Yukarı
427450

Bakırhan 'Biz Ne İstiyoruz' Dedi, Tek Tek Sıraladı

27 Mayıs 2025 13:30

DEM Parti Eş Genel Başkanı Tuncer Bakırhan partisinin grup toplantısında konuştu. Konuşma öncesi MHP lideri Bahçeli'yle yapılan görüşmeye ilişkin, "İstişarelerimiz bundan sonra da devam edecek" diyen Bakırhan, "Bu ülkenin başkenti, dili ve bayrağıyla hiçbir zaman sorunumuz olmadı ve tartışma konumuz değil. Sesini duyuyorum o endişeleri olanların; 'Bunlar değilse siz ne istiyorsunuz?' diye soruyorlar. Derdimiz Türkiye'nin değerleriyle değil, rejimin demokratik olmayan karakteriyledir." dedi.

MHP lideri Bahçeli ile yapılan görüşmeye ilişkin değerlendirmelerle söze başlayan Bakırhan, "Önemli bir görüşme geçti. İstişarelerimize bundan sonra da devam edeceğiz." dedi.

Bakırhan'ın açıklamalarından öne çıkanlar şöyle:

Bizim rotamızı Türkiye halkları belirlesin. Demokratik bir cumhuriyet rotamız olsun. Bu topraklarda Türk var, Kürt var, Alevi var Sünni var. Bu toprakların bütün renklerine uygun bir yaklaşım içinde olabilirsek emin olun rotası en doğru yere sürüklenen bir yerde olabiliriz. Hepimiz bu ülkenin yurttaşlarıyız.

'HERKES DAHA CESUR OLMALI'

Demokratik bir Türkiye geçmişte bir hayaldi ama artık hayal değil. Tarihi bir dönemde olduğumuzu söyledik. Bu dönemde güven inşa etmek bu sürecin can damarıdır. Bu güveni tesis etmek için hepimize görev ve sorumluluklar düşüyor. En başta da AK Parti'ye, iktidar ve ortağına düşüyor. Yine bütün siyasi partilere düşüyor. Özellikle bu süreçte güveni tesis etmek, toplumu bu konuda ikna etmek bir pratik içinde olmamız gerekiyor. Bu konuda başta AK Parti olmak üzere deneyimli olan, geçmişte bu süreçlerde yer almış insanların da artık bu süreçte söz kurması gerekiyor, öne çıkması gerekiyor. Bu sürecin toplumsallaşması için, onların da sürece katkı sunacağı bir pratik içinde olması gerekiyor. Sadece DEM Parti değil herkes daha cesur olmalı.

Bu süreç sadece DEM Parti’nin omuzlarında taşınacak bir süreç değildir. Herkesin daha cesur olması, daha görünür bir biçimde inisiyatif alması gerekiyor. Eğer bugün konuşmayacaksak, ne zaman konuşacağız? Biz sahadayız. Gece gündüz demeden çalışıyoruz. Toplumsal rızayı büyütmek için emek veriyor, her platformda bu kutsal davayı anlatıyoruz.

Aynı şekilde MHP’nin de kendi teşkilatına ve tabanına süreci anlatmak için çaba gösterdiğini görüyoruz. Muhalefet partileri içinde de kıymetli çabalar mevcut. Ancak gittiğimiz her yerde halk bize çok net bir soru yöneltiyor: “Aylardır süreç başladı, peki iktidar neden bu kadar çekingen? Neden sahada yok? Seçim zamanı gelip oy isteyenler, şimdi neden Siirt’in Şirvan’ına, Kars’ın Digor’una uğramıyor? Barış için toplumsal rızayı büyütmek onların da görevi değil mi?” Biz de bu soruları soruyoruz.

Buradan iktidara bir kez daha sesleniyoruz: Toplumsal rızayı büyütmek sadece bizim işimiz mi? Bizim düşüncemiz nettir: AKP de daha fazla sorumluluk alabilir, cesaretle konuşabilir. Çözüm dilini daha çok kullanarak bu sürece katkı sunabilir.

'GÜVEN VERİCİ ADIMLAR ATILMALI'

Güven sadece sözle mi olur, sadece sözle olmaz. Güven verici adımların da atılması gerekiyor. Bugün bir yandan barışı konuşuyoruz. Bir yandan büyük bir acı yaşıyoruz. Hasta mahpuslar konusu acı bir gerçek. 415 günde bin 26 hasta tutsak yaşamını yitirmiş. Tedavi edilse belki bugün yaşayacaklardı. Onları bekleyen ailelerinin yanında olacaklardı. Her gün neredeyse iki cenaze çıkıyor.

