyali olarak yorumladı ve gösterge tahvilin bileşik faizi dünkü işlemlerde tarihi düşük seviye olan yüzde 7.42’ye kadar geriledi. Ardından gelen kâr satışlarıyla faiz bir miktar yükseldi. İMKB 100 endeksi ise bankacılık hisselerinin öncülüğünde günü yüzde 2.5 yukarıda tamamladı.

  Başçı’nın sözleri döviz cephesinde de hareketlilik yarattı. Bankalarararası piyasada dolar/TL 1.5120 seviyesine kadar çıktı. Doları yatıştıran ise yine Merkez Bankası oldu. Merkez, bu haftaki döviz alım ihalelerinde ilave alım yapmayacağını açıklayınca dolar/TL, 1.50’nin üzerinde kalmaya devam etse de 1.5020’lere kadar geriledi.

İndirim bu hafta mı?

  Piyasalarda zaten geçen hafta açıklanan Finansal İstikrar Raporu’ndan bu yana faiz indirim beklentisi güçlenmişti. Başçı’nın açıklamaları bu ihtimali teyit etti. Şimdi gözler, perşembe günü yapılacak PPK toplantısında olacak. Oyak Yatırım başekonomisti Mehmet Besimoğlu konuyla ilgili dün yayımladığı notta, “Başçı’nın açıklamaları göz önüne alındığında PPK’nın 16 Aralık’taki toplantısında yüzde 7 seviyesindeki gösterge faiz oranını 100 baz puan indirmesini ve bankalar için munzam karşılık oranını da 100 baz puan artırmasını bekliyoruz” dedi.

  HSBC Stratejisti Fatih Keresteci ise, Merkez Bankası’nın faiz indirimini birçok koşula bağladığına dikkat çekerek perşembe günkü toplantıdan bu yönde bir karar beklemediğini belirtti. Keresteci notunda, “Açıklamalarda girdi maliyetlerinin düşmesi de indirim için koşul olarak sıralanıyor. Mevcut ortamda girdi maliyetleri düşmek bir yana yükseliş yönünde bir eğilim gösterdiğinden dolayı bu senaryonun şu an hayata geçmesini pek mantıklı bulmuyoruz” dedi. Keresteci buna karşılık, indirim ihtimalinin piyasada fiyatlanmaya başladığını da vurguladı.

  Başçı’nın açıklamaları yabancı analistlerin de dikkatini çekti. Royal Bank of Scotland (RBS) ekonomisti Tim Ash, Başçı’nın sözleriyle ilgili, “Çok ilginç gelişme... Kesinlikle piyasalar için büyük bir sürpriz. Türkiye artık carry trade çekiciliğini azaltmak için faizleri düşüren ülkeler kampına girdi” dedi.

‘Senaryo 1’ ne diyor?

  Merkez Bankası’nın geçen hafta açıkladığı Finansal İstikrar Raporu’nda üç senaryo var. Erdem Başçı’nın da atıfta bulunduğu bu senaryolardan birincisi finansal istikrar tedbirleriyle eşgüdüm içerisinde kısa vadeli faizlerde ölçülü indirim yapılmasını öngörüyor.

Başkanlık yarışında bir adım öne geçti

  Erdem Başçı, haftasonu yaptığı konuşmayla Merkez Bankası başkanlığı için 2011 başından itibaren kızışacak yarışta bir adım öne geçmiş görünüyor. Şu anki Merkez Bankası Başkanı Durmuş Yılmaz’ın nisan ayında görev süresi dolduktan sonra “paranın efendisi” olacak isimler arasında Başçı’nın yanı sıra kulislerde bir diğer başkan yardımcısı İbrahim Turhan ile Ziraat Bankası Genel Müdürü Can Akın Çağlar’ın ismi geçiyordu.

  2006’da başkanlığa aday gösterilen ancak dönemin Cumhurbaşkanı Ahmet Necdet Sezer’in vetosu nedeniyle bu göreve getirilmeyen Başçı, Durmuş Yılmaz ekolünden bir isim olarak biliniyor. Yani finansal istikrar ile fiyat istikrarını önemseyen ve daha konvansiyonel bir merkez bankacılığı anlayışına sahip.
Hafta sonu yaptığı sunum ise kimi finans çevrelerinde “Başçı yeni dönemin para politikasının çerçevesini çizdi. Başkanlığa oynadığını gösterdi” şeklinde yorumlandı.

Turhan reel ekonomiye yakın

  Kulislerde diğer aday olarak gösterilen İbrahim Turhan, finans sektörüyle reel ekonomi arasındaki ilişkiyi öne çıkaran, Merkez’in görevinin geleneksel çerçevenin ötesine geçmesi gerektiğini savunuyor. Boğaziçi Üniversitesi’nde doktora tez konusu olarak finansal krizlerin reel sektör üzerindeki etkilerini seçen Turhan, değerli kurdan şikayet eden ihracatçıların yakın bulduğu bir isim.

  Turhan bu konudaki görüşlerini en son eylülde İstanbul’da düzenlenen Global Ekonomi Sempozyumu’nda ortaya koymuştu. Merkez Bankası’nın ihracatçının karşısında yer alamayacağını söyleyen Turhan, “Bizim ekonomide üretim yapan, istihdam imkânı sağlayan işadamlarımızla, ihracatçılarımızla ters düşmemiz söz konusu olamaz” demişti.