ingiltere'den Türk Vatandaslara Kötü Haber

“Türkiye artık, yasadışı göç konusunda transit ülke olmaktan çıktı. Büyüyen ekonomisiyle, artık, yasadışı göçmenler açısından çok çekici bir hedef ülke haline geldi..”

“Türkiye’de risk profili uzmanlarını eğiteceğiz…”

Bu sözleri söyleyen kişi, İngiltere’nin sınır güvenliği konusundaki en etkili isimlerinden.

İngiltere’nin sınırların güvenliği ve kontrolünden sorumlu Sınır Ajansı’nın Başkan Yardımcısı “Türkiye’de risk profili uzmanlarını eğiteceğiz…”

İngiltere, yıllardır, hatta belki yüzyıllardır, dünyanın en çok göç alan ülkesi.

Tabii, sınır güvenliği uygulamaları yüzyıllardan gelen tecrübeyle oluşturulmuş.

Şimdi İngiltere, bu tecrübeyi, artık yasadışı göçmenler açısından “hedef ülke” olan Türkiye ile paylaşacak.

Çok ilginç, hiç duymadığım uygulamalar var.

Mesela “risk profili”;

Hemen “nedir bu risk profili?” diye soruyorum.

Sedwick yanıt veriyor;

“Daha göçmenler sınır kapılarına gelmeden, vize alma aşamasında başlıyor uygulama. Gösterdikleri belgeler, uçak biletleri tek tek inceleniyor. Ve bunlardan yola çıkarak, kişinin gerçekten söylediği amaçla mı, yoksa yasadışı işçi olmak için mi geldiği belirleniyor. Yani başvuruda bulunan kişilerin risk profili çıkarılıyor…”

“Risk profili” uzmanları, kişinin doğru söyleyip söylemediğini daha ilk başvurusunda incelemeye alıyorlar. Sonra sınırda, yine benzer eğitimi almış kişiler bir kontrol daha yapıyorlar.

Sadece bu kadar da değil;

Mesela, “dil uzmanları” da var İngiltere-Türkiye işbirliği çerçevesinde yetiştirilecek;

Onlar da, ülkeye gelmek isteyen kişinin kendisi hakkında verdiği bilgilerin doğru olup olmadığını, kullandığı sözcüklerden, lehçeden çıkarıyorlar.

Bunlar sadece birkaç örnek.

Projeler kapsamında, Türk jandarmasına gelen yasadışı göçmenlerle iletişim eğitimi verilmesinden, yeni “göçmen kabul merkezleri” kurulması da var.

“İngiltere, bu ve benzeri projeler için sadece geçen yıl Türkiye’yle işbirliği için yarım milyon Pound ayırdı” diye anlatıyor Jonathan Sedwick.

Peki neden bu işbirliği?

Bu sorunun yanıtı da açık;

“Türkiye’nin kilit bir coğrafi pozisyonu var” diyor Sedwick, “Tam bir kesişme noktasında…”

Yani, Türkiye her ne kadar kendisi göçmen çeken bir ülke haline de dönüşse, yasadışı göçmenler açısından Avrupa’ya geçişte hala “en çok kullanılan ülkeler” arasında.

Üstelik, Avrupa Birliği’ne girmek için üyelik müzakerelerini sürdürüyor.

İşte Avrupalılar da, bu yasadışı göçmenler daha kendi sınırlarına girmeden, onları durdurmanın yollarını arıyorlar. Türkiye’yle yapılan yoğun işbirliğinin nedeni de bu.

VE KÖTÜ HABER…

Her ne kadar müzakereler sürse de, Türkiye Avrupa Birliği üyesi değil. Bu nedenle de, hala AB ülkelerine vize ile gidebiliyor Türk vatandaşları.
İngiltere, her ne kadar, kendi topraklarında “iş kurmak/yapmak isteyen” Türk vatandaşlarına yönelik vize işlemlerini son iki yıldır, 1973 tarihli Ankara Protokolü’ne dayanarak kolaylaştırsa da, hala Türk vatandaşlarına vize uygulamaya devam ediyor.

“Ancak” diyor Sedwick, “Biz vize işlemlerimizde son derece somut kriterler uyguluyoruz. Öyle bazı soyut kriterlerle, istediğimize vize verip, istemediğimize vize vermemiz söz konusu değil. Somut kriterleri karşılayan herkes vize alıyor İngiltere’den. Türk vatandaşlarından da, vize başvurusu yaparken, web sitelerimizde yayınlanan bu kriterleri dikkatle okumaları çağrısında bulunuyorum…”

Ve bir de kötü haber;

İngiltere’de yeni kurulan koalisyon hükümetinin göç politikası da, AB dışından geleceklere yeni önlemler getirilmesini amaçlıyor.

İşte bunlardan biri de, “eş durumundan İngiltere’ye gelecek yabancılar için dil testi uygulaması”.

“Bu testi, Avrupa Birliği dışından, aile birleşmesi nedeniyle İngiltere’ye gelmek isteyen kişilere uygulayacağız” diye anlattı Sedwick. Ancak ekledi;

“Test diye bahsedince, öyle çok zor bir sınavdan bahsetmiyoruz. Sadece çok basit İngilizce bilgisinin olup olmadığını ölçecek bir sınav olacak bu..”

Aile birleşmesi yoluyla İngiltere’ye gidecek tüm Türk vatandaşları da girmek zorunda bu sınava. “Sınav, kişinin başvurduğu ülkede yapılacak” diye anlattı Sedwick, “Ve tabii bazı istisnalar da olacak. Mesela çok yaşlı insanlar ya da öğrenme zorluğu çeken kişiler gibi…”