Yukarı
     SON DAKİKA     

Netanyahu Hastaneye Kaldırıldı

379176

Hormon bozuculardan nasıl korunabiliriz?

12 Nisan 2023 09:45

Günlük yaşamda yediğimiz, içtiğimiz, giydiğimiz ve kullandığımız pek çok ürünle adeta kimyasal madde hücumuna uğruyoruz. Bu yüzden hormonal dengemizin bozulduğuna, kısırlıktan diyabete kadar birçok sağlık sorunuyla karşı karşıya kaldığımıza dikkat çeken Çocuk Endokrinoloji Uzmanı Prof. Dr. Atilla Büyükgebiz, alabileceğimiz önlemleri sıraladı.

Hormonlar büyüme-gelişmeden zihinsel fonksiyonlara, üremeden bağışıklığa kadar vücuttaki birçok süreçte önemli rol oynuyor. Bazı dış etkenler ise hormonlarımızın salınımını bozarak, ciddi sağlık sorunlarına davetiye çıkarabiliyor. Çocuk Endokrinoloji Uzmanı Prof. Dr. Atilla Büyükgebiz, günlük yaşamda sıkça karşılaştığımız hormon bozucuların çocuk ve yetişkin sağlığına etkilerini ve bunlardan korunma yollarını şöyle anlattı:

Atilla Büyükgebiz

Sağlığımızı nasıl etkiler?

Hormon bozucular solunumla, yediğimiz yemeklerle, içtiğimiz sıvılarla, soluduğumuz havayla, giydiğimiz kıyafetlerle ve günlük yaşamda sıkça kullandığımız kozmetik, temizlik maddeleri gibi ürünlerle vücudumuza girerek; hormonlarımızı alt üst eden kimyasal maddelerdir. Bu zehirli maddeler zamanla hormonlarımızın salınımlarını bozarak etkilerini azaltır veya artırırlar.

Hangi sorunlara yol açar?

Hormon bozucular tiroit fonksiyonlarını bozabilir. Erken ergenliğe, otizme ve hiperaktiviteye neden olabilir. Erkeklerde sperm sayısını azaltarak kısırlık yapabilir. Ayrıca sık hasta olmaya, kemik yaşını ilerleterek boy kısalığına yol açabilir. Östrojene benzer etkiler göstererek kadınlarda adet düzensizliği yapabilir. İnsülin salınımını bozarak diyabete neden olabilir. Tabii kanserojen etki de yapabilir.

Böyle önlem alın

Vücudumuzda belli ölçülerde var olan hormon bozucu maddeler yüksek dozlarda etkilerini göstermeye başlar. Hem çocuklarımız hem de kendimiz için hormon bozucuların etkilerini minimuma indirmek için şu noktalara dikkat etmeliyiz.

1 – Ellerinizi sık sık yıkayın

Ellerimiz gerek evde, gerek iş yaşamında gerekse dışarıda kimyasallarla sıkça temas halindendir. Özellikle yemek öncesi el yıkamak zararlı maddelerin temizlenmesi için önemlidir.

2 – Yediklerinize dikkat edin

Özellikle hayvansal gıda tüketirken, hayvanların yağ dokusu içinde zararlı kimyasalların bulunabileceğini unutmamalıyız. Sebze ve meyve ağırlıklı beslenmek daha sağlıklıdır ancak bu gıdalarda da böcek ilacı kalıntılarının olabileceği unutulmamalıdır. Sebze meyveyi mevsim dışı, ilaçtan arındırmadan ve çok miktarda tüketirsek hormon bozucu etkisi kaçınılmazdır. Çilek, elma, kiraz, ıspanak, üzüm, patates, biber ve şeftali diğer sebze ve meyvelere göre böcek ilaçlarından daha fazla etkilenir. Katkılı ve GDO'lu gıdalar da zararlıdır. Bu nedenle ne yediğimize çok dikkat etmeli, mümkünse organik gıdalar tüketmeliyiz. Öte yandan ağır metal ve mikroplastik oranları daha düşük olan hamsi, palamut, istavrit gibi yüzey balıklarını tercih etmeliyiz.

3 – Plastiklerden uzak durun

Mümkünse bütün plastikleri hayatımızdan çıkartmalı ya da azaltmak için önlem almalıyız. Yiyecekler için cam veya paslanmaz çelik kapları tercih etmeliyiz. Mikrodalga fırında plastik kaplar kullanmamalıyız. Pet şişeler de önemli bir sorundur. Deniz ve kara yaşamını tehdit etmektedir. Su damacanalarının da 3 ve 7 numaralı plastikleri Bisfenol A içerir. Özellikle plastik kapların ve plastik su damacanalarının aşırı sıcağa ya da güneş ışınlarına maruz kalmaları önlenmelidir. Aslında pet şişe kullanımı azaltılabilir ve su arıtma cihazları kullanılarak, plastik damacana kullanımının önüne geçilebilir. Su arıtma cihazı ile musluk suları filtrelenerek arıtılabilir. Ayrıca çocuklarımız için yumuşak plastik oyuncaklar yerine pamuklu veya tahta olanlarını tercih etmeliyiz.

4 – Ev hijyenine özen gösterin

Ev aletlerinin üretim sırasında alev almasını önleyici kimyasallar kullanılır. Örneğin; saç kurutma makinesi, yatak, kanepe, çocuk oyuncakları gibi. Bu ürünlerdeki kimyasallar ev yüzeyine yapışabilir ve özellikle tiroit fonksiyonlarını bozabilir. Yer temizliğinde ıslak paspas yapmak, yüzeye yapışan bu maddelerin temizlenmesine yardımcı olur. Yani yüzey temizleyiciler yerine sadece ıslak bez ya da paspas kullanın. Hepa filtreli elektrikli süpürge kullanmak da alınacak doğru önlemler arasındadır. Temizlik maddelerinde de mümkünse doğal değilse merdiven altı olmayan ürünleri tercih edin. Oda kokusu kullanmayın. Pencereleri sık sık açarak ortamı havalandırın.