HASTA TUTUKLULAR ÇAĞRISI

Yıllardır keyfi nedenlerle cezaevinde kalan binlerce insan adaletin aşınmasına neden oluyor. Bu sürecin odağında olan adalet duygusunu zedeleyen infaz kanunu yeniden düzenlenmeli, cezaevleri boşalmalıdır. Cezaevinde bulunan tutsakların aileleri çifte bayram yapmalıdır diyoruz.

Kayyum uygulaması demokrasiye aykırıdır. Barışın konuşulduğu süreçte artık bu kayyum belasından Türkiye kurtulmalıdır. Eskinin diliyle yeni bir dil kurulamaz. Eskinin diliyle yeni bir demokratik zemini oluşturamayız. Medyanın dili acilen değişmelidir. Halen sürece uygun olmayan zehirli bir dil kullanılıyor. Bilen bilmeyen herkes konuşuyor, yorum yapıyor. Aynı insanlar futbolu da yorumluyor, psikoloji de yorumluyor, iklim değişikliğini de anlatıyor, Kürt meselesini de anlatıyor. Artık Türkiye bu tür yaklaşımlardan kurtulmalıdır. Biz de, tabanımız da oldukça rahatsızız. Bu dilin en başta medyada çözülmesi gerekiyor. Barış dilde başlar, toplumda hayat bulur.

'DERDİMİZ TÜRKİYE'NİN DEĞERLERİYLE DEĞİL'

Çok net söylüyorum; bu ülkenin başkenti, dili ve bayrağıyla hiçbir zaman sorunumuz olmadı ve tartışma konumuz değil. Sesini duyuyorum o endişeleri olanların; 'Bunlar değilse siz ne istiyorsunuz?' diye soruyorlar bize. Derdimiz Türkiye'nin değerleriyle değil, rejimin demokratik olmayan karakteriyledir. Rejimin eşit yurttaş saymayan karakteriyledir. Altını çizerek ifade ediyorum: Biz, devlet artı demokrasi formülünü öneriyoruz.

Kürt'ün dilinin, kültürünün ve varlığının dışlanmadığı; Alevi'nin eşit yurttaş olacağı bir ülke istiyoruz. Demokratik, eşit vatandaşlık istiyoruz. Var mı burada kimseyi rahatsız edecek bir şey. Bütün farklılıkların zenginlik olarak görülmesini istiyoruz. Kötü bir şey mi istiyoruz. Hepimiz farklıyız ama aynı topraklar üzerinde yaşıyoruz. Niye birimiz daha üstün, birimiz farklılıklarından dolayı cezaya dönüşsün. Niye ben farklıyım dediğinde cezaevine atılsın. Bu topraklar hepimizin ortak vatanıdır.

Bazı vatandaşlar da soruyor; 'Demokrasiyi hedeflemeden barış olur mu?' Bizler bu sürecin menziline demokrasi ve hukuku koyduk. Bu sürecin özü, eşit bir kardeşlik hukuku ve demokratik toplumsal mutabakattır. Barış, demokratik topluma ulaşmamızı sağlayacak yegâne köprüdür. Ve bu köprüyü hep birlikte inşa etmeliyiz. Çünkü barış; solcuların, sekülerlerin, sağcıların, muhafazakarların, milliyetçilerin de hakkıdır.

'CUMHUR İTTİFAKI'YLA İŞ BİRLİĞİ' AÇIKLAMASI

Bazıları da bize sürekli, isteyerek ve bilerek bunu yapıyorlar, MHP ve AKP'yle iş birliği mi yapacaksınız diyorlar. Barış ve demokrasi bizden de Cumhur İttifakı'ndan da daha büyüktür. Barış ve demokrasi yolunda ucuz siyasi hesaplar ve çıkar oyunlarını reddediyoruz. Toplumun ve siyasetin barış ihtiyacını çözmeye kararlıyız. Hangi arkadaşımız konuşsa linç ediyorlar. Doğru mu yanlış mı bakmaksızın. Utanmasalar 'Çatışmalar sürsün, gençlerimizin cenazeleri gelsin' diyecekler. Bunlar ne barut sesi, ne kan kokusu duymuş değiller. Biz artık bu ülkenin gençlerinin tabutlarını omuzlamak istemiyoruz. Barışı omuzlamak istiyoruz. Yaşamın kutsallığına inanıyoruz.

Barış sadece Kürt'ün değil, barış sadece DEM Parti'nin değil, barış 86 milyonundur ve buna sahip çıkmamız gerektiğini belirtmek istiyorum. Sayın Öcalan'ın kardeşlik hukuku çağrısı yeni ve kalıcı bir toplumsal sözleşmenin ruhunu yansıtıyor.

Biz öyle kesinlikle pazarlık unsuru değil, olmayız da. Bu süreç de o süreç değil. Biz demokratik sürecin kurucu unsuruyuz. Bizden daha demokratik zemin mi var? Rotası demokrasi olana elimizi uzatırız, barışa gönül verene de yüreğimizi açarız. Ama ikisi de olmayanın karşısında da mücadele ederiz. Herkesi barış etrafında buluşmaya davet ediyoruz. Bu davet çok kutsal bir davettir.

