1 Yıllık İcraatları Eleştirildi

AK Parti Karşıyaka İlçe Teşikilatından gelen açıklama aynen şöyle:

29 Mart seçimlerinin üzerinden bir yıl geçti ve geçtiğimiz Çarşamba günü Karşıyaka Belediye Başkanı Sayın Cevat Durak bir yıllık icraatlarını dile getirdi.
Açıklamasında “şapkadan tavşan mı çıkartalım” diyerek icraatlarından çok mazeret ve sitemlerini anlatan Sayın Durak’ın şapkadan tavşan çıkartmasını bekleyen yok, illüzyonistliği bırakıp sadece Karşıyaka’ya yakışan belediyecilik hizmetlerini yerine getirmesi bizim için yeterlidir. Karşıyaka halkının da bu kadarına hakkı olduğunu düşünüyoruz. %64 oyla seçilen bir belediye başkanının mazeret üretme lüksü yoktur. Bu oyu taşıyamayacaksa yapması gereken bellidir.
Karşıyaka Belediye Başkanı son 2009 yerel seçimlerinden bu yana geçen bir yılda hizmetten çok bahane üretmiştir. Büyükşehir başta olmak üzere tüm İzmir belediyelerine sirayet eden mazeret üretme politikasıyla, yaşanan her başarısızlıkta Partimiz ve Hükümetimiz hedef gösterilmiştir. İzmir’deki CHP belediyeleri hizmet yarışından ziyade mazeret üretme yarışına girmişlerdir.

Bunun en bariz örneği de; çözümü çok basit olan KENT AŞ. işçilerinin olayıdır. 28 ilçe ve Büyükşehir Belediyesini elinde bulunduran CHP, 296 KENT AŞ. işçisini sokakta bırakmıştır. Karşıyaka Belediyesinin duyarsız ve partizanca yaklaşımı ile başlayan olay Bayraklı Belediye Başkanı ve Karşıyaka Belediye Başkanı arasında yaşanan hesaplaşmada koz olarak kullanılmıştır.

İki başkan arasında 2009 ve önümüzdeki seçimlerin hesabı ve çatışması ortaya çıkmış, birbirlerini zayıflatma adına KENT AŞ. işçileri mağdur bırakılmıştır. CHP’li iki başkan arasındaki bu hesaplaşmaya, süreçte ağabeylik yapacağını beyan eden Büyükşehir Belediye Başkanı Sayın Aziz Kocaoğlu ise bilerek seyirci kalmıştır. Yerel seçimlerde yalnız bırakıldığını iddia eden Bayraklı Belediye Başkanı Sayın Hasan Karabağ kendi partidaşlarından öcünü alırken, Karşıyaka Belediye Başkanı Sayın Cevat Durak partizanca bir yaklaşımla işçileri ekmeklerinden etmiş ve bu süreçte olan KENT AŞ. işçilerine olmuştur.

Sayın Cevat Durak’ın bu olayda bile Partimizi suçlamasını, bu sorunun Bayraklının ilçe olması ve Karşıyaka’dan ayrılması ile ilgili olduğunu iddia etmesini şaşkınlıkla karşılıyoruz. Öyle ki aynı dönemde ilçe olan Karabağlar ile Konak Belediyesi arasında böyle bir olayın yaşanmamış olması, aynı şartlardaki iki belediyenin uzlaşıyı tercih ederek kimseyi mağdur etmediğini görmek bu açıklamanın yersiz ve art niyetli olduğunu gözler önüne sermektedir. KENT AŞ. krizi birbirlerinin ayağını kaydırmak ve zayıflatmak isteyen Kocaoğlu-Karabağ-Durak krizinden başka bir şey değildir.

