Yukarı
74884

Ekonomide Toparlanma Başladı

23 Aralık 2011 08:43

Türkiye ekonomisinde toparlanmanın başladığına dikkat çeken Türkiye Bankalar Birliği (TBB) Genel Sekreteri Ekrem Keskin geçen yılın tamamında yüzde 9 artan TL cinsi kredilerin ilk üç ayda yıllık bazdaki artışının ikiye katlanarak yüzde 18’e ulaştığını söyledi. Bankacılık sektörünün kredilerindeki artışın toparlanmanın kalıcı olmasında büyük rol oynadığını ifade eden Keskin, “Toparlanma başladı, bankalar bunun sürmesinde önemli bir rol üstleniyor” dedi.
Türkiye Bankalar Birliği’nin 2003 yılında başlattığı tıbbı destek ve sosyal yardım programı olan ‘Çok Yaşa Bebek’ projesine yönelik düzenlenen toplantıda konuşan Ekrem keskin, şu bilgileri verdi: “Türkiye 2009 Mart ayından itibaren toparlanmaya başladı. Eylül ayından sonra ise büyüme yaşandı. Bu süreçte düşen enflasyon ve faiz oranları büyümenin itici gücü oldu. Yatırımcıların TL’ye yönelmesi, Hazine’nin borçlanmasını azaltmaya başlaması döneme damgasını vurdu. Bu tempo devam ederse büyüme hızı öngörülenin üstüne çıkabilir. 2010’da büyüme yüzde 5’i geçebilir. Ancak banka kârları geçen yılki kadar hızlı artmayacak. Bu sene hacmi büyütmek çok önemli.”
Bu yıl Hazine’nin geçmiş yıla göre daha az borçlandığını ve piyasada kalan para nedeniyle bankaların daha çok kredi vermeye yöneldiğini de vurgulayan Keskin, son altı ayda kredi piyasasında gözlenen gelişmeleri ise rakamlarla şöyle özetledi:

Krediler iki kat arttı: Son dönemde kredilerde iki kat artış yaşandı. Yılsonu itibarıyla yıllık bazda toplam krediler yüzde 6 artarken ilk üç aydaki artış yüzde 13. TL krediler ise 2009 sonunda yüzde 9, ilk üç ayda ise yıllık bazda 18 arttı. Yıllık büyüme iki kat oldu.

Menkul kıymete yatırım azaldı: 2009 aralık ayı itibarıyla bankaların menkul değerler cüzdanındaki yıllık büyüme yüzde 28. Martta ise bu oran yıllık bazda yüzde 20’ye inmiş. Yani menkul değerler cüzdanının büyümesi ile kredilerin büyümesi geçen senenin tam tersi bir eğilim gösteriyor. Hazine’nin daha az borçlanma ihtiyacı bankacılık sisteminin yeniden bireysel ve kurumsal kredilere geri dönüşü anlamına geliyor. Aynısını aşağı yukarı 2004 yılında da yaşamıştık.

Tahsili gecikmiş alacaklar düştü: Önemli bir gelişme de tahsili gecikmiş alacak oranındaki düşüş. Tüketici kredilerinde tahsili gecikmiş alacaklar oranı yıl sonunda yüzde 4.3 iken mart sonunda yıllık bazda yüzde 3.9’a gerilemiş. Kredi kartlarında bu oran yüzde 11.6’dan, 10.6’ya inmiş. Kurumsal kredilerde yüzde 5.3’ten, yüzde 5’e düşüş var. KOBİ’lerde ise yüzde 8.4’ten, bu kez şubat ayında 8.1’e gerilemiş.

Kredilerde kamu ağırlığı özellere geçti: Geçen seneye göre bir başka değişiklik ise özel bankaların kamuya göre kredilerindeki artış. Geçen sene kredilerdeki büyüme kamu bankalarından kaynaklanıyordu. Şimdi özel bankaların da, yabancı sermayeli bankaların da kredisi büyüyor. İlk üç ayda toplam kredi hacmi 20.1 milyar TL arttı. Bunun 6.1 milyar TL’sini kamu, 10.5’ini özel bankalar, 3.5 milyar TL’sini yabancı bankalar açmış. Geçen senenin bu zamanlarında artışın tamamı kamudan geliyordu.

Kurumsal krediler, bireysel kredileri geçti: Kurumsal krediler geçen seneye göre bu kez bireysel kredilerden daha fazla arttı. Bu yılın ilk üç ayında kurumsal kredilerdeki artış 13.5 milyar TL, bireysel kredilerde ise 6.6 milyar TL oldu. Reel sektörün kredi talebinde de artış var. Bu, toparlanmayı teyit eden bir rakam. Geçen sene bireyseldeki artış daha hızlıydı şimdi kurumsal.

