Yamanlar Festivali'nde işçi mücadelesi söyleşisi

Eğitim-Sen 1 No'lu Şube Yönetim Kurulu üyesi Adnan Kesici, Eğitim-Sen Eğitim uzmanı Erkan Aydoğanoğlu ile Deri İşçileri Derneği Başkanı Yalçın Karataş'ın konuşmacı olarak katıldığı söyleşiye Bayraklı Belediyesi işçileri ile Yamanlar Halkı yoğun katılım gösterdi. Söyleşi öncesi Dokuz Eylül Üniversitesi öğrencilerinin Tekel İşçilerinin Ankara'daki direnişini adlı belgeseli ilgiyle izlendi.

İşçiler açısından Türkiye'de son zamanlarda önemli gelişmeler yaşandığını dile getiren Eğitim-Sen Eğitim uzmanı Erkan Aydoğanoğlu, “24 Ocak 1980 kararlarından sonra İşçi sınıfında büyük değişmeler kaydoldu. Aradan geçen 30 yıl içinde ve özellikle de son 8 yıllık AKP Hükümeti döneminde 4/B ve 4/C kanunları fazlalaşmış durumda. 2004 yılında AKP özelleştirilen kamu kurumlarındaki işçileri 4/C statüsünde çalıştırıp işten çıkarmaya başladı. 2004 yılından beri her sene 40 bin kişi 4/C'ye geçirilir evvelki sene o sayı 18 bine düşer. Kamuda yaşanan dönüşüm işçi sınıfını vurdu. Başbakan 'Kriz bizi teğet geçti' diyor, doğru. Başbakan'ı, Kemal Unakıtan'ı ve AKP'lileri teğet geçti. 'Kriz'i fırsata çevirin' diyor. Bu da doğru. 1 buçuk milyon kişi işten atılarak patronlar krizi fırsata çevirdi. Bu memleketin yüzde 65'iişçidir ve bu hükümet çıkardığı 7 kriz paketini de patronlar için çıkardı. Türkiye'de güvenceli olarak verilmesi gereken kamu hizmeti ne yazık ki taşeronlaştırıldı” diye konuştu.

25 yıldır Edebiyat öğretmenliği yaptığını söyleyen Eğitim-Sen 1 No'lu Şube Yönetim Kurulu üyesi Adnan Kesici, “Öğretmenlerle işçiler iç içe işçi sınıfının içerisindediler. İşçiler hangi egemen sınıfın saldırısına uğradıysa eğitimciler de aynı saldırılara uğruyorlar. Aslında kaderlerimiz bir. Dışardan göründüğünde görece olarak öğretmenlerin iş güvenceleri var. Ama bu ne yazık ki böyle değil.

Öğretmenlerin bir kısmının iş güvencesi henüz var. Ve yakın gelecekte onların da iş güvencesi olmayacak. Tıpkı İzmir'de türlü belediyelerde taşeronada iş güvencesiz çalışan işçiler gibi. Ayrıca İzmir'in Sümerbank gibi bir deneyimi var. Devlet Sümerbank'ı da kapatırken de Tekel'deki gibi benzer olaylar yaşandı. Ama işçi sınıfı oradan çok şey öğrendi. Yörük Kervanı yolda düzülürmüş. İşçiler bu yollarda pek çok şey öğrendi. Öğrendiğimiz en önemli şey, eğer bir aradaysak bir güç oluşturuyoruz. Taşı delen damlanın gücü değil o damlanın devamlılığıdır. Bu mücadele sürecek” dedi.

Deri İşçileri Başkanı Yalçın Karataş Türkiye'de deri işçileri ve deri sektöründe yaşanan gelişmeleri dinleyicilere anlattı. 30 yıl boyunca kademeli olarak Türkiye'de her iş kolunda olduğu gibi dericilik sektöründe de işçilerin haklarını kaybettiğini kaydeden Karataş, “Deri sektörünün benim de gençliğime denk gelen yıllarında işçiler her türlü hakka sahiptiler. Kazançlarımız da alın terimizin karşılığını veriyordu. Ama yıllar bu kazançları da haklarımızı da sistemli olarak sildi. Yaşanan olumsuz gelişmelerin bir kısmında bizim işçiler olarak da yanlışlarımız oldu. 15 yıl önce bir takımı 15 TL'ye yaparken aradan gecen yıllara rağmen hala 15 TL'ye dikiyoruz. İşçiler olarak örgütlenmedikçe durumumuz her geçen gün daha kötüye gidecek” diye belirtti.