Bu krizi Bayraklı ile Karşıyaka’nın ayrılmasına bağlayan Sayın Durak son bir yılda yapılmayan yatırımların nedeni olarak da KENT AŞ. işçilerine yapılan ödemeleri bahane olarak göstermektedir. İşsiz kalan, ekmekleriyle oynanan KENT AŞ. işçileri aynı zamanda yapılamayan yatırımların da günah keçisi olmuşlardır. Bu bize “zeytinyağı gibi üste çıkma” deyimini hatırlatmaktadır. Bu da mazeret üretme politikasının temel prensibi olsa gerek.
Yine gündemi geçen yıla dönük meşgul eden bir konuda Bostanlıdaki işyerlerinin kapatma saati meselesidir. Yapılan uygulama Karşıyaka Belediyesinin kendi eksiklerini başkalarının sırtına yüklemesidir. Sayın Durak denetimleri gereği gibi yapamadıklarını bizzat kendisi beyan etmiştir. Elbette haksız uygulama yapan esnaf ve işletmecilere gereği yapılmalıdır, ama kurunun yanında yaşın da yanmasına göz yumulamaz. Belediye işyeri denetimi konusunda zabıta birimini gerektirdiği gibi çalıştırabilmeli ve onların arkasında da durmayı becerebilmelidir. Göstermelik bir kaç uygulamayla da halkın gözü boyanmamalıdır.
Burada dikkati çeken CHP zihniyetinin olayları işine geldiği gibi yorumlamasıdır. İşyerlerinin kapatma saatleriyle ilgili uygulamayı bir AK PARTİLİ belediye başkanı gerçekleştirmiş olsaydı, içki yasağından bahisle itirazcıların en başında Sayın Durak yürür, ne yobazlığımızı ne de şeriatçılığımızı bırakırdı. Bu uygulamanın kaldırılması için ilk bayrak açan da kendisi olurdu. Bu CHP’nin nasıl bir siyasi mantığa sahip olduğunun direkt göstergelerinden biridir. Aynı durum KENT AŞ. ve TEKEL işçisi konusunda da yaşanmıştır. Kendi işçisine her türlü zulmü hak görenler TEKEL işçisine timsah gözyaşı dökmüştür. Bu çifte standart CHP’nin particilik anlayışından ileri gelmektedir.

