- Özgür Özel, Mardin'de: 'Başkanın kim olduğuna Erdoğan karar veremez'
- DEM Parti'den AKP'ye 'kayyum' yanıtı: 'İrade gaspını alışkanlık haline getirenlere bir kez daha sesleniyoruz...'
- Korcan Uçman: "Kayyumlar, demokrasiye yeni bir darbe"
- UEFA'dan skandal Türkiye ve Beşiktaş kararı: İsrail takımına büyük ayrıcalık!
- Reel kesimin döviz açığı arttı
İnsan kaç kez aptallık yapar?
22 Ekim, 2023hay benim akılsız başım
hay benim bahtsız talihim
hay benim bile bile ladeslerim
hay benim rasyonellikten uzaklaşan duygularım
aynı hatayı 21 kez tekrarlayan aptallık spektrumum
zekamla bağdaşmayanlara oy veren sağ elim
Hay benim aptalca inanışlarım, zihinsel kısa yollarım
gereksiz detayları elemine eden aptallığımın boyutları
beynimin höristik stratejisine tutsaklığım
hay benim 21 kez mağlubiyetle rayından çıkmış yaşamım
İnsan dehası zekâsızlığım
bir laboratuar faresi kadar işe yaramayacak geleceğim
göz ardı edilemeyecek aptallıklarımla yol alışım
hay benim düşük IQ’um
mantıksız, saçma, budalaca fikirlerin peşinden giden aldanışlarım
evrende en bol olan hidrojen kadar, aptallığım
Şiir - Aydan Tuncayengin
****
Akıllı geçinen insanlar neden aptalca şeyler yaparlar?
Belki dünyayı yöneten çok sayıda “akıllı(!)” sandığımız insanın yaptığı aptalca
hatalar bu nedenleri anlamamıza yardımcı olabilir.
Daha önce yaşanmış bir olay, durum ya da olgunun şimdi ve gelecekte tekrar
yaşanabileceği anlamına gelen, özellikle üzerinde konuşulan olmuş bir olayda kişiler
geçmişte benzer yaşanmış olaylara nedense “Tarih Tekerrürden İbarettir” örneğini
veririz. Aynı durumların sürekli tekrarladığını görüyoruz!
İnsanları aptal olmaya iten sebepler nelerdir? Hiç düşündünüz mü?
Hepimiz kendi yaşamlarımızda bir tarih taşıyoruz. ‘Tarih tekerrür eder’ deriz, ancak
insanın aptallıkları tekerrür ettiği için tarih tekerrür eder! İnsan kendini tekrarlamasa
tarih niye kendini tekrarlasın, değil mi?
Masal bu ya; Zeus, bir gün, çağırmış bütün hayvanları ve demiş ki onlara:
“Beğenmediğiniz bir tarafınız varsa söyleyin; düzelteyim.”
Kimseden ses çıkmadığını görünce maymuna dönmüş:
“Sen söyle bakalım, var mı bir kusurun?”
“Benim mi” demiş maymun, “neden olsun ki? Çok iyi kullandığım dört ayağım var;
ikisini bazen el gibi kullanıyorum. Görünüşümden de memnunum. Bana sorarsanız,
ayı aceleye gelmiş bir karalama zavallı sanki.”
Ayı, bu sataşmayı fırsata da çevirmiş; oda maymun gibi kendini övmüş. Sonra da fili
işaret etmiş:
“Fildeki şu biçimsizliği görmüyor musunuz? Bana kalsa kulaklarından kesip
kuyruğuna eklerdim.”
Kendisine sataşılan fil durur mu? O da ballandıra ballandıra anlatmış kendini. Ona göre de kusur aranıyorsa balinaya bakılmalıymış: “Bu kadar şişmanlık düşman başına!.”
Balina yokmuş oralarda ama fırsattan istifade eden karınca olmuş. O da övmüş
kendini, “ama” demiş; “peynir kurdu öyle mi? Mini minnacık, nokta kadar!”
Zeus bakmış, herkes halinden memnun; yollamış hepsini.
“Şu hale bak” demiş, gülerek; “nasıl bir dünya bu böyle kendimizdeki kusuru
görmezden gelir, başkalarının piresini deve yaparız”.
Neymiş, ders çıkarılmazsa aptallıklar devam edermiş!
****
Ne demiş şair?
“Ders alınsaydı, hiç tekerrür eder miydi tarih?”
Ders çıkarmamız için hayat bizi yeterince sınava tabi tutmadı mı? Yoksa masaldaki
gibi aptallığına doymayanların dünyayı getirdikleri yer, uçurumun kenarı değil mi?
Kirli düşüncelerle, insanlığı yok etmeye çalışanların savaş çığlıklarına karşı, tüm canlı
nesli yaşatmak ve dünyayı kirlilikten/kirli düşüncelerden arındırmak için laiklik ve
demokrasinin evrensel ilkelerine sahip çıkmak zorundayız.
Sürekli trajediye dönüşen yaşamlarımıza hâkim büyük ölçekli aptal insanların verdiği
zararlardan kurtulmanın çözümü, öncelikle BİZ olmalıyı başarmak değil midir?
Unutmayalım ki, geniş kitleleri etkileyen aptallığın zararları da kitleseldir. Bugün
yaşadıklarımız gibi…
Bir insan ne kadar zeki ise, aptallığının sonuçları o kadar yıkıcı olur!
