Canan Arıtman'dan Teklif Var
İzmir milletvekili Canan Arıtman, Türkiye büyük Millet Meclisi Başkanlığı’na yazdığı bir dilekçeyle ‘2820 Sayılı Siyasi Partiler Kanunu’nda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Teklifi’ni meclise sundu.
Dünya ülkeleri içerisinde kadınların seçme ve seçilme hakkına hepsinden önce sahip olduğunu belirten Cana Arıtman, buna rağmen az sayıda temsilci kadının olduğuna dikkat çekerek bir çok ülkede uygulanan kota sistemini ülkemizde de uygulanması için yasa değişikliği yapılması konusunda kanun teklifini gereklerini de içeren bir dilekçeyle meclise sundu.
İşte Canan Arıtman’ın gerekçeleri ve yasa değişikliği teklifi:
GENEL GEREKÇE
Türkiye Cumhuriyeti Devleti’nin kadın yurttaşları 5 Aralık 1934’deki yasal düzenlemeyle Milletvekili seçme ve seçilme hakkını elde etmişti. Türk kadını siyasal haklarını kazandığında dünyada sadece 17 ülke kadınının siyasal hakkı vardı. Kadınlarımız siyasal haklarını bugün üyesi olmaya çalıştığımız AB üyesi ülkelerin pek çoğundan önce kazanmıştır. Avrupa ülkelerinin çoğunluğunda kadınlar siyasal haklarına 2. Dünya Savaşından sonra kavuştu. İsviçre kadını ise bizden tam 40 yıl sonra siyasal haklarına sahip olmuştur. Ülkemizin kurtarıcısı ve kurucusu Milli Önderimiz Atatürk’ün daha Cumhuriyetin kuruluşunun ilk 10 yılında gerçekleştirdiği Laik-Hukuk Devrimi sayesinde kadınlarımız erkeklerle eşit yurttaş statüsüne kavuşarak kadının insan haklarını elde etmişti. Dolayısıyla Cumhuriyet Devrimi aynı zamanda bir Kadın Devrimidir. Dünyada hiçbir ülke kadını bu kadar kısa bir zamanda kadının insan haklarına kavuşmamıştır. Türk kadınının yaşadığı bu olağanüstü değişim, dönüşüm, çağdaşlaşma, eşitlik ve demokrasi dünyada istisnai ve özgün bir deneyim olarak tüm dünya kadınları için de örnek ve umut olmuştu.
Türkiye; daha 1930’lu yıllarda başta Avrupa olmak üzere tüm dünyaya başta siyasal haklar olmak üzere tüm kadın hakları konusunda örnek olup, önderlik ederken bize imrenerek bakan ülkeler bugün bizi fersah fersah geçmiştir.
Kadının siyasetteki yeri siyaset biliminde parlamentolardaki oranlarıyla belirlenir. Türk kadını ilk kez parlamentoya girdiği 1935 yılında bu oranla dünya listesinde 2. sıradaydı. Bugün yani 75 yıl sonra kadın parlamenter oranıyla Avrupa Parlamentoları arasında sonuncu sıradayız. Dünya Parlamentoları sıralamasında bizden çok kadın parlamenteri olan 137 ülke vardır. Türkiye pek çok Afrika ülkesinin, Müslüman ülkelerin bile gerisine düşmüştür.
Ulusal parlamentomuzda kadın parlamenter oranımız 1935 yılında %4,6 iken, bugün bu oran sadece %9’dur. Yerel Parlamentolarda kadın üye oranımız ise %4’tür. Kadın Belediye Başkanı oranımız ise binde 9’dur. 81 ilimizin 36’sının il genel meclisinde hiç kadın üye bulunmamaktadır. Yerel parlamentolardaki kadın oranlarımızla da Avrupa Parlamentolarında sonuncu sıradayız. Yine dünya parlamentolarında listenin sonlarındayız.
21. yüzyılın Türkiye’sinde Siyasal Temsil konusunda çok ağır bir cinsiyet ayrımcılığı yaşanmaktadır.