5 – Teflon tavaları aşırı ısıtmayın

Teflon tencere ve tavalarda böbrek ve karaciğere zarar veren perflorooktanik asit (PFOA) isimli madde yerine politetrafloroetilen (PTFE) isimli genellikle zararsız bir madde kullanılmaya başladı. Ancak 300 derece üstü ısılarda bu madde de toksik olabilir. Teflonları boşken ısıtmayın. İçinde mutlaka yağ ve yemek olsun. Az, orta ateş kullanın. Buharlaşmanın etkisinden kurtulmak için mutfağınız sık sık havalandırın.

6 – Parfümü cildinize sıkmayın

Parfüm ve deodorantlar ticari olarak üretim aşamasında formülleri saklanan maddelerdir ancak içlerinde fitalatların kullanıldığını biliyoruz. Fitalatlar hormon bozucudur ve yüksek miktarlarda sağlığa zararlıdır. Bu nedenle az doza maruz kalmak için parfüm ve deodorant kullandığınızda çok fazla püskürtmeyin ve cildiniz yerine az miktarda giysinize sürün. Kullandığınız krem gibi kozmetik ürünlerin de kokusuz ve doğal olanlarını tercih edin.

Sözcü



Yorumlar

Bu haberde yorum bulunmamaktadir.

Yorum Ekle


Diğer Haberler

Sıvı kaybı böbreklerde hasara yol açıyor

Sıcak havalarda böbrek sağlığının daha fazla dikkat gerektirdiğini söyleyen Nefroloji Uzmanı Dr. Merve Aktar, “Yaz aylarında artan hava sıcaklıklarıyla birlikte terleme yoluyla ciddi mikt...

Bu 3 sessiz belirti sizde varsa kahve sağlığınızı tehdit ediyor olabilir!

Sabah kahvesi olmadan uyanamayanlardan mısınız? Gün boyunca fincandan fincana koşuyorsanız dikkat! Kahvenin fazlası vücutta beklenmedik tepkilere yol açabilir. Birçoğumuz için kahve, güne...


119 ülkede görüldü, yayılıyor: Milyonlarca kişi tehlikede!

Hiçbir sınır tanımadan hızla yayılan tehlike, uzmanları bile alarma geçirdi. Görüldüğü ülke sayısı 100’ü aştı, vaka sayıları tırmanıyor. DSÖ ilk kez kapsamlı bir tedavi kılavuzu yayımladı...

Soğuk su içmek bizi hasta eder mi?

Çukurova Üniversitesi (ÇÜ) Tıp Fakültesi Enfeksiyon Hastalıkları Anabilim Dalı Öğretim Üyesi Doç. Dr. Aslıhan Candevir, kavurucu sıcaklarda sıvı kaybına karşı su tüketiminin önemini vurgu...


Kalbiniz kaç yaşında?

“Kalbin biyolojik yaşı” takvim yaşından farklı olarak kalbin yaşlanma hızını gösteren bir kavramdır. Yani kalbin yaşı, kalbin kaç kere attığıyla değil, nasıl attığıyla ölçülür. Bazen 40 y...

Beyniniz ne durumda?

Günümüzde yaşam süresi uzasa da buna paralel olarak alzheimer, parkinson gibi hastalıklar da artıyor… Pek çok insan 70-80’lerinde bunama sorunu yaşıyor. Dolayısıyla günümüzde ‘longevity’ ...


Tehlikeli yükseklik: Gizli hipertansiyon

Tansiyonu olduğunu bilmeyen milyonlarca kişi, kalp krizi ve felç riskiyle yaşadığının farkında değil. Tansiyon değeriniz normal olsa bile gizli hipertansiyonunuz olabilir. Özellikle sabah...

Yorgun, gergin, huzursuz musunuz? Nedeni bu olabilir

Yaz aylarında artan sıcaklıklarla birlikte vücudun su ihtiyacı da yükseliyor. Uzmanlar, yeterli su tüketiminin sadece fiziksel sağlık için değil, ruhsal denge ve stres kontrolü açısından ...


Gençsin ama risk altındasın, bu belirtiye dikkat!

Kardiyoloji Uzmanı Dr. Onur Yıldırım, hipertansiyonun yalnızca yaşlıları değil, genç bireyleri de tehdit ettiğini vurguladı. 40 yaş altındaki bireylerde hipertansiyon oranının yüzde 9 ila...

SOSYAL MEDYA


MAGAZİN

Somer Sivrioğlu 25 yaş küçük sevgilisiyle havuzda aşka geldi

Somer Sivrioğlu 25 yaş küçük sevgilisi Tilbe Uslu ile tatil pozlarını paylaştı. İkili havuzda birbirlerine karpuz yedirip aşka geldi. MasterChef Türkiye'nin sevilen jüri üyelerinden Somer...

TEKNOLOJİ

EDİTÖR'ÜN SEÇTİKLERİ

Sıvı kaybı böbreklerde hasara yol açıyor

Sıcak havalarda böbrek sağlığının daha fazla dikkat gerektirdiğini söyleyen Nefroloji Uzmanı Dr. Merve Aktar, “Yaz aylarında artan hava sıcaklıklarıyla birlikte terleme yoluyla ciddi miktarda sıvı kaybı yaşanır. Bu durum, böbreklere gelen kan akımının azalmasına ve atık maddelerin yeterince süzülememesine neden olabilir’’ dedi.

ÇOK YORUMLANANLAR

ÇOK OKUNANLAR