Yine, Sayın Durak tüm Karşıyaka’nın Belediye Başkanı olarak seçilmesine rağmen ayrımcılık zihniyetini devam ettirmektedir. Bunun en basit örneğini de “halk toplantılarını” CHP ilçe binasında yaparak göstermektedir.
• Herkesin Belediye başkanı olması gereken Cevat Durak halk toplantılarını kendi partisinde ve partilileriyle yaparak vatandaştan gelecek soru ve sorunlardan mı kaçmaktadır?
• CHP’nin kendi ilçe binasında kendi yandaşları arasında yapılan halk toplantıları ne kadar sağlıklı olabilir ve orada tartışılan konular neye ve kime hizmet edecektir?
• Hangi Karşıyakalı CHP’lilerin doldurduğu bir salonda rahatlıkla gidip derdini anlatabilecektir? Bu soruların cevabı malumunuzdur. Başkanımıza, yapacaksa bu toplantıları amacına uygun hale getirmesini önermekteyiz. Belediye başkanımız son bir yılı değerlendirdiği toplantıda aynı zamanda 6 yılın CHP belediyeciliğinden de bahsetti. 6 yılda yapılanları tek tek saydı, yapılmayanları da biz kendisine hatırlatalım;
• Tramvay projesi çeşitli bahanelerle raflarda bekletilmektedir.
• İskele önü alt geçidin ne halde olduğu belirsizdir.
• Karşıyaka sokakları yayalar ve araç sahipleri için bir kâbustan farksızdır. Otopark yetersizliğinden kaldırımlar doğal otopark haline gelmiştir. Yollardaki çukurlardan arabalarda nasibini almıştır. Bulvarlarda Büyükşehirce yapılan düzenlemeler sıkıntıları çözmekten ziyade artırmıştır. Özellikle Girne bulvarında yapılan son düzenleme akıllara ziyandır.
• Metro çalışması ve ara sokakların kazılması nedeniyle Karşıyaka halkı çamurla dost olmuştur.
• Pazaryerleri yetersizliklerine rağmen seçim öncesi açılarak gözler boyanmış, sonrasında kapatılarak ancak şimdilerde işler hale getirilebilmiştir. Bunlardan biri Cumhuriyet pazaryeridir ve ikinci açılışı yakınlarda yeniden yapılacaktır.
• Gerekli gereksiz her yerde kaldırım taşlarının sökülüp tekrar tekrar yapılması tüm Karşıyakalıya illallah dedirmiştir. Kaldırım taşlarıyla ilgili kimlerin ne elde ettiğini bilemiyoruz ama oralara 6 yıldır harcanan bütçe bir tarafa, sürekli yapboz görüntüsündeki Karşıyaka sokaklarında Karşıyakalı ip cambazına dönmüştür.
• Çok basitmiş gibi gözükmesine rağmen halen Karşıyaka’da umumi bir tuvalet bulunmamaktadır.
• 6 yılda kendi parti içi meselelerine Karşıyaka’nın sorunlarından daha fazla önem verilmiş, Karşıyaka sorunları göz ardı edilmiştir. Ama bahane üretmede sınır tanımamışlardır. Bahane ürettikleri kadar hizmet yapılsaydı Karşıyaka’yı tutmak mümkün olamazdı.
• Bu yılki komisyonlara AK Partili meclis üyeleri de alınmış ve “bakın ne kadar demokratız“ mesajı verilmiş, ancak işin aslı sonradan ortaya çıkmıştır. Arkadaşlarımızı kendi meclis üyelerinin bile burun kıvırdığı ve işlerliği olmayan komisyonlara yazmak suretiyle bir kez daha şark kurnazlığı yapmışlardır. Meclis komisyonlarının kalbi olan imar, bütçe, hukuk ve denetim komisyonlarında arkadaşlarımıza yer verilmemiş, denetim komisyonu bile sırf CHP’li meclis üyelerinden oluşturulmuştur. Bu yılki denetim komisyonu raporunda şıracının şahidi bozacı durumu ortaya çıkmıştır.
• Ayrıca stat ve üniversite projelerinde sadece imar planlarına lekeleme yapılmış, yatırımcı konusu başkalarının üzerine yıkılmış, başarısızlıkta ise hep AK PARTİ hükümeti günah keçisi yapılmıştır.
• Aliağa-Menderes hafif raylı sistemi ve 808 konutluk projelerde hükümet yardımları hep görmezden gelinmiş, bu konulara dair yapılan açıklamalarda Hükümetimizin adı bile anılmamıştır. Projelere Hükümetimizin verdiği destek ve yardımları inkâr edip, “yapılanlar bizim başarımız yapılamayanlar hükümetin suçudur” noktasında açıklamalar yapmışlardır.
Evet; İzmir’de CHP’nin ne şartlarda iktidara geldiği hepimizin malumdur. Yaratılan korku siyasetinin bir sonucu olarak işbaşına gelen Karşıyaka Belediyesi de ortaya çıkan bu havanın rahatlığı ile hizmeti ve halka karşı sorumluluklarını ihmal etmektedir. Elbette bu ihmalkârlığın hesabını seçimlerde Karşıyaka halkı sandıkta soracaktır. Ancak Karşıyaka’nın değerlendirmeye konu olan son bir yılı kayıptır.
Halkımız önce oy verip sonra hizmet istiyor. Bedeli peşin ödenen hizmetler Karşıyakalının hakkıdır. 2023’ü hedeflediğini dile getiren Sayın Cevat Durak’ın önce geçmiş bir yılı sonrasında boşa harcanan 5 yılın hakkını vermesi gerekmez mi?
Bu değerlendirmelerin ışığında önümüzdeki süreçte ortaya çıkacak Karşıyaka tablosu çok vahimdir. Karşıyaka bu belediyeciliği hak etmemektedir. Karşıyaka gerçek Karşıyaka sevdalısı, önce Karşıyaka ve Karşıyakalıyı düşünen, parti içi işlerden ziyade Karşıyaka işlerine öncelik veren bir belediyecilik hizmetini hak etmektedir. Karşıyakalı önümüzdeki yerel seçimlerde bu sefer korku bezirgânlarının oyununa gelmeyecek, ortak değerlerimiz Cumhuriyet ve Laiklik üzerinden siyaset yapılmasına fırsat vermeyecek ve hizmet odaklı seçim yapacaktır. Onun için Sayın Durak’ın çok uzun vadeli koltuk planı yapmasını doğru bulmuyoruz. Bu nedenle önümüzdeki seçimler Karşıyaka’nın AK Belediyecilikle tanışacağı ve gerçek belediyecilik hizmetlerinin üretilmeye başlayacağı bir dönem olacaktır.