Parlamentolarımız erkek meclisleridir.
Demokrasimiz kadınsız demokrasidir. Yani eksik demokrasidir veya bir bilim kadınımızın dediği gibi “Ayıplı Demokrasi”dir.
Kadının siyasette eksik temsili sadece bir eşitlik sorunu değildir, aslında bir demokrasi sorunudur. Nüfusun ve seçmenlerin yarısını oluşturan kadınların siyasette yetersiz, adaletsiz temsil sorunu çözülmeden ülkemizde gerçek bir demokrasiden bahsedilemez. Atatürk Cumhuriyet Devrimleriyle başta siyasal haklar olmak üzere kadının insan haklarını vererek, kadınları eşit yurttaşlar yaparak, kadınların statüsünü yükseltip, güçlendirerek Türkiye Cumhuriyeti Devletinin gerçek anlamda çağdaş, demokratik ve sürdürülebilir kalkınması olan bir ülke olmasını hedeflemişti. Ne yazık ki bu hedeflere ulaşılamamıştır.
Bir ülkenin çağdaşlığının ve gelişmişliğinin en önemli göstergesi kadınlarıdır. Ünlü İngiliz düşünür Stuart Miller “Bir toplumun uygarlık düzeyini öğrenmek istiyorsanız o toplumdaki kadının durumuna bakınız” der.
Ülke kadınlarımızın durumuna bakınca uygarlıklar yarışında geri kaldığımız görülecektir. Dünya Ekonomik Forumunun 2010 Toplumsal Cinsiyet Eşitsizliği raporunda Türkiye 134 ülke arasında 126. sıradadır. Kadın parlamenter oranıyla 104. sıradadır. Bu rapora göre Türkiye Toplumsal Cinsiyet Eşitsizliğinde son 5 yılda 21 sıra gerilemiştir. Hâlbuki birçok ülke bir yılda 10-15 sıra atlayarak kadınlarının durumunu süratle iyileştirmektedir.
Ülkemizde kadın-erke eşitliği ile ilgili yasal düzenlemeler yaşama geçememektedir. Yani fiili eşitlik yoktur. Hâlbuki çağdaş demokrasilerin amacı sonuç eşitliğini sağlamaktır.
Türkiye’de ağır bir toplumsal cinsiyet eşitsizliği yaşanmaktadır. Ülkemizdeki en büyük ayrımcılık nüfusun yarısını oluşturan kadınlara yönelik cinsiyet ayrımcılığıdır. Tüm bu sorunların çözümünde kadınların siyasal temsilinde eşitliğin sağlanması anahtar konumundadır.
Siyasi temsilde adalet için siyaset biliminde “kritik eşik” denilen %33’lük oran hayati önem taşır. Yani minimum adalet için hiçbir cinsin siyasi temsilde %33’ün altında kalmaması lazımdır. Çağdaş demokrasilerde cinsiyet kotaları uygulamaları ve Parite Yasalarıyla kritik eşik aşılarak siyasette kadına yönelik ayrımcılık ortadan kaldırılmalıdır.
1930’lu yıllarda Türk kadının sahip olduğu siyasal haklara öykünerek bakan ve bugün bizi fersah fersah geçen ülkeler bunu cinsiyet kotası uygulamalarıyla başarmıştır. Bugün dünyada 91 ülkenin yasa ve anayasasında Cinsiyet kotası yer almaktadır.
Bugün bir Afrika ülkesi olan Ruanda’da kadın parlamenter oranı %56,3’tür. İsveç’te %45’tir. Güney Afrika’da %44,5, Küba’da %43,2’dir. Avrupa Parlamentoları ortalaması %35,2’dir. Biz %9’luk oranıyla Avrupa’ya daha çok uzağız.
Dünyada kadınların siyasetteki eksik temsil sorununun giderilmesi için yasa ve anayasalarda cinsiyet kotası yerleştirilmesi kadınlara bir imtiyaz tanımak değildir. Tam tersine kadınların siyasetteki eşitsizliği, dezavantajları giderilinceye kadar geçici özel önlemlerin uygulanmasıdır. Ve bir çağdaş demokrasi hedefidir. Fiili eşitliğin, sonuç eşitliğinin sağlanması yöntemidir.
