Kemal Karataş Fena Patladı

         Röportaj :
Ayşe Yaşar-Sinan Kara

Ege’nin Sesi: Sayın Karataş, Önder Sav’ın gazeteci Ümit Yaldız’a yaptığı açıklamalar ile ilgili görüşleriniz nelerdir? Bu durumu nasıl değerlendiriyorsunuz?

Kemal Karataş: Bu zamana kadar hiç yaşanmamış bir kurultaya tanıklık ettik. Burada en önemli kısım Sayın Önder Sav’ın rolü. 52 yıllık arkadaşı  Sayın Deniz Baykal’ın istifa kararını kendisine bildirmemesi konusunda baya sitemli. Ve sitemle beraber Kemal Kılıçdaroğlu’nu aday yapma sürecini anlatıyor. Genel Sekreter ,Genel Başkanın en büyük yardımcısı,  yol göstericisi ve planlayandır.  Bu bağlamda Önder Sav görevini yapmamış tam tersi istifasını fırsat bilerek bu istifasından yararlanma çabasına girmiş ve el altından Kılıçdaroğlu’ yla eşlerinin bile bilmediği adaylık konuşma sürecini tamamlamışlardır. Bunlar olurken sayın Deniz Baykal partiye zarar gelmemesi için genel başkanlıktan istifa etmiştir.Örgütler ve halktan gelen destekle imzalar toplanırken Önder Sav düğmeye basmış çalışmaları bıçak gibi kesmiştir.

Genel Sektereter Genel başkanına bağlı çalışmayı önceden kesmiş. Tüzük değişikliği gündeme gelince komplo için düğmeye basmıştır. Cumhuriyet Halk Partisinde en çok söylenen VEFA kelimesi komploya dönüşmüştür.

Ege’nin Sesi: Önder Sav Kemal Kılıçdaroğlu ilişkisini nasıl değerlendiriyorsunuz?

Kemal Karataş: Dileriz ki Sayın Deniz Baykal’ın başına gelen Sayın Kemal Kılıçdaroğlu’nun başına gelmez. Belirtmek istediğim kaset olayı değil, Önder Sav’ın örgütlere hakim olduğu CHP de ki çelişkidir. Genel başkan örgütlerin, illerin, milletvekillerinin kendine bağlı olduğunu düşünürken asıl partiyi elinde tutanın Önder Sav olduğu ortaya çıkmıştır. Peki örgütleri dolaşmayan, örgüt başkanlarıyla görüşmeyen Genel Sekreter Önder Sav nasıl elinde tutuyor inanın bu da ayrı bir beceridir.

Ege’nin Sesi: Peki dışarıda kaset olayıyla Sayın Deniz Baykal’a bir komplo düzenlendi, fakat Sav’ın açıklamalarına göre içeriden de bir komplo düzenlenmiş olmuyor mu?

Kemal Karataş: İl Başkanı olduğum dönemden beri Sayın Genel Sekreterimiz Önder Sav’ı tanıyorum.  Sav’ın şöyle bir iddiası vardır. ‘Bu partide benim haberim olmadan kuş uçamaz. Ben her şeyi yapamayabilirim ama benim istemediğim hiçbir şey olmaz.’ Diye açıklamalar yapan Sav’ın böyle bir komplodan haberi olmaması hayret vericidir.

İl Başkanı olduğum dönemden beri Sayın Genel Sekreterimiz Önder Sav’ı tanıyorum.  Sav’ın şöyle bir iddiası vardır. ‘Bu partide benim haberim olmadan kuş uçamaz. Ben her şeyi yapamayabilirim ama benim istemediğim hiçbir şey olmaz.’

Ege’nin Sesi: Kurultay sonrası Önder Sav gurubundan olan Karabağlar Belediye Başkanı Sıtkı Kürüm’ün “Şimdi biçme sırası bizde” açıklaması için ne diyorsunuz?

Kemal Karataş: İnanın çok talihsiz bir açıklamaydı o. Hem ne demek siz kimi biçiyorsunuz. Sormazlar mı siz nasıl partilisiniz, insan kendi partilisini biçer mi? Ayrıca bir taraftan birlik ve beraberlikten bahsediyorsunuz, diğer taraftan da biçmekten. Bana sorarsanız şık düşmedi böylesine bir açıklama.

Ege’nin Sesi: CHPİzmir milletvekillerinin şu an ki durumunu nasıl değerlendiriyorsunuz?

