
Depremzede kadınlar hayata ‘bebekle’ sarılmak istiyor
Deprem bölgesinde görev yapan hekimler; evlatlarını kaybeden ya da düşük yapan kadınların; çadırda da yaşasa ileri yaşta da olsa yeniden çocuk yapmaya çabaladığına dikkat çekti ve “Bu onlar için hayata tutunma sebebi’’ yorumunu yaptı.
Kahramanmaraş merkezli depremin üzerinden yaklaşık 4 ay geçti. Depremzedeler yaralarını sarmaya çalışırken; bölgedeki kadın öyküleri KKTC'de düzenlenen 20'nci Türk Jinekoloji ve Obstetrik Derneği (TJOD) Kongresi'ne de yansıdı. Kahramanmaraş, Gaziantep, Malatya, Adıyaman ve Hatay'da görev yapan kadın hastalıkları ve doğum uzmanı hekimler ölüm ile doğum arasında yaşadıkları gelgitleri ve ailelerin hayata tutunma çabalarını anlattı. İşte onlar arasında yer alan üç hekim ve açıklamaları…
Zor koşullara rağmen anne olmak istiyorlar
1999 yılında İstanbul, 2011'de de Van depremlerini yaşadığını ancak 6 Şubat'takinin hepsinden şiddetli olduğunu belirten Kahramanmaraş Sütçü İmam Üniversitesi Tıp Fakültesi Hastanesi Kadın Hastalıkları-Doğum Uzmanı ve TJOD Kahramanmaraş Şube Başkanı Prof. Dr. Murat Bakacak, deprem anında ve sonrasında yaşadıklarını şöyle dile getirdi: ‘‘Deprem sırasında bir yandan ailemi kurtarmaya çalışıp; bir yandan da işimi, o gün yapacağım ameliyatları düşünürken, bir süre sonra depremin acı boyutlarını öğrendim. Depremden bir saat sonra hastanedeki görevimin başındaydım. Kadın doğum hekimiyim ama depremzedelere yardım için oradaydım. Bir süre sonra hekim arkadaşlarımızı kaybettiğimizi duydum. Hastalarımdan da kayıplar oldu. 10 yıllık evlat hasretinin ardından üçüz sahibi olan hastamı ve bebeklerini kaybettik. Yine 20 yıl sonra ikiz bebekleri olan ve 1 yaşına gelen hastamın bebekleri ve eşi hayatını kaybetti. 17 yıldır evlat sahibi olamayan bir hastam ise depremde 7 aylık hamileydi. Enkazdan kurtarıldı ve 1 ay önce doğum yaptı. Bu arada depremden 1 gün sonra bir masayı ameliyat masasına çevirdik. Strelizasyon olmadan telefon ışığı altında sezaryenle doğum yaptırdım. Bu arada insanlar normalleşmek adına zor koşullara rağmen yoğun şekilde çocuk sahibi olmaya çalışıyor. Ev yok, çoğu aile akrabalarının yanında kalıyor, bir çadırda 3-5 aile kalıyor. Yine de çadırda da yaşasa, ileri yaşta da olsa kadınlar hayata tutunmak için çocuk istiyor. 3 çocuğu olan ama dördüncü, beşinci çocuğu yapmaya çalışan hastalarımız da var.”
Çocuklarını kaybeden ileri yaştaki kadınlar tüp bebek tedavisine başvuruyor
Türk Jinekoloji ve Obstetrik Derneği (TJOD) Başkanı Prof. Dr. Bülent Tıraş da deprem bölgesinde anne olmak isteyen kadın sayısındaki artışın 1999 İstanbul depreminden sonra da yaşandığını belirterek, şu tespiti yaptı: “Örneğin Kocaeli'de tüp bebek servislerine başvuru oranının arttığı görülmüştü. Bunda depreme direnme, varoluşlarını sürdürme ve çocuklarını kaybedenlerin çocuk yapma arzularının rolü büyüktü. 6 Şubat depreminden sağ kurtulan çiftler de hayatla bağlantılarını koparmamak, kaybettikleri yakınlarının yerine koyabilmek için çocuk sahibi olmak istiyor: Depremde evlatlarını kaybeden ileri yaştaki kadınlar da tüp bebek tedavisi için bize başvuruyor. Deprem öncesi tüplerini bağlatanlar bile yeniden gebelik düşünüyor.”
Anne adayları ve doğum yapanlar mutlu
Adıyaman Üniversitesi Eğitim ve Araştırma Hastanesi Kadın Hastalıkları ve Doğum Uzmanı Doç. Dr. Talip Karaçor, yaşadıklarını anlatırken o anları adeta yeniden yaşadı. Zaman zaman gözleri doldu. Depremin şiddetiyle uyandığında evinin toz duman içinde kaldığını belirten Karaçor, sözlerine şöyle devam etti: ‘‘Komşu dairelerle aramızdaki duvarlar bile yıkılmıştı. Herkes anne, baba, yavrum diye feryat ediyordu. Her yerimiz kesikler içindeydi. Hava aşırı soğuk, her yer zifiri karanlıktı. Evden güçlükle çıktık. Ertesi gün gördüklerimiz Piyanist filminin hafızalara kazınan acı sahnesini andırıyordu. Çalıştığım hastane kullanılamaz durumdaydı. Acil hastalara ameliyat yapamadık. Şimdi esnek çalışıyor ve sadece sezaryen doğumları yaptırabiliyoruz. Deprem zamanı strese bağlı çok sayıda da düşük oldu. Ancak 6 Şubat sonrasında çocuklarını dünyaya getirenler mutlu. Çünkü bunu neslin devamı gibi düşünüyor, acılarını böyle hafifletiyorlar. Bir de ölenlerin, kayıpların adını böyle yaşatmaya çalışıyorlar.”