Orta ölçeklilere kredi: Orta ölçekli işletmelere açılan kredilerde ise artış görülüyor. Şubattan şubata büyüme yüzde 14 ve müşteri sayısı ise 62 binden, 68 bine yükselmiş. Yani altı bin işletme daha kredi kullanmış. Tahsili gecikmiş alacaklarda düşüş var. Orta ölçekli işletmelerde bir toparlanma var ki krediler de artmış. Ekonomik aktivitedeki bu tempo devam ederse büyüme hızı öngörülenin üstüne çıkabilir. 2010 yılında yüzde 5’i geçebiliriz. Ancak yurtiçi ve yurtdışı belirsizlikleri izlemek lazım. Bu süreçte bankalar kredilerini büyütecek özkaynağa sahip. Ancak kârlar geçen yılki kadar hızlı artmayacak. Bu sene hacmi büyütmek çok önemli.”

Kredi kartı hacmi yüzde 20 arttı: 2008 yılında yüzde 24 artan kredi kartı harcamalarındaki büyüme, 2009 eylül ayında yüzde 3 düşüp 2009 yılını yüzde 12 artışla tamamlamıştı. 2010 mart ayında ise artış oranı yeniden yüzde 20’ye çıktı.
Konut kredilerinde ise 2008 yılında yüzde 22 büyüme yaşanırken, 2009 eylül ayına kadar ancak yüzde 4’lük bir büyüme hızı yakalandı. Yıl ise yüzde 13 artışla kapandı. 2010 mart ayında yani ilk üç ayda yeniden yüzde 22’lik büyüme oldu. Benzer durum diğer kredilerde de var. 2009 eylül ayına kadar sert bir daralma, ardından son üç ayda başlayan canlanma 2010 ilk üç ayında artarak devam ediyor.”

Krediler yurtiçine döndü
Geçen sene 32 sayılı kararda değişiklik yapıldığı ve bu sayede bankaların bazı şartları sağlayan ihracatçı olmayan şirketlere de dövizli kredi vermeye başladığını hatırlatan Keskin, bunun sektöre yansımasını ise şöyle özetledi:
“Yaklaşık 6 milyar dolarlık hareket oldu. Bankaların yurt dışı şubelerden açtığı krediler 6 milyar dolar azalırken, yurt içi şubelerinden verdiği krediler ise aynı miktarda arttı. Bu yasa öncesi rekabet hep yurtdışındaydı. Bu da bankaların savını doğruluyor. Yurtdışından kredi bulmakta zorlanan, yurtiçinden alabiliyor.”

Borcunu çevirmeye çalışana BDDK’dan fren
Ekrem Keskin, bu arada BDDK’nın geçen hafta hazırladığı borcu olanın kredi kartından nakit çekimi kısıtlayan tasarının Bankalar Birliği’ne ulaştığını ve görüş alınmak üzere üyelere gönderildiğini de söyledi. Bankacılık çevrelerine göre, BDDK bu tasarıyla yüksek borçlu vatandaşın, kredi kartından ‘çok yüksek faizle’ nakit çekerek diğer bankalardaki borçlarının en azından asgari tutarlarını ödemeye çalışmasının önüne geçmeye çalışıyor. Bunun tehlikeli bir döngü olduğu konusunda birleşen sektör temsilcileri arasında tasarıya destek verme eğilimi kuvvetli görünüyor.

‘Havuzlu evler beni korkutuyor’
Prof. Dr Agop Çıtak bu yıl ilk kez çocuk kazalarını azaltmayı amaçladıkları ‘Çocuk Güvenlik Haftası’ uygulamasını başlatacaklarını söyledi. Çıtak, “Nüfusun büyük çoğunluğu çocuk olmasına rağmen şehirler bebek ve çocuklar yaşamayacakmış gibi dizayn ediliyor. Bu yıl ilk kez 1-7 Ekim tarihleri arasında düzenleyeceğimiz Çocuk Güvenlik Haftası ile bu yanlışlara dikkat çekmek istiyoruz.
Ayrıca bu kapsamda, genetiği değiştirilmiş ürünler, oyuncaklar, çocuk parkları gibi konularda da bilgilendirme yapılacak” dedi.
Edinilen bilgiye göre, bu hafta kapsamında Çocuk Acil Tıp ve Çocuk Yoğun Bakım Derneği’ne üye Türkiye geneline yayılmış 100 civarı doktor, pratisyen ve hemşireler kanalıyla çocuk güvenliğini tehdit edecek konularda anne babalar, il yöneticileri bilgilendirilecek bu konuda toplantılar düzenlecek.