Seçimler, adayların toplumsal cinsiyet dengesi oluşacak şekilde seçilmesi, seçilen temsilciler arasında da eşitlik olması ile sonuçlanmalıdır.
Belçika 1994’de yaptığı yasal değişiklik ile her tür seçimde oluşturulacak listelerde bir cinsin oranının 2/3’ü geçemeyeceği ilkesini getirdi. Yasa öncesi kadınların siyasetteki oranı %8 iken, düzenlemenin ardından bu oran %34’lere çıkmıştır.
Dünya listesinde 1. sırada olan Ruanda’da anayasa ve seçim yasalarında kadınların senato ve meclisinde en az %30 oranında temsilini zorunlu kılar. İkinci sıradaki İsveç ise hiçbir cinsin %40’ın altında temsil edilemeyeceğini düzenlemiştir.
Güney Afrika Cumhuriyetlerinde siyasal partilerin uyguladığı zorunlu kotalarıyla 2009’da yapılan seçimler sonucu kadın parlamenter oranı %44,5’a çıkmıştır. Uganda ulusal düzeyde kota uygulayarak1987’de %1olan kadın parlamenter oranını 2006’da %31,5’a çıkarmıştır.
Yapılan araştırmalar kota uygulamasının olmadığı ülkelerde kadın parlamenter oranının %11’in üstüne çıkamadığını, kota uygulayan ülkelerde ise %20’nin altına düşmediğini göstermektedir.
Kadınların siyasette temsil oranının arttırmayı hedefleyerek kota-parite yasaları uygulayan tüm ülkeler olumlu sonuçlar almıştır. Ülkemizde de bu türden düzenlemelerin gerçekleşmesi kadınların siyasette eksik temsiline, eksik demokrasi sorununa son verecektir.
Devletimizin taraf olduğu CEDAW (Kadınlara Karşı Her Türlü Ayrımcılığın Önlenmesi Sözleşmesi)’nin 4/1 maddesi kadın-erkek eşitliğini fiilen sağlamak için anayasa ve yasalarla geçici özel önlemlerin alınmasını zorunlu kılar. B.M’nin “Pekin+5” oturumundan çıkan ve yine taraf olduğumuz bildirgede de “kadınların siyasi partilere ve parlamentolara katılımını arttırmaya yönelik özel önlemler alınması gerektiği” kabul edilmiştir. Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesinin 7 no’lu Ek Protokolünde de benzer bir düzenleme yer almaktadır. Anayasamızın 90. maddesi taraf olduğumuz uluslararası sözleşmeleri üst hukukumuz olarak kabul etmektedir. Ayrıca Anayasamızın eşitliği düzenleyen 10. maddesinin amir hükmü “Kadınlar ve erkekler eşit haklara sahiptir. Devlet, bu eşitliğin yaşama geçmesini sağlamakla yükümlüdür” şeklindedir. 12 Eylül 2010’da Halk Oylamasıyla kabul edilen son Anayasa değişikliğinde ise “bu maksatla alınacak tedbirler eşitlik ilkesine aykırı sayılmaz” ibaresi eklenmiştir.
Tüm bu anayasal hükümler çerçevesinde ülkemizde kadınların siyasal temsilinde eşitliği sağlayacak düzenlemelerin yapılması hem gerekli görülmekte hem de bunların eşitliğe aykırı olmadığının altı çizilmektedir.
Türkiye artık çok geç kaldığı bu konuda süratle harekete geçmelidir. Kadın yurttaşları siyasi temsilde adaletsiz, eşitsiz bir konumda bırakmaya, demokrasimizi de eksik ve geri bırakmaya kimsenin hakkı yoktur.
Bu kanun teklifinin amacı, kadınların siyasetteki eksik temsilinin giderilmesini sağlayarak ülkemizdeki eşitliği ve demokrasiyi ileriye götürmektir.