Doğum sevinci ile ölüm acısını aynı anda yaşadım
Depreme üniversite lojmanında yakalandığını belirten Malatya İnönü Üniversitesi Turgut Özal Tıp Merkezi Kadın Hastalıkları ve Doğum Uzmanı Prof. Dr. Ercan Yılmaz, yaşadıklarını şöyle anlattı: ‘‘Çok uzun bir depremdi. Şimdi bitecek desek de arkasından yeni bir deprem dalgası geldi. Sonra güçlükle dışarı çıktık. Depremin olduğu gece bir sezaryene girdim. Yan taraftaki ameliyathanede ampütasyon yapılan bir kadın vardı. Hayatını kaybetti. Bir yanda doğum, bir yanda ölüm vardı. İkisini aynı anda yaşadım. İki uç arasında gidip, geldik.''
Sözcü
Yorum Ekle
Diğer Haberler
Sıvı kaybı böbreklerde hasara yol açıyor
Sıcak havalarda böbrek sağlığının daha fazla dikkat gerektirdiğini söyleyen Nefroloji Uzmanı Dr. Merve Aktar, “Yaz aylarında artan hava sıcaklıklarıyla birlikte terleme yoluyla ciddi mikt...
Bu 3 sessiz belirti sizde varsa kahve sağlığınızı tehdit ediyor olabilir!
Sabah kahvesi olmadan uyanamayanlardan mısınız? Gün boyunca fincandan fincana koşuyorsanız dikkat! Kahvenin fazlası vücutta beklenmedik tepkilere yol açabilir. Birçoğumuz için kahve, güne...
119 ülkede görüldü, yayılıyor: Milyonlarca kişi tehlikede!
Hiçbir sınır tanımadan hızla yayılan tehlike, uzmanları bile alarma geçirdi. Görüldüğü ülke sayısı 100’ü aştı, vaka sayıları tırmanıyor. DSÖ ilk kez kapsamlı bir tedavi kılavuzu yayımladı...
Soğuk su içmek bizi hasta eder mi?
Çukurova Üniversitesi (ÇÜ) Tıp Fakültesi Enfeksiyon Hastalıkları Anabilim Dalı Öğretim Üyesi Doç. Dr. Aslıhan Candevir, kavurucu sıcaklarda sıvı kaybına karşı su tüketiminin önemini vurgu...
Kalbiniz kaç yaşında?
“Kalbin biyolojik yaşı” takvim yaşından farklı olarak kalbin yaşlanma hızını gösteren bir kavramdır. Yani kalbin yaşı, kalbin kaç kere attığıyla değil, nasıl attığıyla ölçülür. Bazen 40 y...
Beyniniz ne durumda?
Günümüzde yaşam süresi uzasa da buna paralel olarak alzheimer, parkinson gibi hastalıklar da artıyor… Pek çok insan 70-80’lerinde bunama sorunu yaşıyor. Dolayısıyla günümüzde ‘longevity’ ...
Tehlikeli yükseklik: Gizli hipertansiyon
Tansiyonu olduğunu bilmeyen milyonlarca kişi, kalp krizi ve felç riskiyle yaşadığının farkında değil. Tansiyon değeriniz normal olsa bile gizli hipertansiyonunuz olabilir. Özellikle sabah...
Yorgun, gergin, huzursuz musunuz? Nedeni bu olabilir
Yaz aylarında artan sıcaklıklarla birlikte vücudun su ihtiyacı da yükseliyor. Uzmanlar, yeterli su tüketiminin sadece fiziksel sağlık için değil, ruhsal denge ve stres kontrolü açısından ...
Gençsin ama risk altındasın, bu belirtiye dikkat!
Kardiyoloji Uzmanı Dr. Onur Yıldırım, hipertansiyonun yalnızca yaşlıları değil, genç bireyleri de tehdit ettiğini vurguladı. 40 yaş altındaki bireylerde hipertansiyon oranının yüzde 9 ila...
SOSYAL MEDYA
MAGAZİN
Somer Sivrioğlu 25 yaş küçük sevgilisiyle havuzda aşka geldi
Somer Sivrioğlu 25 yaş küçük sevgilisi Tilbe Uslu ile tatil pozlarını paylaştı. İkili havuzda birbirlerine karpuz yedirip aşka geldi. MasterChef Türkiye'nin sevilen jüri üyelerinden Somer...
TEKNOLOJİ
EDİTÖR'ÜN SEÇTİKLERİ
Sıvı kaybı böbreklerde hasara yol açıyor
Sıcak havalarda böbrek sağlığının daha fazla dikkat gerektirdiğini söyleyen Nefroloji Uzmanı Dr. Merve Aktar, “Yaz aylarında artan hava sıcaklıklarıyla birlikte terleme yoluyla ciddi miktarda sıvı kaybı yaşanır. Bu durum, böbreklere gelen kan akımının azalmasına ve atık maddelerin yeterince süzülememesine neden olabilir’’ dedi.
Yorumlar
Bu haberde yorum bulunmamaktadir.