Yukarı
166642

Ege, Organ Naklinde Dünya Standartlarında

29 Aralık 2016 15:10

Ege Üniversitesi Organ Nakli Koordinatörü Uzman Hemşire Nurşen Altuğ,  organ nakli merkezinde 2016 yılında 15 tane kalp, 12 tane karaciğer, 105 tane de böbrek naklinin gerçekleştirildiğini ifade etti. Organ Nakli Merkezi’nde belli bir ivme yakaladıklarını ve onu sürdürdüklerini belirten Uzm. Hem. Altuğ, “Organ nakli için merkezimize başvuran hasta sayısı belli. Geçen yıllarda yapılan organ nakli oranlarının altına da inmiyoruz çok üstüne de çıkmıyoruz. Çünkü kapasitesi belli.” diye konuştu.

MERKEZ ORGAN NAKLİ BAŞARISINDA İSTİKRARINI KORUYOR

Eski ve köklü bir nakil merkezi durumunda olan Ege Üniversitesi Tıp Fakültesi Eğitim ve Araştırma Hastanesi Organ Nakli Merkezi, şu an dünyanın belirlediği başarı standartları ve Avrupa’da karaciğer ve böbrek naklinde standardı yakalamış bir merkez konumunda.

Uzm. Hem. Altuğ, organ nakli sonuçlarının ise genellikle yüz güldürücü olduğunu belirtti. “Organ naklinde yüzde 80-90 oranında başarılı olanlar var. Tabi arada hasta kayıpları da yaşanıyor. Ancak greft kayıpları da oluyor. Ama tabi ki bu durumda elde edilen başarının yanında yaşanan kayıplar çok küçümsenecek rakamlar.” şeklinde konuştu.

“KADAVRA NAKLİ TÜRKİYE’NİN SORUNU”

Kalp naklinde kadavra donörden başka şanslarının olmadığını dile getiren Uzm. Hem. Altuğ, 12 tane karaciğer naklinden 1 tanesinin canlı, 11 tanesinin kadavra vericiyle, 105 tane börek naklinden 71’inin canlı, 34’ünün de kadavra verici kullanılarak gerçekleştirildiğine dikkat çekti.

Kadavra donör bulmakta zorluk çektiklerini belirten Uzm. Hem. Altuğ, canlı donör bulmakta daha iyi olduklarını vurguladı. Altuğ, “Kadavra donör zaten Türkiye’deki bütün nakil yapan merkezlerin büyük bir sorunu. Bu nedenle herkes canlı donöre yönelmiş durumda. Bizde de bu nedenle yapılan bağışların oranı çok düşük.” dedi. Uzm. Hem. Altuğ, akrabalarına ya da tanıdıklarına organ bağışı yapan kişilerin sayısının, öldükten sonra organ bağışı yapan kişilerin sayısından fazla olduğunu belirtti.

“SÖZLÜ İZİN YAZILI İZİNDEN DAHA ÖNEMLİ”

Ölen her kişini organını kullanamadıklarını söyleyen Uzm. Hem. Altuğ, bir kişinin organlarının kullanılabilmesi için yoğun bakımda ve solunum cihazına bağlıyken beyin ölümünün gerçekleşmesi gerektiğini açıkladı. Türkiye genelinde bu şekilde ölenlerin sayısının 300-500 civarında olduğunu ve yıllar içerisinde aşağı yukarı değiştiğini vurgulayan Uzm. Hem. Altuğ, “Hepsinin ailesiyle görüşüldü. Bu şekilde ölenlerin sayısı arttı ama bağış oranları değişmiyor. İnsanların sadece yüzde 20-25’i organ bağışında bulunuyor. Dolayısıyla total rakam arttığı için kadavra donör sayımız artmış gibi görünüyor. Ama bağış oranlarımız artmıyor.” şeklinde konuşmasını sürdürdü.

Uzm. Hem. Altuğ, hastalardan ölmeden önce imzalı izin alsalar dahi öldükten sonra yakınlarının tekrar rızasını aldıkları belirtirken, “Bizim için sözlü izin, yazılı izinden daha önemli” diyerek sözlerini noktaladı.