MADDE GEREKÇELERİ
Madde 1. Kadınların her düzeydeki parti yönetimi ile TBMM, Belediye Meclisleri, İl Genel Meclislerinde en az %50 oranında temsil ve katılımı sağlanmaktadır.
Madde 2. Kadınların Parti Genel Merkez Teşkilatı organları ile oluşturulacak danışma ve araştırma amaçlı ihtiyari kurullarda en az %50 oranında temsil ve katılımı öngörülmektedir.
Madde 3. Siyasi partinin en yüksek organı olan büyük kongredeki delegelerin en az %50’sinin kadın olması gerektiği belirtilmektedir.
Madde 4. Siyasi partilerin merkez karar, yönetim ve icra organlarının üyelerinin en az yarısının kadın olması gerektiği belirtilmiştir.
Madde 5. Merkez disiplin kurulu üyelerinin en az yarısının kadınlardan oluşması gerektiği öngörülmektedir.
Madde 6. İl kongresi delegelerinin, il yönetim kurulunun ve il disiplin kurulunun en az yarısının kadınlardan oluşması gerektiği belirtilmiştir.
Madde 7. İlçe teşkilatlarında delegeler için belirlenecek kontenjanın en az yarısının kadınlara tahsis edilmesi gerektiği ve delegenin en az yarısının kadınlardan oluşturulmasının sağlanması amaçlanmıştır.
Madde 8. Büyük kongreyle, il ve ilçe kongrelerinin delegelerinin en az yarısının kadınlardan oluşturulmasının garanti altına alınması amaçlanmıştır.
Madde 9. Milletvekili genel ve ara seçimlerinde aday listesinin ve sıralamanın belirlenmesinin ön seçimle yapılacağı ve sıralamada ayrı ayrı ön seçime giren erkek ile kadın listelerinden en yüksek oyu alanlardan başlamak üzere bir kadın bir erkek sırasının izlenmesi ön görülmektedir. Kadınların TBMM, Belediye Meclisleri, İl Genel Meclislerinde en az %50 oranında temsil edilebilmeleri için, mevcut seçim sistemine göre önce partilerin aday listelerinde ve seçilebilecek yerlerde, yani listelerin başından itibaren yerleştirilmeleri gerekir. Kadın ve erkek adayların ayrı listelerle ön seçime katılmaları, parti üyelerinin kadın ve erkek aday adaylarının parti aday listesindeki sıralamasında söz sahibi olmasını sağlarken, getirilen kadın ve erkek adayların listeye yerleştirme yöntemiyle kadınların en az %50 oranında temsili büyük ölçüde garanti edilmiş olmaktadır
Madde 10. Yürürlük Maddesidir.
Madde 11. Yürütme maddesidir.
2820 SAYILI SİYASİ PARTİLER KANUNU’NDA DEĞİŞİKLİK YAPILMASINA DAİR KANUN TEKLİFİ
Madde 1. 2820 Sayılı Siyasi Partiler Kanunu’nun 7. maddesi aşağıdaki şekilde değiştirilmiştir.
Siyasi Partilerin Teşkilatı
Madde 7. Siyasi partilerin teşkilatı; merkez organları ile il, ilçe ve belde teşkilatlarından; Türkiye Büyük Millet Meclisi Grubu ile il genel meclisi ve belediye meclisi ve belediye meclis gruplarından ibarettir. Partilerin teşkilat ve grupları, kadınların en az %50 oranında temsili ve katılımı esas alacak şekilde oluşturulur. Siyasi partilerin tüzüklerinde ayrıca kadın kolu, gençlik kolu ve benzeri yan kuruluşlarla, yabancı ülkelerde yurtdışı temsilciliği kurulması öngörülebilir. Bu organlarda da kadınlar en az %50 oranında temsil edilirler.
Belde teşkilatı, il ve ilçe merkezleri dışında belediye teşkilatı olan yerlerde kurulur.
Belde teşkilatları ilçe başkanlığına bağlıdır. Bu teşkilatların seçim tarzı, kuruluş ve faaliyet şekil ve şartları, üye sayısı, il ve ilçe teşkilatlarıyla münasebetleri siyasi partilerin tüzüklerinde gösterilir.