Kemal Karataş: Milletvekillerimiz maalesef seçildikleri yere ölünceye kadar seçilmek isterler bu anlayış içersinde olduklarından bekli de hepsinin bir hesabı vardır. Ahlak, dürüstlük, erdem bunlar ne yazık ki eksik. Keşke  ister Milletvekili olun ister belediye başkanı ister delege  terk edilmemesi gereken değerledir.

Ege’nin Sesi: Kemal  Anadol, Deniz Baykal ilişkisi hakkındaki yorumlarınız?

Kemal Karataş: Ben kimin kime ne kadar  yağcılık yaptığını ne kadar yalan söylediğini o kadar iyi biliyorum ki. Deniz Baykal güçlüyken tekrar o görevlerde kalabilmek uğruna  ne taklalar attıklarını unutmadık.  Deniz Baykal’a bağlı gibi gözüken kişilerin aslında ne kadar Genel Sekretere bağlı olduklarını şimdi hepimiz daha iyi görüyoruz. Genel Başkan Deniz Baykal çok güçlü göründüğünden onu sürekli aldatmakla sürekli yanıltmakla meşguldü bazı arkadaşlar. Ve bu sebeblerden dolayı ne yazık ki partinin önü açılamıyordu. Dilerim ki Sayın Kılıçdaroğlu kamuoyundan da aldığı destekle Cumhuriyet Halk Partisi iktidara taşır.

Tüzük değişikliği ile görevinden uzaklaştırılması gereken bütün arkadaşlar komplo sayesinde daha aktif görevlere getirilmiştir.

Ege’nin Sesi: Konuşmalarımızdan şöyle bir çelişki ortaya çıkıyor, yani bu kadrolarla CHP gerçekten başarılı olabilir mi?

Kemal Karataş: Şimdi Cumhuriyet Halk Partisi olarak duygusallığımı bir kenara bırakarak başarmasını istiyorum. Sadece şunu soruyorum skandal kaset ortaya çıktıktan sonra Deniz Baykal göreve geri dönsün diye imza toplayan  arkadaşlara 24 saat içerisinde neyi öğrendiler de Deniz Baykal gelmesin  diye tekrar ortaya çıktılar. Demek ki birileri düğmeye bastı.

Grup Başkan vekili Hakkı Süha Okay’a  ne oldu da birden parti yönetimine getirildi de Genel Başkan yardımcısı yapıldı?

Ege’nin Sesi: CHP İzmir il başkanımız Ekrem Bulgun’u nasıl değerlendiriyorsunuz?

Kemal Karataş: Ekrem Bey’i ekibin rahat bırakmayacağını düşünüyorum. Her ne kadar  merkez yürütmeye seçilen Genel Sekreter yardımcısı  Abdül Rezzak Erten ekibin İzmir’de ki başı olarak bir demeçte  ‘ Seçimle gelen seçimle gider’ il başkanını dokunulmayacaktır sözünü sarf etmiştir. Buna pek inanmıyorum. Rahat durmazlar kendi has adamlarını getirmek isterler. Ekrem Bulgun burada il başkanlığını  sürdürdüğü sürece kuşatır rahat çalıştırmazlar diye düşünüyorum.

Geçmiş dönemlere Sayın Deniz Baykal’ın kullandığı bir söz vardı. Kavgalı eve kız vermezler. O dönem partide bir takım kavgacı diye sayılan, karşı çıkışlarıyla partiyi zor durumda bırakan kişiler partiden uzaklaştırıldı.  Bu projelerin uygulanmasının büyük bir bölümünde de Önder Sav vardı. Bu tüzük değişikliklerinin mimarı Önder Sav’dır. Partiye bir daha sokulmayacak denilen kişilerin, Deniz Baykal’ın  kaset skandalıyla ayrılmasıyla bu partiye alınması ne kadar samimidir?

Ege’nin Sesi: Aziz Kocaoğlu için ne diyorsunuz. Yani Aziz başkan siyaseten şu an nerede ve ne yapıyor?

Kemal Karataş: Aziz Başkanı bende görsem kendisine soracağım ilk soru bu olacak. Ancak bir bakıyorsunuz Baykal’cı, bir bakıyorsunuz Önder Sav’cı ve bir bakıyorsunuz ki Kılıçdaroğlu’cu olmuş çıkmış. Yani rüzgara göre hareket ediyor. Zeminin sağlamlığına bakıyor.