CHP’de örgüt başkanları ne iş yapar?

   Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı tarafından siyasi partilerin kayıtlı üye sayıları açıklandı.

   Son verilere göre AKP'nin üye sayısı 76 günde 296 bin 336 bin arttı. Cumhur İttifakı ortağı MHP 12 bin yeni üye yaparken, İYİ Parti'nin üye sayısı da 10 bin 951 kişi yükseldi. CHP’nin üye sayısında ise 712 düşüş oldu. Yeni kurulan Gelecek Partisi üye sayısını ikiye katlarken DEVA Partisi 5 bin üye yaptı.

   1 Ekim 2020 tarihi itibariyle yapılan son güncellemeye göre siyasi partilerin toplamda üye sayısı şöyle oldu.

AKP: 10 milyon 592 bin 23

CHP: 1 milyon 256 bin 231

HDP: 40 bin

MHP: 495 bin 644

İYİ Parti: 306 bin 809

Demokrat Parti: 437 bin 214

Gelecek Partisi: 14 bin 209

Deva Partisi: 5 bin 157

BBP: 27 bin 330

Saadet Partisi: 217 bin 441

DSP: 33 bin 388

Genç Parti: 37 bin 270

Yeniden Refah Partisi: 80 bin 239

Vatan Partisi: 19 bin 356

   Yine Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı verilerine göre 21 Temmuz 2020 tarihi kayıtlarına göre 10 milyon 295 bin 687 üyesi bulunan AKP, geçen 76 günde üye sayısını 296 bin 336 bin artırarak 10 milyon 592 bin 23’e çıkardı.

   Tabloyu irdelediğimizde birçok partide artış yaşanırken CHP’de düşüş yaşanıyor. Bu yıl açıklanan verilerde 712 düşüş var. Ancak CHP’deki asıl sıkıntı bugünü özetlemekle bitmiyor, geçmişten bugüne gelen tabloyu iyi irdelemek gerekiyor.

   Mesela, son 5 yıla bakalım.

   23 Kasım 2015 itibarıyla CHP'nin parti kütüğüne kayıtlı üye sayısı 1 milyon 194 bin 298 olarak açıklanmış. Bugünkü güncel rakam ise 1 milyon 256 bin 231kişi. Dolu dolu 5 yıllık bir sürede artış sadece ve sadece 62 bin civarında.

   Sizce de komik bir rakam değil mi?

   Yani 76 günde AKP 296 bin 336 üye kaydı yaparken, CHP’nin son 5 yılda 62 bin üye kaydı yapması komik ve büyük bir eksiklik değil de nedir?

   Hadi “iktidar gücünü kullanıyor” denilmemesi için geçtik AKP’yi. Son derece yıpranmış bir parti olarak görülen MHP’de bile son 1 yılda 12 bin 495 kişilik bir artışı nereye koymak gerekir?

   Üstelik ülkemizde genel şartların bu denli kötüleştiği bir ortamdan bahsediyoruz. Böyle bir zamanda Ana Muhalefet Partisi olan CHP’nin bazen yerinde sayıyor bazen de düşüşte olmasını nasıl izah etmek gerekir?

   Bence böyle bir tablonun ancak iki tane izahı olabilir.

   Ya kimse CHP’ye üye olmak istemiyor, ya da CHP’deki örgüt başkanları görevlerini ciddiye almıyor.

   Bana sorarsanız ikinci şık daha çok ağır basıyor.

   Neden mi?

   Hepimizde iyi biliyoruz ki seçimden seçime aktif hale gelen bir örgüt yapısı var CHP’de. Peki, geriye kalan onca boş sürede ne yapılıyor?

   Gerçek anlamda emek verenleri ayrı tutarak, birçoğu ense yapıyor. Arta kalan zamanlarda kimi İlçe Başkanı ve İlçe yöneticisi partiyi kullanarak iş takipçiliği yapıyor. Belediye Başkanı ne derse kimi örgüt başkanları o doğrultuda hareket ediyor. Daha açık bir tabirle, bazı ilçe Başkanlarının sahibi bir Belediye Başkanı var. Ancak asıl üzücü olan gerçek ise tüm bunların ceremesini hiçbir beklentisi olmayan, CHP’ye gönül verenlerin çekiyor olması.

   Özetle gelinen süreçte, örgütler maalesef Belediyelerin şubeleri haline dönüştü. Tıpkı AKP’li birçok teşkilatın resmi daireye dönüştüğü gibi..

   Sözün özü

   Sokaktan ve halktan uzak durup adeta bürokratik bir yapıya bürünen CHP’de İl ve İlçe örgütleri son derece pasif hale gelmiş, getirilmiş durumda.

   İşin kötü tarafı bu tablo ve boş vermişlik Genel Merkezi de hiç mi hiç rahatsız etmiyor. Etmesini beklemekte faydasız. Çünkü aynı tablo onlarda da mevcut. Ne acıdır ki tavan ve taban bu konuda birleşmiş durumda.

   Daha önce de söylemiştim ve tekrar ediyorum. Aynı zamanda oyunu bu partiye veren bir yurttaş olarak söylüyorum.

   CHP’nin bir an önce kendisine gelmesi ve bir takım kötü alışkanlıklardan kurtulması lazım. Aksi halde; Değil iktidara yürümek, Ana Muhalefeti dahi kaybettiğini görmek hiçte sürpriz olmaz. Benden uyarması..