Şu kadar ki, belde teşkilatının üye sayısı üçten az olamaz.
Madde 2. 2820 Sayılı Siyasi Partiler Kanunu’nun 13. maddesine “Kadınların bu organlarda ve kurullarda en az %50 oranında temsil edilmeleri temel ilkedir” ibaresi eklenmiştir.
Madde 3. 2820 Sayılı Siyasi Partiler Kanunu’nun 14. maddesinin 3. fıkrası aşağıdaki şekilde değiştirilmiştir.
Seçilmiş üyeler, Türkiye Büyük Millet Meclisi üye tamsayısının iki katından fazla olmamak kaydıyla, parti tüzüğünde gösterilen şekilde ve sayıda il kongrelerince seçilen, en az %50’si kadınlardan oluşan delegelerdir. Tabii üyeler; parti genel başkanı, merkez karar ve yönetim kurulu ile merkez disiplin kurulu üyeleri ve partinin üyesi olan bakanlar ve milletvekilleridir.
Madde 4. 2820 Sayılı Siyasi Partiler Kanunu’nun 16. maddesinin 1. fıkrası aşağıdaki şekilde değiştirilmiştir.
Siyasi partilerin merkez karar, yönetim ve icra organları parti tüzüğünde belirtilen isim, şekil ve sayıda kurulur. Büyük Kongrece seçilerek merkez organlarının her birinin üye sayısı, en az yarısı kadınlardan oluşmak üzere, 15’den az olamaz.
Madde 5. 2820 Sayılı Siyasi Partiler Kanunu’nun 17. maddesi aşağıdaki şekilde değiştirilmiştir.
Madde 17- Siyasi partinin merkez disiplin kurulu, bu kanunda ve parti tüzüğünde gösterilen şekilde kurulur. Burulun üye sayısı, en az yarısı kadınlardan oluşmak üzere, yediden az olamaz.
Madde 6. 2820 Sayılı Siyasi Partiler Kanunu’nun 19. maddesinin 2, 4 ve 6. fıkraları aşağıdaki şekilde değiştirilmiştir.
İl kongresi, sayısı altıyüzden fazla olmamak üzere, parti tüzüğüne göre ilçe kongrelerince seçilen ve en az %50’si kadın olan delegelerden oluşur. O ilin partili milletvekilleri ile yönetim ve disiplin kurulları başkan ve üyeleri, il kongresinin tabii üyeleridir. Geçici yönetim kurulu başkan ve üyeleri de kongreye katılma hakkına sahiptirler. Ancak geçici il yönetim kurulu başkanı ve üyelerinden delege sıfatı olmayanların kongrede oy kullanma hakları yoktur.
İl yönetim kurulu, parti tüzüğünün göstereceği sayıda üyeden oluşur. Bu sayı, en az yarısı kadınlardan oluşmak üzere 7’den az olamaz.
İl başkanı en çok üç yıl için seçilir. İl teşkilatında bir il disiplin kurulu bulunur. İl disiplin kurulunun, en az yarısı kadın olmak üzere, üye sayısı ve bu üyelerde aranacak nitelikler parti tüzüğünde belirtilir.
Madde 7. 2820 sayılı Siyasi Partiler Kanunu’nun 20. maddesinin 3 ve 8. fıkraları aşağıdaki şekilde değiştirilmiştir.
Delege seçimleri; köy ve mahallelerde partinin bu yerlerde son genel seçimde aldığı oy miktarı, seçime katılmamış partilerde ise üye sayısı esas alınmak suretiyle bu yerlere verilecek ve en az yarısı kadınlara tahsis edilecek kontenjanlara göre yapılır. Köy ve mahallelerdeki üye sayısı delege kontenjanı verilmesini gerektiren nispetin altında ise bu durumdaki köy ve mahallelerin diğer köy ve mahallelerle birleştirilerek delege seçilmesi mümkündür. Bu delegelerin en az %50’sinin kadın olması temel ilkedir.