Gerçek Gündem



Yorumlar

Bu haberde yorum bulunmamaktadir.

Yorum Ekle


Diğer Haberler

CHP Ankara İl Başkanı Ümit Erkol'dan önemli açıklama

Türkiye'nin gözü Ankara'ya çevrildi. CHP kurultay davası başladı. Duruşma öncesi CHP Ankara İl Başkanı Ümit Erkol basın mensuplarına açıklamalarda bulundu. CHP'nin 38. Olağan Kurultayı'nı...

3 milyar 150 milyon TL işlem hacimleri vardı: 230 kişi gözaltında

İçişleri Bakanı Ali Yerlikaya, "12 ilde 12 ayrı Dolandırıcı Organize Suç Örgütüne yönelik Jandarmamız tarafından düzenlediğimiz operasyonlarımızda; hesaplarında 3 Milyar 150 Milyon TL işl...


Tüm Türkiye nefesini tuttu: Milyonların gözü kurultay davasında

Türkiye’nin gözü, kulağı bugün Ankara 42. Asliye Hukuk Mahkemesi’nde görülecek bir davada. CHP'de 38. Olağan Kurultayı'nın iptali istemiyle açılan davada; "mutlak butlan" kararı, kayyum a...

Erdoğan imzaladı, Kerim Boran ve Naci Kılıç affedildi

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın imzasıyla, Anayasa'nın 104. maddesinin 16'ncı fıkrası uyarınca, 81 yaşındaki Kerim Boran'ın kalan cezası sürekli hastalık ve kocama; 54 yaşındaki Nac...


'Mutlak butlan' davasına AKP'den itiraz

Yüksek Seçim Kurulu CHP temsilcisi Mehmet Hadimi Yakupoğlu, AKP temsilcisi Recep Özel ve İYİ Parti temsilcisi Mustafa Tolga Öztürk, mahkemenin CHP kurultayıyla ilgili davaya bakmasının ya...

İmamoğlu: Milletimin büyük gönlünde ferahlamaya devam edeceğim

Dilek İmamoğlu, Silivri Cezaevi'nde tutuklu olan CHP'nin Cumhurbaşkanı Adayı, görevden alınan Türkiye Belediyeler Birliği ve İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı Ekrem İmamoğlu'nu ziyaret...


MHP, yeni süreç için sahaya iniyor: 81 ili dolaşacak

MHP, partinin genel başkanı Devlet Bahçeli'nin talimatıyla 81 ilde 'Terörsüz Türkiye' toplantıları düzenleme başlayacak. MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli'nin 22 Ekim'deki konuşmasının ard...

Özgür Özel'in 'Mücadele' Mesajı Ayakta Alkışlandı: 'Asla Vazgeçmeyeceğiz'

CHP Genel Başkanı Özgür Özel, Berlin’de düzenlenen Almanya Sosyal Demokrat Partisi’nin (SPD) Kongresi’nde yaptığı konuşmada, 19 Mart’tan itibaren Türkiye’de yaşanan süreci darbe olarak ad...


Eski bakan yardımcısı 8 ayrı yerden maaş alıyormuş!

CHP'li Akay, eski Ticaret Bakan Yardımcısı Rıza Tuna Turagay'ın 8 ayrı şirkette yönetim kurulu üyesi olduğunu iddia etti. CHP Karabük Milletvekili Cevdet Akay, eski Ticaret Bakan Yardımcı...

SOSYAL MEDYA


MAGAZİN

Ege Kökenli’den Günler Sonra İlk Paylaşım!

Kucağına almaya gün saydığı bebeğini ani bir şekilde kaybeden ünlü oyuncu Ege Kökenli’den kahreden haberden haftalar sonra yürek yakan bir paylaşım geldi. Ünlü oyuncu “Acı geçmiyor. Ama z...

TEKNOLOJİ

EDİTÖR'ÜN SEÇTİKLERİ

Sıcak havalarda gazlı içecek tüketmek susuzluğu artırıyor

Sıcak havalarda özellikle bilinçsiz gazlı içecek tüketmenin sağlığı tehlikeye attığını belirten Diyetisyen Mısra Beste Köleoğlu, “Gazlı içeceklerdeki kafein idrar söktürücü etki yapar, bu da su kaybını artırır. Şeker oranı yüksek bu içecekler kan şekerinde dalgalanmalara da yol açabilir. Özellikle diyabet, hipertansiyon ve böbrek hastalığı olanlar için bu içecekler risklidir” dedi.

ÇOK YORUMLANANLAR

ÇOK OKUNANLAR