Einstein “Yalnızca iki şey sonsuzdur; evren ve insanların aptallığı. Ancak ilki
hakkında kuşkularım var” sözleriyle Einstein bu sözleriyle aptallığın sınırı
olmadığına işaret ederken, Amerikalı yazar Harlan Ellison “Evrende iki şey çok
boldur; hidrojen ve aptallık” sözüyle aptallığın insanoğlunun anlamlandıramadığı
ve cezalandıramadığı felaketler sonrasında görülen bir davranış kalıbı olduğuna
dikkat çeker.
Artık en zeki insanların bile aptalca kararlar aldıklarını, zekâları ile bağdaşmayan
davranışlarda bulunduğunu görüyoruz…
“Aptallık düşük IQ sonucu değil” diyen uzmanlar, mantıksız, saçma, budalaca
fikirlerin peşinden gidenlerin hepsinin düşük IQ’lu olmadıklarını ifade ediyor. IQ
testlerinden yüksek bir puan almanız sizin aptallık yapmayacağınız anlamına
gelmiyor!
Aynı kural siyasiler için de geçerli. Akıllı olduğu varsayılan insanların muazzam
boyutlara varan aptallıklar yapabildiğini yirmi birinci yüzyılda bile görüyoruz! Savaşın
vahşetini hala savunarak, masum insanların ölmelerine neden olanlar, hem katil, hem
de aptal oldukları gerçeğini bir kez daha gözler önüne seriyor!
21. Yüzyılda, değil savaşmak, savaş kelimesini kullanmak bile suç olmalıdır!
O zaman tehlike nerede?
Aptalca karar ve davranışların altında yatan nedenleri bilim insanları, aptallığı
gereksiz detayları elimine ederek kısa yoldan çözüme ulaşmaya çalışan zihnin,
mantığı tümüyle rayından çıkartmasına bağlıyor. Beynin bu eğilimine höristik
strateji-zihinsel kısa yollar; adı veriliyor.
Suçlu höristik strateji-zihinsel kısa yollar; ise kitleleri derinden etkileyen aptalca
karar ve davranışları engellemek için bir çözüm bulmak zorundayız! Savaş denen
vahşi uygulamanın şartları artık değişsin. Kan dökmeden, masum çocuklar, insanlar
katledilmeden, hukuktaki uygulama gibi ya arabuluculuğu devreye sokalım. Kriz
hangi ülke arasında yaşanıyorsa, yönetim kendi içinde çözsün! Ya da şiddete karşı
bir chip icat edip, mutluluk hormonu serotoninli hayatlar yaşayalım!
Yeryüzü cennetinde, toprağın, havanın denizlerin, akarsuyun, bolluk ve yaşam
bereketinin kıymetini bilemedik! Yaşadığı gezegenin fırsatlarını risk’e çeviren
insandan başka canlı yok!
Gökyüzünü işgal eden gökdelenlere, kuruyan derelerden betonlaşan şehirlere,
kölelikten, yoksulluğa, hastalıklara, savaşlara kadar dünyanın tüm sorunlarını üreten
insanlar değil mi? Bu dünya tarihine tekerrür eden bu kadar aptallıklar yeter.
Sonumuzu getirdik ya hu!
Biz dünya nimetleriyle boktan pasta yapmayı seçtik!
Yorum Ekle
Yazarın diğer yazıları
- Cumhuriyet Türkiye'nin Kalbidir!
- Kanun Hükmünde Kararname İle Kadına Şiddetin Önlenmesi!
- Prof. Dr. Alpaslan Işıklı Anısına
- Türkiye Tanıtım Araştırma Demokrasi ve Laik Oluşum Vakfı TÜLOV Burslu Gençlere Umut Oluyor!
- Oysaki NARİN de bugün okula gidecekti!
- Meraklı Öğretmenler Burada!
- Laiklik Ve Çocuk
- Serbest Piyasa Fırsatçıları!
- İsraf TAVAN Tasarruf YALAN!
- Kıssadan Hisse Öyküler
- Tüm Yazıları
SOSYAL MEDYA
MAGAZİN
Karsu bebeğinin cinsiyetini İstanbul Maratonu'nda açıkladı
Hollandalı Mike Schrama ile dört ay önce dünya evine giren Karsu Dönmez geçen haftalarda hamile olduğunu duyurmuştu. Sanatçı hazırladığı pankartla bebeğinin cinsiyetini açıkladı. Yıllar ö...
TEKNOLOJİ
EDİTÖR'ÜN SEÇTİKLERİ
Sofranızdaki gizli tehlike: Bu besinler sandığınızdan daha zararlı!
Gıda katkı maddelerinin risklerine değinen Diyetisyen Gizem Özölmez, "Günlük yaşamda sıkça tükettiğimiz paketli gıdalar, içerdiği katkı maddeleriyle sağlığımızı tehdit edebilir. Yiyeceklerin görünüm ve tadını korumak için kullanılan renklendiriciler, koruyucular ve tatlandırıcılar, uzun vadede sağlığımız üzerinde olumsuz etkilere yol açabilir" dedi.
Yorumlar
Bu haberde yorum bulunmamaktadir.