İlçe yönetim kurulu, parti tüzüğünün göstereceği sayıda üyeden oluşur. Bu sayı 5’ten az olamaz ve en az yarısı kadınlardan oluşur.
Madde 8. 2820 sayılı Siyasi Partiler Kanunu’nun 21. maddesinin 2 fıkrası aşağıdaki şekilde değiştirilmiştir.
Seçim yapılacak büyük kongreyle il ve ilçe kongrelerinin toplantılarından en az onbeş gün önce, kongreye katılacak parti üyelerini belirleyen ve en az %50 si kadınlardan oluşan listeler, büyük kongreyle il kongreleri için Yüksek Seçim Kurulunun önceden belirleyeceği seçim kurulu başkanına, ilçe kongreleri için o yer ilçe seçim kurulu başkanına ilçede birden fazla ilçe seçim kurulunun bulunması halinde birinci ilçe seçim kurulu başkanına iki nüsha olarak verilir. Ayrıca toplantının gündemi, yeri, günü, saati ile çoğunluk sağlanamadığı takdirde yapılacak ikinci toplantıya ilişkin hususlar da bildirilir.
Madde 9. 2820 sayılı Siyasi Partiler Kanunu’nun 37. maddesi aşağıdaki şekilde değiştirilmiştir.
Milletvekili genel ve ara seçimlerinde siyasi partilerin seçime katıldıkları her bir seçim çevresindeki adaylarının listesi ve listedeki sırası, kadın ve erkeklerin ayrı olarak katılacağı ve kadınların en az %50 oranında temsil ve katılımını esas alan, o seçim çevresinde ilgili siyasi partinin üye kayıt defterine göre düzenlenen parti seçmen listesinde yer alan bütün üyelerin veya parti tüzüğünde yazılı usule göre ilçe ve/veya il kongrelerince seçilmiş temsilcilerin ilçe seçim kurullarının yönetiminde serbest, eşit, gizli oy, açık döküm ve sayım esasları çerçevesinde oy kullanacakları bir ön seçim ile tespit edilir. Listelerdeki sıralama, kadınların ve erkeklerin ön seçimde aldıkları oy sayısına göre 1 kadın 1 erkek gelecek şekilde yapılır.
Ön seçimlerin yapılacağı gün, yüksek seçim kurulu tarafından seçim gününden en az 40 gün önceki bir tarih olarak belirlenip ilan edilir. Bütün yurtta önseçimler seçime katılacak partiler için aynı gün yapılır.
Genel seçimler için kabul edilen seçim çevreleri önseçim için de esas alınır.
Siyasi partiler önseçim yapacakları seçim çevrelerinden çıkacak milletvekili sayısı toplamının yüzde 10’nu aşmamak üzere en az %50’si kadın olacak şekilde merkez adayı gösterebilirler. Siyasi partiler merkez adayı gösterecekleri seçim çevrelerini ve bu adayların listelerde yer alacakları sıraları önseçimin yapılacağı günden en az 15 gün önce tespit ve ilan ederek Yüksek Seçim Kuruluna bildirirler.
Aday listelerinin kesinleşmesinden önce herhangi bir sebeple bu listelerde boşalma olursa, boşalan adaylıklar, 1 kadın 1 erkek sıralamasına riayet edilerek, listedeki sıraya göre kaydırılmak suretiyle doldurulur. Listedeki noksanlıklar önseçimde en çok oy alanlarla tamamlanır; yetişmediği takdirde noksan yerlerin adayları parti tüzüğünün belli ettiği esaslara göre parti merkez yönetimince belirlenir. Bununla birlikte herhangi bir seçim çevresinde kadın ve erkeklere ayrılan kontenjanlardan biri için yeterli aday bulunamadığı takdirde eksiklik, duruma göre, diğer taraftan adaylarla doldurulur.
Madde 10. Bu Kanun hükümlerini Bakanlar Kurulu yürütür
Madde 11. Bu Kanun yayımı tarihinde yürürlüğe girer.