Yorumlar

Bu haberde yorum bulunmamaktadir.

Yorum Ekle


Diğer Haberler

Gizli pandemi: Lyme

425’den fazla hastalığı taklit eden ve teşhis edilmesi bu yüzden zor olan Lyme hastalığı ‘gizli bir salgın’ olarak nitelendiriliyor. Geçmişte kenelerden bulaştığı düşünülen hastalığın bit...

Sadece bu 6 kuralı hayatınıza sokun yeter

Kilo vermek artık sancılı diyetlere bağlı değil; uzmanlar, sadece hayatınıza katacağınız 6 basit kuralın zayıflama sürecinde mucizevi fark yaratabileceğini söylüyor. Düşük karbonhidrat, k...


Sıvı kaybı böbreklerde hasara yol açıyor

Sıcak havalarda böbrek sağlığının daha fazla dikkat gerektirdiğini söyleyen Nefroloji Uzmanı Dr. Merve Aktar, “Yaz aylarında artan hava sıcaklıklarıyla birlikte terleme yoluyla ciddi mikt...

Bu 3 sessiz belirti sizde varsa kahve sağlığınızı tehdit ediyor olabilir!

Sabah kahvesi olmadan uyanamayanlardan mısınız? Gün boyunca fincandan fincana koşuyorsanız dikkat! Kahvenin fazlası vücutta beklenmedik tepkilere yol açabilir. Birçoğumuz için kahve, güne...


119 ülkede görüldü, yayılıyor: Milyonlarca kişi tehlikede!

Hiçbir sınır tanımadan hızla yayılan tehlike, uzmanları bile alarma geçirdi. Görüldüğü ülke sayısı 100’ü aştı, vaka sayıları tırmanıyor. DSÖ ilk kez kapsamlı bir tedavi kılavuzu yayımladı...

Soğuk su içmek bizi hasta eder mi?

Çukurova Üniversitesi (ÇÜ) Tıp Fakültesi Enfeksiyon Hastalıkları Anabilim Dalı Öğretim Üyesi Doç. Dr. Aslıhan Candevir, kavurucu sıcaklarda sıvı kaybına karşı su tüketiminin önemini vurgu...


Kalbiniz kaç yaşında?

“Kalbin biyolojik yaşı” takvim yaşından farklı olarak kalbin yaşlanma hızını gösteren bir kavramdır. Yani kalbin yaşı, kalbin kaç kere attığıyla değil, nasıl attığıyla ölçülür. Bazen 40 y...

Beyniniz ne durumda?

Günümüzde yaşam süresi uzasa da buna paralel olarak alzheimer, parkinson gibi hastalıklar da artıyor… Pek çok insan 70-80’lerinde bunama sorunu yaşıyor. Dolayısıyla günümüzde ‘longevity’ ...


Tehlikeli yükseklik: Gizli hipertansiyon

Tansiyonu olduğunu bilmeyen milyonlarca kişi, kalp krizi ve felç riskiyle yaşadığının farkında değil. Tansiyon değeriniz normal olsa bile gizli hipertansiyonunuz olabilir. Özellikle sabah...

SOSYAL MEDYA


MAGAZİN

Ata Demirer'i mayosunun cebinden çıkan not duygulandırdı

Cunda'da tatil yapan komedyen ve oyuncu Ata Demirer'i mayosunun cebinden çıkan not duygulandırdı. 30 kilo veren Ata Demirer konuk olduğu bir programda nasıl zayıfladığını anlatmıştı. 30 k...

TEKNOLOJİ

EDİTÖR'ÜN SEÇTİKLERİ

Gizli pandemi: Lyme

425’den fazla hastalığı taklit eden ve teşhis edilmesi bu yüzden zor olan Lyme hastalığı ‘gizli bir salgın’ olarak nitelendiriliyor. Geçmişte kenelerden bulaştığı düşünülen hastalığın bit, pire, sivrisinek, tahtakurusu gibi kan emicilerden de geçtiği belirtiliyor.

ÇOK YORUMLANANLAR

ÇOK OKUNANLAR