Tahammülsüz Yeni Nesle Seslenin

Biyoloji kitabının yazarı olan ve geçen yıl Time dergisi tarafından dünyanın en etkili 100 isminden biri seçilen Martin Lindstrom, perakendecilere ‘yeni nesil tüketicilere ulaşma yollarını’ anlattı. Soysal tarafından Turkmall, CardFinans ve Markafoni ana sponsorluğunda düzenlenen 10. Perakende Günleri, Lütfi Kırdar Kongre ve Sergi Sarayı’nda başladı.

Perakende Günleri’nin ana konuşmacısı olan Martin Lindstrom, 7 milyon dolar bütçeyle üç yılda hazırladığı araştırmanın sonuçlarını sektör temsilcileriyle paylaştı. “Yeni nesil çok hızlı beklemeye tahammülü yok” diyen Lindstrom perakendecilere şu tavsiyelerde bulundu:                                                                                                                                  “Sizin müşterileriniz çok hızlı, kimse sizi bekleyemez. Her saniye onları düşünmelisiniz. Artık yeni dönemde ipad, iphone var. Bu yüzden Apple ile başa çıkmak zorundasınız. Sadece ‘iki alana bir bedava’ gibi fiyat odaklı olmayın. Unutmayın mağazanın içinde saat yönünde ilerleyen müşteriler yüzde 70 daha çok harcıyor. Bizim yeşil senaryo dediğimiz yolu uygulamalısınız. Onlara dokunmalısınız. Yani tüketicilerin duygularına hitap etmeli, eğlenceli olmalısınız. Yoksa insanlar neden sizin mağazalarınıza gelmek istesin ki gider internetten alışveriş eder.” 

Gelecekte fiyatların kişiselleştirileceğini öngören Lindstrom, “Mesela bir anneye çocuk doktoru bir ürün tavsiye ettiği zaman, anne sorgulamadan alır. Öte yandan emekliler sabah erken saatlerde mağazalara geldiğinde fiyat düşer, çünkü müşteri azdır. Yoğun saatlerde de fiyatlar yüksek olsa da bundan tüketici etkilenmez, çünkü bir anne alışveriş yapıp evdeki çocuğuna yemek yapmayı düşünür” dedi.
Lindstrom, perakendecilere önerilerini üç ana başlıkta topladı:

1-HİJYEN

“Herkes hem dokunarak satın almak hem de temiz olsun istiyor. Türkiye’de insanların yüzde 92’si raflardaki dergilerin ikincisini alıyor. Çünkü ilkinin okunup kirlendiğini düşünüyor. Aynı şekilde rafta kalmış son ürünü de kötüdür diye almak istemiyor.”

2-SES

“Markanızın sesi, dokusu, şekli ritüeli olmalı. Pixar ekibi tarafından çekilen Wall-e adlı çizgi filmde kullanılan ses Apple’ın açılış sesi. O anda kimse bunu farketmez ama Wall-e’yi sevdiği için dolaylı olarak markanın sesini duyunca benimser.” 

3-RENK

“Renk, markayı anlatmalı. Mesela Mc Donalds reklamlarında logo ve isim pek kullanmaz ama turuncu rengi gördüğünüzde Mc Donalds akla gelir. Kırmızı bir marka rengidir ve hep sigarayı çağrıştır. Eğer rengi bir ton açarsanız hiçbir şey ifade etmez.” 

‘Gençler son kuruşu iPhone’a verebiliyor’

Amerikalı perakendecilerin krizden etkilendiklerini hatırlatan NRF-Retail Advertising and Marketing Association (RAMA) Direktörü Mike Gatti şunları söyledi:
“1929’daki Büyük Buhran’da kahve kuyrukları vardı. Şimdiki krizde ise iPhone ve Apple kuyrukları var. İnsanların istedikleri ve ihtiyaçları farklıdır. Ama gençler ceplerindeki son kuruşu iPhone’a verebiliyor. Bu mağazalarda bambaşka alemlere girebiliyorlar.” 

Amerikalıların krizi fırsat olarak kullanıp, her yağmurlu günün ardından güneş açacağını düşünerek müşterilere yaklaştıklarına dikkat çeken Gatti, “Radyo, posta, televizyonun yanı sıra online sistemler, Facebook gibi sosyal medyayı da entegre olarak kullanmaya başladılar” dedi.

Damat’ın rafında ‘cevizli ekmek’

Damat-Tween markasının sahibi Orka Grup Yönetim Kurulu Başkanı Süleyman Orakçıoğlu Türk markalarının da yurtdışında dikkate alınmaya başlandığını söyledi. Orakçıoğlu şöyle dedi:
“Yine de çok çalışmak gerek. Bizi seçmeleri için kendimizi geliştirmek zorundayız. Tüm bunlar sabır istiyor. Artık raflarımızda bayat ve soğuk ekmekler yok. Sıcak, taze, cevizli ekmek bile var. Artık özgüvenimiz de oluştu. Tabii AVM’lerin de payını unutmamak gerekiyor, onlar tüketiciler ve markalar arasında bir köprü oluşturuyor. Türk markalarının başarı öykülerini görüyorum. Gelecek 10 yılda da Türk markaları için çok iyi bir gelecek görüyorum.” 

Colins’e kardeş markalar gelebilir

Eroğlu Holding Yönetim Kurulu Üyesi Yavuz Eroğlu, bazı firmalarla görüşme halinde olduklarını söyleyerek önümüzdeki günlerde sürprizleri olabileceğini dile getirdi. Colin’s olarak kendileri için kırılma noktasının Rusya pazarı olduğunu anlatan Eroğlu şöyle dedi:
“1998 yılında Rusya’daki kriz nedeniyle herkes geri geliyordu. Biz Rusya’ya para kazanmak için değil kalmak için gitmiştik. O dönemde biz, mağazacılık yapacağız dedik, kaldık. 5 yılda 50 ülkede 1.500 mağazaya ulaşmayı hedefliyoruz. Şu anda bazı firmalarla görüşmelerimiz var. Önümüzdeki günlerde sürprizlerimiz olabilir. Bazı kardeş markalar olabilir. Kadın ve çocuk giyim gibi.”

‘Multi’nin Forum açıklaması talihsizlik’

Turkmall’un ortaklarından Levent Eyüboğlu, Multi Corporation’un, “Forum ismi Multi’ye aittir” ilanına tepkisini “Talihsizlik” sözüyle dile getirdi. Centilmenlik gereği Forum ismini yurtiçinde kullanmadığını ancak yurtdışında Forum ismini kullanarak AVM yaptığını dile getiren Eyüboğlu, “Nasıl ki Agora ismini herkes kullanabiliyorsa Forum da öyle bir isim. Bunun tek bir firmaya ait olması söz konusu olamaz” dedi. Multi’nin yanlış yönlendirildiğini kaydeden Eyüboğlu, yurtiçinde Forum ismiyle AVM yapıp yapmayacağıyla ilgili soruya ise, “Bilmiyorum, net bir şey söyleyemem. Multi’de hala yüzde 4’lük hissemiz var. İleriki dönemlerde ne yapacağımız netleşir” yanıtını verdi.