Yorum Ekle
Diğer Haberler
Gaziemir Belediyesi’nden öğrencilere ücretsiz eğitim hizmeti
Gaziemir Belediyesi, Destek Eğitim Kursu’nda verdiği hizmetle öğrencilerin lise ve üniversite giriş sınavlarına ücretsiz ve nitelikli eğitimle hazırlanmasını sağlıyor. Belediye Başkanı Ün...
Foça’da “Sivil Katılımı Güçlendirme ve İlk Adım Projesi” Tamamlanıyor
Pi Gençlik Derneği ve Foça Belediyesi ortaklığında yürütülen “Sivil Katılımı Güçlendirme ve İlk Adım Projesi”, 15 Aralık 2025 tarihinde MW Phokia Beach & Resort’ta düzenlenecek kapanış to...
İzmir Büyükşehir Belediyesi Korosu "Sonbahar Şarkıları"yla yüreklere dokundu
Ahmed Adnan Saygun Sanat Merkezi'nde sahne alan İzmir Büyükşehir Belediyesi Klasik Türk Müziği Korosu, "Sonbahar Şarkıları" konseriyle İzmirliler ile buluştu.
Menemen’den bir örnek hizmet daha
Menemen'de bebekli anneler, pratik ve faydalı yeni bir hizmete kavuşacak. İyi ki doğdun bebek paketinden başlamak üzere, anne bilgilendirme eğitimleri, çocuk oyun evleri ve Türkiye'nin en...
Ege Üniversitesi Ebelik alanındaki tecrübesini Türk Devletleri Teşkilatına Üye Ülkelere aktarıyor
Ege Üniversitesi Sağlık Bilimleri Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Esin Çeber Turfan ve beraberindeki heyet, Azerbaycan Sağlık Bakanlığı’nın desteği ve 2 No’lu Bakü Baza Tıp Koleji’nin organiz...
Türkmen: Kararlılıkla Devam Edeceğiz
Kemalpaşa Belediyesi Zabıta Müdürlüğü, yıl boyunca ilçe genelinde işletmelerin mevzuata uygunluğunu sağlamak, tüketici haklarını korumak ve kamu düzenini güçlendirmek amacıyla kapsamlı bi...
İzmir Oda Orkestrası dünyaca ünlü klarnetçi Barragán ile sahne aldı
İzmir Oda Orkestrası farklı disiplinlerden sanatçılar ve zengin bir repertuvarı kent sakinleriyle buluşturmaya devam ediyor. Orkestra son olarak dünyaca ünlü klarnet sanatçısı Pablo Barra...
Başkan Eşki’den İnönü Mahallesi Pazaryeri’nde denetim ve esnaf buluşması
Bornova Belediye Başkanı Ömer Eşki, İnönü Mahallesi Pazaryeri'nde muhtar, esnaf ve vatandaşlarla bir araya gelerek hem talepleri dinledi hem de pazardaki düzen ve temizlik kurallarına yön...
İzmir'de DAEŞ'ın kasasına baskın!
"Cumhuriyet Başsavcılıklarımız ile Jandarma Genel Komutanlığı TEM Daire Başkanlığımız koordinesinde, İl Jandarma Komutanlıklarınca, Adana, Aksaray, Antalya, Bursa, Çanakkale, Çankırı, Diy...
SOSYAL MEDYA
MAGAZİN
Ata Demirer'den Özge Borak açıklaması
Komedyen ve oyuncu Ata Demirer, 'Eyyvah Eyvah' film serisinin bitme nedeninin eski eşi Özge Borak ile ilgisinin olmadığını söyledi.
TEKNOLOJİ
EDİTÖR'ÜN SEÇTİKLERİ
Kafein faydalı mı zararlı mı?
Kahve, çay, enerji içecekleri, asitli içecekler, çikolata… Hepsi çok fazla tüketiliyor. Dolayısıyla kafein hayatımızın tam ortasında… Bu uyarıcı maddenin enerjiyi ve zihinsel performansı iyileştirmeye yardımcı olabileceğine dair çalışmalar var.





Yorumlar
Bu haberde yorum bulunmamaktadir.