Bunlara dikkat!
Çıtak çocuklar için büyük tehlike arzeden bazı çarpıcı örnekleri ise şöyle sıraladı:

* Çocuk parklarının standartlarda yapılmaması yüzünden çok sayıda çocuk bu parklarda ciddi yaralanmalar yaşıyor. Standart dışı kaydıraklar, yumuşak olması gereken ancak sert olan zeminler gibi nedenlerden

* Son yıllarda anne ve babalar çok sık antidepresan kullandığı için antidepresan yutan çocuk sayısında ciddi artış var. Keza kalp, tansiyon, şeker gibi tehlikeli ilaç yutan çok sayıda çocuk var. Bunun için hükümetin ilaç kapaklarına Avrupa’daki gibi standard getirmesi ve çocukların açamayacağı kapakları zorunlu hale getirmesi gerekiyor

* Havuzlu ev sayısı artıyor. Ancak etrafı çevrilmediği için önümüzdeki dönem boğulma vakaları artacak... Bu beni korkutuyor.

Bankaların en uzun vadeli yatırımı her yıl 1300 çocuğa can veriyor
Türkiye Bankalar Birliği’nin yedi yıldır sürdürdüğü ‘Çok Yaşa Bebek’ kampanyası sayesinde her yıl yaklaşık 1300 çocuk hayatta kalıyor. Bugüne kadar yurt çapında 160 hastanenin yenidoğan, çocuk acil ve yoğun bakım bölümüne 780 cihaz bağışlayan Bankalar Birliği bu yıl da sözkonusu proje için 1 milyon TL’lik yeni bağış yapacağını açıkladı.

Bir ünite 100 bin dolar
Yoğun bakımdaki bir bebek veya çocuğun bağlandığı tek bir yaşam destek ünitesinin maliyetinin yaklaşık 100 bin dolar civarında bulunduğunu ve bunun da çok ciddi bir maliyet olduğunu vurgulayan Prof. Dr Agop Çıtak, “Ancak bu çocuklar bu makinalara bağlanmazsa kurtulma şansları yok. Makinalara bağlanması durumunda ise çocuklarımızın yaşam şanslarında yüzde 85’lere varan artış oluyor. Yılda Türkiye genelinde 4 bin çocuk Bankalar Birliği’nin bağışlarıyla alınmış bu makinalar kullanılarak iyileştirilmeye çalışılıyor. Bu sayede çocuklarımızın üçte biri yani yaklaşık 1300’ünü kurtarabiliyoruz. Ancak Türkiye çapında cihaz sayısı çok yetersiz” bilgisi verdi.

20 bin bebek kurtuldu
Hastanelere 7 yılda bağışlanan 780 cihazla bugün 20 bini aşkın bebeğin hayata tutunduğunu söyleyen Türkiye Bankalar Birliği Genel Sektereti Ekrem Keskin ise, “Yine bu kapsamda cihaz bağışının yanı sıra doktor hocalarımız eşliğinde ‘Çocukları Kazalardan Koruma’ konulu anne baba eğitimleri de düzenliyoruz. Bugüne kadar çok sayıda ilde yaklaşık 2500 anne babanın bu konuda bilinçlendirilmesine katkıda bulunuldu” dedi.
Cihaz hediye edilen Konya Meram Üniversite’sindeki toplantının ardından Konya’lı anneler için düzenlenen eğitim seminerinin açılışında da konuşan Ekrem Keskin, Türk bankalarının en uzun vadeli yatırımını yaptığını ve vadeyi 70 yıla uzattığını vurgulayıp şunları söyledi: “Bankalar bir ile üç ay vadeli mevduat toplayıp 1 ile 10 yıl vadeli kredi vererek faaliyetlerini sürdürüyor. Oysa yeni doğan çocuk ünitelerine yapılan yatırım sayesinde ortalama insan ömrünün 70 yıl olduğu düşünülürse kurtulan her çocuk bizim 70 yıllık yatırımımız oluyor.”

Eğitim yüzde 40 azalttı
Yurtdışında yapılan araştırmalara göre doktorlar tarafından anne ve babalara yapılan iki dakikalık bilgilendirme konuşması çocuk yaralanma hatta ölümleriyle sonuçlanan kazalarda yüzde 40’lara varan düşüş sağlıyor. Türkiye’de çok sağlıklı veri tabanı bulunmamasına karşın her gün 10’dan fazla, yılda ise yaklaşık 5 bin çocuğun kazalar sonucu hayatını kaybettiği vurgulanıyor.
Sağlık Bakanlığı’nın ‘Türkiye’de Sağlığa Bakış 2007’ raporuna göreyse ülkemizde her yıl ortalama 1.1 milyon çocuk doğuyor. Yeni doğan her bin çocuktan 22’si başka deyişle günde 60’dan fazla bebek yaşamının daha ilk yılında hayata veda ediyor. Bu gelişmiş Avrupa ülkelerinde örneğin İsveç’te binde 3, İspanya, Almanya, Fransa, Çek Cumhuriyeti, Yunanistan’da binde 4 seviyesinde.
 



