Hilmi Çınar'dan İZTO Yorumu

Gazetem Ege yazarlarından Hilmi Çınar gündeme bomba gibi düşen İZTO olayını kaleme aldı. Hilmi Çınar'ın dobra dobra yazdığı bu yazıyı ilgiyle okuyacaksınız. İşte o yazı:

İZTO'da polisin ayak sesleri

Cuma akşamı saat 19 suları...

İzmir Asayiş Şube'ye bağlı, Yandol'un (Yankesicilik, Dolandırıcılık) yirmiye yakın sivil polisi, ellerinde İzmir Cumhuriyet Savcılığı'nın vermiş olduğu ''Arama'' kararı ile İTO'ya baskın düzenlerler.

Mesai bittiği için Genel Sekreter çağırılır.

Yandol'un aradığı ise, İTO Yönetim Kurulu toplantılarında yapılan konuşmaların kayda alındığı teyptekiCd'ler.

Arama üç saat sürer.

Genel Sekreter, Yönetim Kurulu'nun toplantılarının banda alınmadığına dair, polis tutanağını imzalar, yönetim karar defterini polislere verir.

Esas aranan Cd'lerdir.

Bulunamaz.

Halbuki, son yirmi yıldır Yönetim Kurulu toplantılarının teyp ile kayıt altında olduğunu ben de çok iyi biliyorum.

Hatta İzmir Ekonomi Üniversitesi'nde bile, mütevelli heyet yönetim toplantıları banda alınır.

Adettendir.

Bir de sağlıklı deşifre için muhakkak kullanılır.

Banda alınmıyor demek, doğru bir cevap değildir.

Konuştuğum Yönetim Kurulu üyelerinden çoğunluğu, Yönetim Kurulu toplantılarının banda alındığını söylüyor.

Yarın mahkemeye çağırılsalar, doğru olanı söyleyeceklerini beyan ediyorlar.

Zaten doğruyu söylemek de en büyük fazilettir.

Bu arada sadece Yönetim Kurulu toplantıları değil, satın alma komisyonu bile toplantı halindeyken tüm konuşmaları banda alıyorlar.

İTO'nun meclis üyesi, Kemeraltı'nın duayeni, dürüstlüğü ile tanınan tekstilci Salim Ateş; ''Bizim toplantılarımız, Yönetim Kurulu toplantılarından önce oluyor. Aynı gün yapıyoruz. Oda görevlisi A... Hanım geliyor, bandı hazırlıyor. Saat 14:00 civarında da bandı toplayıp, Yönetim Kurulu odasına götürüyor. Teyp orada kayda hazır hale getiriliyor'' diyorlar.

Demekki Yönetim Kurulu toplantıları kayıt altında.

O halde ''Bant yoktur, kayıt yoktur'' diyen Genel Sekreter adaleti yanıltmıyor mu?

Bir gazeteci olarak yaptığım araştırmalarda bandın varlığını, konuşmaların kayıt altında olduğunu öğrendim.

Tabiki Türk Hukuku tüm açıklığı ile bu konuyu da ortaya çıkaracaktır.

Tüm bu olayların buraya kadar taşnma sebebi ise, aidatını ödeyemeyen bir meclis üyesinin yönetime devamlı muhalefet yaptığı için, 28 Aralık 2010'da yapılan Yönetim Kurulu kararlarında askıya alınıp, organlarından düşürülmesidir.

Yalnız bazı Yönetim Kurulu üyeleri 28 Aralık 2010'da yapılan toplantıda bu askıya alma işinin hiç konuşulmadığını, 4 Ocak 2011 Yönetim Kurulu toplantısında karar defterinde yazılı olduğunu görürler.

Şaşırırlar.

Nasıl şaşırmasınlar ki?

Konuşulmayan madde, konuşulmuş gibi Yönetim Kurulu Karar Defteri'ne yazılmış.

Demek konuşma Cd'lerinin bulunamama sebebi bu olsa gerek..!

Fazla uzağa gitmeye de luzüm yok..!

Bu nasıl bir idare ve yönetim tarzıdır?

Anlamak mümkün değil.

Demekki iddia ettikleri, kulislerde de konuşulduğu gibi İTO'da hukuksuz bazı şeyler gerçekleşiyor.

Peki Yönetim Kurulu üyeleri ne yapıyor?

Bir kısmı Amerika'ya seyahate hazırlanıyor.

Amerika'ya cebinden beş kuruş para vermeden gidecek olan üye, elbetteki sesini çıkarmaz.

'Yok böyle bir şey konuşmadık' diyebilir mi?

500 - 600 dolarlık bir seyahat için ''Herşeye Evet'' diyen bir zihniyete yazık..!

İşte bu zihniyet, İTO'yu idare ediyor.

Bu arada TOBB Yönetim Kurulu üyesi, EBSO Yönetim Kurulu Başkanı Ender Yorgancılar'a soruyorum;

''Aidatını ödemeyen bir üye nasıl askıya alınır? Bunun tarihi 28 Aralık 2010 mudur?''

Yorgancılar;

'' Hayır, Ocak ayı içinde üye uyarılır. Bu tarihe kadar aidatını ödemezse askıya alınır''

Buyrun bir görüş de bu...

Bu da doğru ve olması gereken bir görüş.

Benim asıl merak ettiğim İTO'nun Genel Sekreteri var, hukukçuları var.

Tahmin ediyorum şu andaki Genel Sekreteri de hukukçu.

Polis tutanaklarına ''Kayda almıyoruz'' diye imza atan hukukçu genel sekreter.

28 Aralık 2010'da gözünün önündeki teybi görmeyene ne denir?

Hukuk sürecinin bitmesini bekliyorum.

Hukukun üstünlüğüne de candan inanıyorum.

Son olarak, 125 yıllık odaya Savcılık kararı ile baskın yaptıranları da ''sebep olanları'' da bir oda üyesi olarak kınıyorum...

İzmir Ticaret Odası 70 bin kişinin odası.

Bu zihniyetle bu yönetim daha ne kadar bu odayı yönetecek?

Merak edilmeye başladı.