Yorumlar

Bu haberde yorum bulunmamaktadir.

Yorum Ekle


Diğer Haberler

Kuyumcularda sürpriz uygulama: Türkiye'nin tamamında yasaklandı

Hazine ve Maliye Bakanlığı, kredi kartıyla yapılan altın işlemlerinin ardından halk arasında 'bozdurma' adı verilen uygulama ile söz konusu altını hızlıca nakde çeviren kuyumcular hakkınd...

İktidara yakın sendikanın bu eylem planı gündem oldu!

HAK-İŞ Kamu Çerçeve Protokolü Koordinasyon Kurulu, üyelerin gelecek hafta boyunca öğle molalarında ve mesai bitimlerinde iş yeri önünde oturma eylemi yapmaları, kollarına siyah kurdele ta...


Gözler Fed tutanaklarında: Piyasalarda gelecek hafta neler izlenecek?

Küresel piyasalarda yön arayışı sürerken, yatırımcılar gözlerini bu hafta yayımlanacak Fed toplantı tutanaklarına çevirdi. Trump’ın sert ticaret çıkışları, vergi indirimi yasası ve güçlü ...

ABD'de vergi ve harcama tasarısı 4 oy farkla yasalaştı!

ABD Başkanı Donald Trump'ın seçim kampanyasında vadettiği kapsamlı "vergi ve harcama" tasarısı, "zenginlere vergi indirimi sağlamak" adına sosyal yardımların kısılacağı eleştirilerine rağ...


Alkole ÖTV zammı! Bir bira grubu daha zamlandı

Artan ÖTV oranlarıyla birlikte bira ve rakı grubuna bir zam daha geldi. Zamlı fiyatlar listelendi. 3 Temmuz’da açıklanan enflasyon verileriyle birlikte ÖTV tutarları otomatik olarak günce...

Türk lirası mayısta değer kaybetti

Merkez Bankası verilerine göre, Türk lirasının reel değeri mayıs ayında TÜFE bazında 1,19 puan düşerek 69,97'ye indi. Bu, TL'nin yabancı paralar karşısında alım gücünün azaldığını gösteri...


Dev bankadan faiz indirimi ve enflasyon tahmini!

Morgan Stanley, Türkiye’de enflasyonun yaz aylarında hızla düşeceğini öngörüyor. Faiz indirimlerinin temmuz ayında başlayacağı tahmin edilirken, merkez bankasının parasal sıkı duruşu deva...

Barclays 2025 ve 2026 petrol tahminini yükseltti

Barclays, talep görünümündeki iyileşmeye bağlı olarak 2025 yılı için Brent petrol fiyat tahminini varil başına 6 dolar artırarak 72 dolara, 2026 yılı için ise 10 dolar artırarak 70 dolara...


Gazilere yüzde 50 doğal gaz indirimi

'Terörsüz Türkiye' kapsamında çalışmalar devam ederken sürece karşı çıkılmaması için iktidar bir adım attı ve şehit aileleri ve gazilere doğal gaz indirimi getirdi. 'Terörsüz Türkiye' kap...

SOSYAL MEDYA


MAGAZİN

Kızılcık Şerbeti'nden bölüm başı ne kadar aldığı ortaya çıktı

Kızılcık Şerbeti’nde ‘Doğa’ karakterine hayat veren Sıla Türkoğlu, başarılı oyunculuğunun yanı sıra kazancıyla da gündem oldu. Son dönemde hem ekran başarısı hem de özel hayatıyla adından...

TEKNOLOJİ

EDİTÖR'ÜN SEÇTİKLERİ

Gençsin ama risk altındasın, bu belirtiye dikkat!

Kardiyoloji Uzmanı Dr. Onur Yıldırım, hipertansiyonun yalnızca yaşlıları değil, genç bireyleri de tehdit ettiğini vurguladı. 40 yaş altındaki bireylerde hipertansiyon oranının yüzde 9 ila 22 arasında değiştiğini belirtti. Kardiyoloji Uzmanı Dr. Onur Yıldırım, hipertansiyon ile ilgili açıklamada bulundu.

ÇOK YORUMLANANLAR

ÇOK OKUNANLAR